Afganistanlı kadınlar, Taliban zulmüne karşı ‘Nan, kar, azadi!’ (ekmek, iş, özgürlük) sloganlarıyla yönetimin Taliban tarafından ele geçirilmesinin yıl dönümünde bir yürüyüş gerçekleştirdiler. Üstelik üzerlerine sıkılan kurşunlara karşı, milim geri adım atmadan…
Afganistanlı Kadınların Kendiliğinden Hareketi’ni kuran kadınlar, Taliban’ın 15 Ağustos 2021’de Kabil’e girişi ve Afganistan’ın düşüşünün birinci yılında bir dizi eylemle seslerini duyurmaya çalışıyor. Taliban’ın hiçbir ülke tarafından tanınmamasını talep eden kadınlar, getirilen yasaklamalar nedeniyle sokağa çıkamadıklarını belirtiyorlar.
Açıklamalarında “Karanlık Afganistan’ı teslim aldı! Tüm bu acı ve zorlukların yanında dünyanın benimsediği bu sessizlik ise hepsinden acı. Tüm bu zorluklara rağmen Afganistanlı Kadınların Kendiliğinden Hareketi sesini çıkarmaya devam ediyor. Bu ses cılız ve kırık bir ses de olsa susturulamayacak, yükselecek. Bizler haklarımız için savaşıyoruz! Özgürlük için sesimizi yükseltiyoruz” diyor.
Afganistanlı kadınlar, Taliban’ın yönetimi ele geçirmesinin hemen ardından “Geri dönmeyeceğiz” diyerek sokaklara çıktı, eylemler yaptılar. Her ne kadar Taliban kendisini “ılımlı” göstermek için işgalin hemen ardından ağır kısıtlamalara, kadınları eğitimden, iş yaşamından, toplumsal hayatın farklı alanlarından tümüyle çekmeye ve evlere kapatmaya girişmese de, Afganistanlı kadınlar tüm dünyayı uyardı:
“Gözünüzü Afganistan’dan ayırmayın, çünkü Taliban, kadınlar için cehennemin yollarını adım adım döşüyor!”
Geçtiğimiz 1 yılın sonundaki Afganistan tablosu, kadınların haklı olduğunu ortaya çıkardı.
Eğitim şeriatçi ölçülere göre yeniden düzenlendi. Taliban, medyadaki kadınların yüzlerini örtmelerini ve İslami tesettür gereği saçlarını tamamen kapatmalarını istedi.
Ama kadınlar bu süreçte, “Canımız pahasına geri dönmeyeceğiz” dediler ve sokaklara çıktılar. Kadınlar rehin alındıkları evlere dönmek istemediler ve politik islamcı ideolojiyle savaştılar. Emperyalistlerin kabullenmeye meraklı olduğu ve Taliban’ın iddia ettiği “Taliban değişti” cümlesinin içinin boş olduğunu bu süreçte kadınlar gösterdi. Çünkü İran rejimi gibi bölgedeki birçok politik islamcı güç, kökü kazınmadan değişmez, özü aynıdır. İrticayı destekler ve kadını baskılar.
Afganistanlı kadınlar geçmişin dersleriyle bir araya gelmek ve örgütlenmek gerektiğini acı bir şekilde öğrendiler. 2011 yılında ABD’nin Taliban ile başlattığı “Barış Müzakeresi” kadınlar için tehlike zili niteliğindeydi. O dönem kadın örgütleri aktifleşmeye ve Afganistanlı kadınlar farklı gruplarda mücadele etmeye başladılar ve yol aldılar. 2021 Taliban işgalinin ardından örgütlü olmayan veya bu gruplarda yer almayan, kendini politik olarak tarif etmeyen işçi, emekçi, öğretmen, öğrenci, kısacası kendini tüm o baskıcı ve otoriter yapılara karşı var etmeye çalışmış kadınlar ne pahasına olursa olsun sokağa çıktılar.
Kadınların değişik coğrafyalarda mücadeleleri erkek egemen kapitalist sistemin tüm görüngülerine karşı sürüyor. İran’da kadınların yıllardır yaşadığı hak ve özgürlük mücadelesi, ABD’de kadınların yaşadığı kürtaj baskısı, yasaklamaları, Avrupa’da kadın haklarına karşı gelişen saldırılar, Türkiye’de İstanbul Sözleşmesi’nden geri çekilme gibi birçok saldırı aynı kaynaktan besleniyor.
Afganistanlı kadınların sesini daha fazla duymak ve duyurmak kadın dayanışmasını sınırlara hapsetmemek için, kadınların birleşik mücadelesini geliştirmek gerekiyor. Hiçbir mücadele sınırlara hapsedilerek kazanılamaz. Kadınların mücadele taleplerindeki ortaklık zemini hiçbir dönem bu kadar güçlü olmamıştı. Şimdi Dünya Kadın Konferansı’nın gündemini bu hattan ilerleyerek güçlendirme zamanı.
* Atılım Gazetesinin Avrupa Eki’nin (atilimavrupa1994@gmail.com) 19 Ağustos 2022 tarihli Sosyalist Kadın köşesi