Atılım / Berlin
Berlin’de birçok kurum ve hukukçuların organize ettiği “28 Yıllık PKK Yasağı: Şimdi Biz Konuşuyoruz” isimli forumun ikinci bölümünde yasağın mağdurları konuştu. Faşist Türk şeflik sisteminin artan soykırımcı saldırı ve katliamlarına paralel bir şekilde Alman devleti de PKK yasağını sürdürmede ısrar ediyor. Yeni yasaklar koyuyor.
Rosa Lüksemburg Vakfı’nın eski binasında bulunan konferans salonunda gerçekleşen forum 2 gün sürdü. Forumun ilk gününde hukukçular ve insan hakları savunucuları PKK yasağını tartışırken ikinci gün ise Almanya’da yaşayan Kürtler yasağın sonuçlarının kendilerini nasıl etkilediğini canlı olarak anlattı.
Avrupa Demokrasi ve Dünya İnsan Hakları Hukukçular Birliği (ELDH), Demokratik Hukukçular Birliği (VDJ), Demokrasi ve Temel Haklar Derneği, Azadî Derneği ve Uluslararası Hukuk ve Demokrasi Derneği’nin (MAF-DAD) organize ettiği forumda avukatlar da yasağın hukuksal perde arkasını tartıştılar. Uzun yıllardır PKK ile bağlantılı olarak açılan davalarda Kürdistanlı siyasetçi ve aktivistleri savunan avukatlar Dr. Rolf Gössner, Dr. Lukas Theune, Stephan Kuhn ve Fatma Sayın bu davalardaki tecrübelerini aktardılar.
AVUKATLAR YASAĞI MAHKUM ETTİLER
Dr. Rolf Gössner, “Krimanilize etme yerine diyalog” çağrısı yaparak, 1993’de ilan edilen PKK yasağının hem Almanya’ya hem de bu ülkede yaşayan Kürtlere verdiği zararlara dikkat çekti.
Yasağın ardından Kürtlerin “potansiyel suçlu” olarak görüldüğünü belirten Alman hukuk insanı, söz konusu yasakla birlikte Kürtlerin gösteri hakkı, ifade özgürlüğü ve basın-yayın hakkının ellerinden alındığını hatırlattı.
Avukat Stephan Kuhn ise yasağın gerekçelerinin geçen yıllar içinde azalmasına rağmen yasağın çerçevesinin sürekli genişletildiğine vurgu yaptı. Benzer değerlendirmeler diğer katılımcı hukukçular tarafından da dile getirildi.
YASAĞIN MAĞDURLARINDAN TEPKİLER
Alman devletinin PKK yasağı 28. Yılını sürdürürken, Kürtlere getirilen yasakların da kapsamı büyümekte, her gün yeni biçimlerle ağırlaşmaktadır. Bu saldırılar oturum izninden sigorta üyeliğine, yaşadıkları şehirleri terk etmelerine kadar pek çok unsuru kapsıyor. Almanya’nın değişik yerlerinde yaşayan yasak mağdurlarının canlı video bağlantıları ile konferansa aktardıkları oldukça önemli. Rosa Karayiğit isimli Kürdistanlı, 2002’den bu yana Almanya’da yaşadığını, siyasi mülteci olarak tanındığını belirterek şunları söyledi: “Derneğe gittiğim için baskılarla karşılaştım. 15 yıldır her pazartesi günü imza atıyorum. Benden sonra çocuklarıma da yöneldiler. Çocuklarımın oturum müsaadeleri iptal edildi ve 18 yaşını doldurduklarında sınır dışı etmek istediler.”
Yasak mağdurlarından NAV-DEM eski başkanlarından Tahir Koçer’in, “Her şeyimize müdahale ediliyor. Almanya, Türk devletinin içindeki huzursuzluğu kendi huzursuzluğu sayıyor. Bu yüzden Almanya’nın hukuksuzluklarına şaşırmamak gerek. Tarih bizi şaşırtmaz. Hakkımda onlarca dava açıldı” demesi son derece önemli.