Atılım Avrupa
AVEG-KON adına söz alan konuşmacı, 2013 ateşkes süreciyle başlayan barış sürecinin yeni demokratikleşme sürecini yarattığını ve Gezi/Haziran ayaklanmasını olanaklı kıldığını belirtti. Kendiliğindenci başlayan süreç esasen sokak hareketi olarak gelişti ve örgütlenemediği için bir süre sonra sönümlendiğini söyledi.
Rojava Devrimi dünya halkları için yeniden umut kaynağı olduğunu belirten konuşmacı, Türk devletinin Sri Lanka modeliyle Rojava devrimini boğma hedefinin demokratik özerklik mücadelesiyle geri püskürtüldüğünü vurguladı. HDP’nin seçimlerle yarattığı başarının kitlelere umut ve özgüven verdiğini, ancak AKP’nin saldırgan saray darbesi sonrasında HDP‘nin pasifize ve edilgen duruma düşmesinin durumu zorlaştırdığını söyledi.
Demokratik özerklik direnişi esnasında işçi sınıfının batıda harekete geçmesi ve şovenizmi kırması arzulandığını belirten konuşmacı, ancak işçi sınıfının büyük kısmının örgütsüz ve sendikasız olduğu için batıda yeterli yanıt gelmediğini, şovenizm dışında açlık, işsizlik ve ekonomik krizle birlikte sefalet sorunu olduğunu, kitlelerin örgütsüzlüğünden dolayı bu sorunlara yanıt olamadığına dikkat çekti.
Konuşmacı, saray darbesiyle, 12 Mart ve 12 Eylül ile kıyaslanabilecek düzeyde yeni bir darbe örgütlendiğini, son 7 yıldır Türkiye’nin darbelerle yönetildiğini, devletin umudu kırma ve devrimci hareketi tasfiye etmek için elinden geleni yaptığını, ancak devrimci hareketin bu saldırılara karşı direndiğini, boyun eğmediğini söyledi.
Konuşmacı devamında şunları söyledi:
“Devrimci hareket olağanüstü büyük kayıplara karşın devam etmiştir. Hiçbir çalışma mevzisi terk edilmemiştir. Ancak düşman saldırdıkça devrimci hareket geri çekilmiştir. Bu yenilgi değildir ancak büyük kayıplar anlamına geliyor. Gelişen direniş kitlelerle olmadı, sadece devrimci hareketle sınırlı kaldı. Kitlelerin yanıtı giderek sınırlı kaldı.
“Toplamında devrimci hareket süreci iyi yönetemedi, Faşizmin yeniden kurumlaşması anlamına gelen yeni faşist şeflik rejimini önleyemediğini kabul etmemiz gerekiyor. Devrimci hareketin bugün için öncelikli sorunu olarak büyüme ve kitleselleşme sorunudur.
Konuşmacı, Kürt halkının sorunları çözülmeden diğer sorunların çözümünün mümkün olmadığını, birleşik devrim dışında başka çözüm yolunun mümkün olmadığını belirterek sözlerini tamamladı.