Avrupa Birliği emperyalistlerinin kendi krizlerinin yükünü işçi sınıfı ve emekçilerin, kadınların ve gençlerin sırtına yükleme saldırganlığının ürünü olarak Avrupa’da yoksulluk sürekli artıyor.
Avrupa’nın en büyük ekonomisi Almanya, 1990’dan bu yana en yüksek yoksulluk oranına ulaştı. Yayımlanan raporlara göre başta yaşlılar, kadınlar ve çocuklar olmak üzere yoksulların sayısı sürekli artıyor. Almanya’da her beş çocuktan biri yoksul. Almanya’da yoksul insan sayısı 20 milyona yaklaştı. Artan enflasyon nedeniyle yoksulların sayısının daha da artması bekleniyor.
Uluslararası dev şirketlerin, kârlarına kâr kattığı Fransa’da, yoksulların sayısı hem arttı hem de daha da yoksullaştı. Fransa’daki en büyük 5 şirket, pandeminin başlangıcından bu yana servetlerini ikiye katladı. Bu 5 şirket, Fransa’daki nüfusun en yoksul yüzde 40’lık diliminin gelirine tek başlarına sahip. Ülkede, 10 milyon insan yaşamak için gıda yardımına ihtiyaç duyuyor.
İngiltere’de yoksullaşma da sürekli artıyor. Buna bağlı olarak yiyecek dağıtım kuyrukları da günden güne uzuyor. İngiltere’de resmi enflasyon yüzde 10,1 ile çift hanelere çıkarak 40 yılın rekorunu kırdı.
AVRUPA İŞÇİ SINIFI VE HALKLAR AYAKTA
Avrupa işçi sınıfı ve halklar, artan yoksulluğa karşı kin ve öfkelerini, tepkilerini sokaklarda, meydanlarda ortaya koyuyor.
Başta İngiliz işçi sınıfı olmak üzere Almanya ve Fransa’da, diğer AB ülkelerinde proletarya, grev silahını kuşanarak yoksulluğa karşı seslerini yükseltiyor.
İngiltere’de kapitalist sistemin ürünü enflasyon ve hayat pahalılığına karşı çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve ücretler için birleşen ve grevler örgütleyen işçilerin direnişleri devam ediyor.