Paris Katliamına ilişkin açıklama yapan MLKP MK, 23 Aralık 2022 ve 9 Ocak 2013 katliamlarına dair gerçeklerin açıklanması, Güney Kürdistan ve Rojava’ya yönelik işgal saldırılarının durdurulması, kimyasal silah kullanımına ilişkin sokaklara çıkma ve fiili meşru mücadele yürütme çağrısı yaptı.
Marksist Leninist Komünist Parti (MLKP) Merkez Komitesi (MK), Paris’te Ahmet Kaya Kürt Kültür Merkezine yönelik katliam saldırısına ilişkin açıklama yaptı.
Katliamdan faşist politik islamcı Erdoğan rejimi ve Fransa devletinin sorumlu olduğu vurgulanan açıklamada, “Ulusal demokratik mücadeleyi kanla boğmak ve Kürt soykırımı için Kürdistan’ın üç parçasında kirli bir savaş yürüten faşist sömürgeci Türk sermaye devleti Avrupa’da MİT eliyle yeni bir katliam örgütledi” denildi.
23 Aralık günü tarihli açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:
“Tetikçinin Ahmet Kaya Kürt Kültür Merkezi’nde yapılacak bir toplantıyı hedef aldığı görülüyor. Bu katliam Kürdistanlı ve Türkiyeli demokrat, yurtsever, devrimci göçmenlere safları sıklaştırmaları ve büyük bir kararlılıkla mücadele etmeleri gerektiğini hatırlatan bir alarmdır. Herkes tehlikenin farkında, bilincinde olmalıdır.
Paris savcısının ve Fransa İçişleri Bakanının açıklamaları, saldırının planlama merkezini gizlemek, Ankara rejimini, faşist politik islamcı Erdoğan diktatörlüğünü korumak dışında bir anlam taşımıyor. Bu tutumlar, tıpkı, Sakine, Fidan ve Leyla’nın katledilmesinde olduğu gibi Fransız devletinin faşizmle işbirliği içinde hareket etme niyetini dışa vuruyor. Buna izin verilmemelidir.
1) 23 Aralık 2022 katliamını örten perdenin yırtılması,
2) 9 Ocak 2013 katliamına dair gerçeklerin açıklanması,
3) Faşist sömürgeci Türk sermaye ordusunun Güney Kürdistan’da gerillaya karşı kimyasal silah kullanmasının örtbas edilmesine son verilmesi,
4) Erdoğan’ın faşist şeflik rejiminin Rojava ve Güney Kürdistan işgallerine sunulan siyasi ve askeri desteğin kesilmesi için kararlı ve sonuç alıcı bir mücadele yürütülmelidir.
Kürdistan ve Türkiyeli göçmen işçileri, kadınları, gençleri, emekçileri tek yürek tek yumruk olup bu dört taleple meydanları zapt etmeye; Avrupa Parlamentosu, Birleşmiş Milletler gibi kurumları kuşatmaya; etkili bir fiili meşru mücadele yürütmeye çağırıyoruz.
Fransa işçi sınıfı, gençliği ve kadın kuvveti başta olmak üzere, Avrupa halklarının ilerici, antifaşist, devrimci güçlerini, bir Fransız tetikçi aracılığıyla uygulanan bu katliama karşı meydanlarda, ulusal ve bölgesel parlamentoların önlerinde seslerini yükseltmeye; Batı Avrupa devletlerinin DAİŞ’in destekçisi faşist politik islamcı Erdoğan rejimiyle kanlı ve kirli işbirliğine son vermeleri için hükümetlere ve partilere güçlü bir baskı uygulamaya davet ediyoruz.
Bu, çürüyenle çürümemenin, işçi ve halk onurunu yükseltmenin zorunlu kıldığı ve politik olduğu kadar, ahlaki bir görevdir.”