Almanya, 1904-1908 arası Namibya’da Herero ve Nama ulusal topluluklarına karşı gerçekleştirdiği soykırımı tanıdı.
Basında çıkan haberlere göre Almanya ve Namibya bir “Uzlaşma” imzaladı. Bu “Uzlaşma”da Almanya, Namibya’da yaşayanlardan “özür diledi”. “Uzlaşma” Namibya’ya 1 Milyar Doları aşkın bir ödeme ve soykırımın resmi olarak tanınmasını da içeriyor.
“Uzlaşma”nın içeriği henüz kamouyuna açıklanmamışken Cumhurbaşkanı Steinmeier’ın Namibya’dan “özür dileme”si bekleniyor. Aslında bu ikinci bir deneme. Zira 2004’de o dönemin Merkel liderliğindeki kabinenin “Ekonomik İşbirliği Bakanı” Wieczorek-Zeul Waterberg de özür dilemiş, Berlin hükümeti, bakanın o dönemki iktidar adına konuşmadığını açıklamıştı.
Yine 2004’den sonra Merkel iktidarı “mağdur topluluklara” “kalkınma” yardımları vereceği sözünü vermişti. Bu “yardımlar” da hiçbir zaman soykırım mağdurlarına ulaşmadı.
OvaHerero ve Nama’ların kanaat önderleri ve liderleri “Uzlaşma”nın yetersiz olduğunun altını çiziyorlar:
Birincisi, suçlu (Almanya) işlediği suçu bütünüyle kabul etmelidir.
İkincisi, kendi yaptıklarının neden ve nasıl zararlara yol açtığını açıklamalıdır.
Üçüncüsü, güveni yeniden kurmak üzere soykırımın “yenilenmeyeceği”ne dair garanti vermelidir.
Dördüncüsü, pişmanlığını bütünüyle ortaya koyması gerekir.
Mağdurların “insanlık onuruna uygun bir yüzleşme” isteklerini aktivist Dominic Johnson şu şekilde açıklıyor: “Bu, ellerimizden alınan topraklarımızın geri verilmesi/karşılığının verilmesi ve toplumlarımızın soykırıma kurban edilen sosyokültürel ve ekonomik yapısının yeniden inşası anlamına geliyor.”
Söz konusu “Uzlaşma”nın bunu yeniden tesis etmeyeceği, yani Alman Devleti bakımından samimi bir “özür”, Alman halkı bakımından ise “samimi bir yüzleşme” olmayacağı açık.
Dominic Johnson, “uzlaşmak” için “Almanya’nın yüzleşme zorunluluğunu” şöyle açıklıyor: “Cumhurbaşkanı Steinmeier özürünü Namibya parlamentosunda değil, Berlin’de açıklamalı. Orada açıklamalı ki alman halkı gizlenmiş soykırımı tanısın ve anlasın. Daha sonrasında Namibya’ya gelip mağdur halklardan özür dileyebilir. Eğer böyle olmayacaksa Namibya Cumhurbaşkanıyla Namibya Parlamentosunda tatil yapabilir. Bizim mücadelemiz devam edecek.”
“Özür”, “uzlaşma”yla olmaz, tarihin sömürgeci katliamları ve suçlarıyla “yüzleşme”yle olur.
Bu “yüzleşme” kuşkusuz basit bir olay değildir. Zira Almanya’nın bu soykırımla yüzleşmesi, Nazi Almanya’sının Yahudilere yönelik işlediği suçlardan daha tarihsel, onun doğrudan emperyalist faaliyetlerinin bir unsurudur, şimdiye dek saklıdır, tekelci semayenin “ilksel birikimi” ile doğrudan ilintilidir.
Mücadele, halkların kendi sömürgeci ve katliamcı tarihleriyle yüzleşme, hesaplaşma ve tekelci sermayeye ve onun bölgelerdeki gerici diktatörlüklerine karşı savaşımla kazanılır.
* Atılım Gazetesinin Avrupa Eki’nin (atilimavrupa1994@gmail.com) 4 Haziran 2021 tarihli Avrupa Gündemiköşesi