Uzun yıllara yayılan iktisadi bunalım ve onun yaşamın-üretimin temel alanlarına sirayeti ulaşım ve özellikle de toplu taşımada kendisini hissettiriyordu. 2022 enflasyon gerçeği – özellikle de zirveleşen petrol ve enerji fiyatları – bu durumu katmerleştirdi.
Ekolojik krizin güncelliği ve aciliyeti, ona bağlı patlak veren iklim adaleti/ekoloji mücadelesi “ekolojik dönüşüm planları”nı emperyalistlerin gündemine soktu. Ekolojik dönüşümün belirleyici alanlarından biri ulaşımda toplu taşımanın geliştirilmesi, bireysel karbona dayalı araçlara alternatif olabilmesiydi.
Ne var ki tam tersine toplu taşıma, günlük zamlara tabi tutulup lüks haline geliyor.
Diğer yandan, korona süreciyle birlikte ekonomik hareketlilikteki zayıflama ve özellikle de son dönemde girilen ekonomik durgunluk nedeniyle tüketimi artırma, böylece krizi hafifletme ihtiyacı sistemi kimi arayışlara zorladı. İşte Almanya’da 9 Euro’luk aylık bilet, bu arayışın bir ifadesi olarak piyasaya sürüldü.
Rusya’nın Ukrayna işgali ve artan emperyalist rekabet koşullarında çiçeği burnunda yeni emperyalist hükümetin silahlanmaya olağanüstü bütçe ayırması, tekellere aktarılan on milyarlar ve artan enflasyon ve bunun yükünün emekçilere yüklenmesi koşullarında, işçi ve emekçilerde artan tepkiyi yatıştırmak için de bazı yeni yöntemlere başvurmak gerekiyordu. 9 Euro’luk bilet biriken bu gazı almanın bir biçimi olarak devreye konuldu.
Artan petrol ve enerji fiyatlarının baskısıyla Almanya’daki hükümet, ülke çapında şehirler arası ve şehir içinde toplu taşımalarda geçerli olacak ve üç ay boyunca uygulanacak bir “deneme” olarak aylık 9 Euro’luk biletler çıkardı. Yaz sürecinde biletlere yoğun ilgi gözlemlendi.
Hızlı şehirler arası trenlerin (İCE/İC/EC) bilet fiyatları ise arttı.
Ağustos’ta sona erecek uygulamanın ardından ne geleceği, “eskisine dönülüp dönülmeyeceği” sorusu gündemde.
Deutsche Bahn ve onun siyasi temsilcileri, 9 Euro’luk biletlerin şirket ve kamuya ağır bir yük haline geldiği ve sürdürülebilinir bir uygulama olmadığının altını çizerken sermayenin görüşünü özetlemiş oluyordu.
9 Euro bileti gösterdi ki, toplu ulaşımın ücreti ve işleyişi ekonomik bir pazar sorunu değil, siyasidir. Siyasi iktidar izin verdiği ve kamusal politikaları bağlamında planladığı ölçüde güçlü ve nitelikli toplu ulaşım her halükarda sağlanabilinir.
Dolayısıyla 9 Euro’luk biletin ardından ne geleceği ekonomik bir sorun değil, siyasi bir sorundur ve muhatabı siyasi iktidardır.
Çeşitli siyasi partiler, 9 Euro’luk biletin uzatılması, 39 Euro’ya çıkartılıp uzatılması gibi öneriler ile alternatif tartışmaları yoğunlaştırmış durumda.
Sermaye ve onun siyasi temsilcileri, özellikle de CDU/CSU 9 Euro’luk bilet “öncesine” dönüşü isteyip tartışmayı kapatmak isterken çeşitli kitle örgütleri “artık ücretsiz toplu taşıma” zamanının geldiğini belirtiyorlar.
Enerji fiyatlarındaki artış, petrol zamları ve yaşam pahalılığının hızla artması beklenen sonbahar/kış sürecinde, savaşın bahane edilerek ekolojik dönüşüm programlarının belirsiz bir geleceğe “ertelendiği” koşullarda ücretsiz ve nitelikli ulaşım mücadelesini büyütmek günün önemli siyasi görevlerindendir.
* Atılım Gazetesinin Avrupa Eki’nin (atilimavrupa1994@gmail.com) 22 Temmuz 2022 tarihli Avrupa Gündemi köşesi