Kadına yönelik şiddete karşı kadınlar sokakta, direnişte. Yaşam alanlarını savunma mücadelesi olan İkizdere direnişinde kadınlar en önde. Avrupa’nın birçok ülkesinde kadın örgütleri, faşist saray rejiminin İstanbul Sözleşmesi’ni iptal etme kararına karşı günlerce eylem ve etkinler gerçekleştirdi. Türkiye ve Kürdistan’da İstanbul Sözleşmesi’ni savunma mücadelesinde kadınlar aylardır sokakta, eylemde. Kolombiya’da günlerdir süren eylemlerde özellikle genç kadınlar en önde barikatlarda çarpışmaktadır. İsrail siyonizminin Filistin halkına yönelik saldırılarına karşı kadınlar ayakta. Faşist Saray rejiminin Güney Kürdistan’a yönelik saldırılarına karşı gerilla kadınlar mevzi savunmasında. Bütün bu gelişmeler cins özgürlük mücadelesinin dünya genelindeki yükselişini ve çelişkilerin derinleştiği anlarda nasıl fırtınalara dönüştüğünü gösteriyor. Bu nedende 21. Yüzyıl aynı zamanda kadın yüzyılı olacaktır.
Yukarıda sıraladığımız örneklerde de görüldüğü gibi, kadınlar dünyanın neresinde olursa olsun kadın cinsine yönelik saldırılara karşı harekete geçmekte, tepkisini açığa çıkarmakta, hemcinsleri ile dayanışma içerisine girmektedir.
Emperyalist kapitalist sistemin krizi derinleştikçe kadınların kazanılmış haklarına yönelik gasp etme saldırıları daha fazla boyutlanacaktır. Yüzyıl önce kazanılmış olan kürtaj hakkının gasp edilmeye çalışılması bu durumun göstergesidir. Özellikle Avrupa ülkelerinde kürtajın yasaklanması saldırısına karşı, 15 Mayıs’ta Almanya’nın birçok kentinde eylemler gerçekleştirecek.
Avrupa’da kadın kitlelerinin tepkisini çeken kürtaj ile ilgili sınırlama ya da yasaklamaların boyutu ülkeden ülkeye değişiklikler göstermektedir. Birçok Avrupa ülkesinde ise; kürtaj zamanını geçirenler sağlık sorunları nedeniyle ya da bir cinsel saldırı sonrasında hamile kalmış ise; kürtaj olabiliyor.
Gerekçe göstermeden kürtaj olmak ise suç olarak kabul ediliyor.
Görüldüğü gibi Avrupa ülkelerinde de kürtajın cinsel saldırı gibi bir nedene dayandırılması kürtaj yasağı anlamına geliyor. Avrupa ülkelerinde kürtaj kısıtlamalarına, yasaklarına karşı kadın hareketinin geçmişten bugüne bir mücadele deneyimi var. Bu deneyimin gücünü arkalayarak şimdi hareketi daha fazla ileri taşımalıyız.
Kadına yönelik şiddetin bu kadar arttığı Avrupa ülkelerinde, kadın bedenine yönelik tahakküm politikası olan kürtaj yasağına karşı kadın kitlelerini aydınlatarak harekete geçirmek oldukça önemli bir yerde durmaktadır.
Bu nedenle hem sokak eylemlerini güçlendirmeli hem de yazılı, görsel birçok aracı devreye sokarak kadın kitlelerini aydınlatma çalışmasını süreklileştirmeliyiz.
Şunu unutmamalıyız ki, kadına yönelik saldırılara karşı elde edilen her kazanım erkek egemenliğini geriletmenin yanı sıra kadın kitlelerinde muazzam bir özgüven kazandıracaktır. Bu nedenle kürtaj yasağının geriletilmesi kadın hareketini ilerletmek için özneleşmeye!
* Atılım Gazetesinin Avrupa Eki’nin (atilimavrupa1994@gmail.com) 14 Mayıs 2021 tarihli Sosyalist Kadın köşesi