İsviçre Sendikalar Federasyonu’nun 14. Kadın Kongresi Bern’de gerçekleştirildi. 220 delegenin katıldığı kongrede açılış konuşmasını Bern’e bağlı Köniz Kadın Belediye Başkanı yaptı.
Kongrenin ilk gününde feminist sendika çalışmasına ilişkin vurgular yapıldı. Özellik İtalyan ve Fransız kantonlarından gelen kadınlar konuşmalara aktif katılarak sınıf çalışmasına özel vurgular yapması dikkat çekti. Tarihçi Dore Heim İsviçre’deki kadınların sendikal çalışmada yer aldığı tarihi bir süreci ele aldığı konuşmasının devamında 1990 yılındaki 1 Mayıs’a kadınların ilk kez kendi kortejleriyle katıldığını belirtti.
İstanbul Sözleşmesi’nin önemine vurgu yapılarak, hâlâ kadınların öldürüldüğü, taciz ve tecavüze uğradığı bundan dolayı uluslararası dayanışmanın daha çok önem kazandığı ve aynı zamanda İstanbul Sözleşmesi’nin kağıt üzerinde kalmaması gerektiği, İsviçre dışındaki ülkelerin de bu konuda yaptırımları gözden geçirmesinin gerekli olduğu dile getirildi.
Kadınların çalışma koşullarına ve aynı işi yapan erkeklere göre daha az ücret almaya devam ettiğini, bugüne kadar yapılan grev ve direnişlere rağmen sonuç alınamadığı, daha radikal ve dayanışmacı mücadeleler yürütmek gerektiği belirtildi. Mezarda emeklilik yasasına karşı mücadele ve kağıtsızlarla dayanışmanın önemine değinildi.
İkinci gün sağlık çalışanlarının çalışma koşullarına ilişkin kendi deney ve tecrübeleri aktarıldı. Kadınlar, “Biz kazanırsak herkes kazanır” dedi.
Göçmenlerin sorunlarına ilişkin konuşmalar gerçekleştirildi. Türkiye’nin Irak’ta kullandığı kimyasal silah ve sivillerin katledilmesi ve Polonya’daki mültecilerin durumuna ilişkin bilgilerin Kürt bir delegenin Fransızca aktarımı sonrası salondaki kadınlar, “jin jiyan Azadi” sloganını attı.
Tüzük değişikliklerinin yapıldığı ikinci günün sonunda, salonda sık sık, “çözüm grev ve mobilizasyonda” sloganları atıldı. Kadın dayanışmasının ve aynı zamanda kadınların kendi sorunlarına hakim olduğu bir kongre idi. Tümüyle feminist bir bakış açısı hakimdi. Yer yer sınıf kavgası söylemleri geçse de esası oluşturmadı. Ama mücadele ve daha fazla dayanışma söylemleri ön plandaydı.
Kongre’de Türkiyeli ve Kürt göçmen kadınları ilk kez bu kadar aktif yer aldı. Bu bakımdan da kongre anlamlıydı.
(Atılım)