Bu yaşadığımız felaketi bir deprem olarak görmek olanın düzeyi ve boyutunu hafifletmek olur. Evet doğa felaketi bu yıkıma yol açtı. Bu sadece görünürde olandır. Böyle bir toplumsal felaket sadece bizde olmuyor. Dünyanın hemen hemen her ülkesinde depremler olmaktadır. Bu açıdan ölümler birer kader değildir. Bizi asıl öldüren devletin yapmadıklarıdır. Devletin üstümüze çöken enkazı altında öldük.
Ölen insanımızı deprem öldürmedi. O korumalar ordusuyla gezen katiller öldürdüler. Bunlar suçludur, katildir ve hesap vereceklerdir. Alınmayan tedbirler, yapılan imar afları, yapılmayan denetimler, yolsuzluklar ve rüşvetler insanlarımızı öldürdü. Bilimin sesine değil, hurafenin, cemaatlerin ve dinin sesine kader diye kulak verenler bu ölümlerin sorumlusudurlar. Deprem olmasaydı Mustafa Destici’nin verdiği imar affı yasa teklifi mecliste yasalaşıp geçecekti. Bunun için bu katil devlet ve iktidar baştan aşağı suçlu, sorumlu ve katildirler.
Bu katiller sürüsü, bu soysuzlar, bu hırsızlar, devleti 3-5 rantçıya ve cemaate parselleyenler, peşkeş çekenler bu suçlarından dolayı yargılanmalı ve hesap vermelidirler. Ölülerimize bile saygıları yok. Cesetlerimizi bile enkaz olarak iş makineleriyle silip süpürüyorlar. Halk umurlarında değil, halkın yaşadıklarının hiçbir önemi yok elde edecekleri rant için bölgeye gidiyor hemen inşaatlar başlatma telaşındadırlar. Ölüleri çıkarma ve varsa yaşayanları kurtarma bir dertleri yok. Hemen enkazı kaldırıp inşaatları başlatmayı düşünecek kadar izandan çıkmışlar ve ahlaksızlaşmışlar. Enkaz başlarında sırıtanlar, tehdit eden, küfreden bu ahlaksızlar öyle alçak bir zihniyete sahipler ki yıkıntılarda elde edecekleri rant için el avuç oğuşturuyorlar.
Bu katiller ve soysuzlar sürüsü, kimseyi kurtarmak için dört gün kıllarını bile kıpırdatmadılar, yaralı halka bir ekmek veremediler, bir su veremediler ve bir çadır açamadılar. Bir çadır ve konteynır devleti olmayı bile beceremediler. Halkımıza, yaralı ve acılı insanlara acımadılar, aileleri tehdit ettiler, küfrettiler. Kendileri görevini yapmadıkları gibi, yapanları da engellediler, kayyum atadılar. Yolları ve hava alanlarını açmadılar, yasaklamalar getirdiler, haberleşmeyi engellediler, interneti kapattılar, basını susturdular ve OHAL ilan ettiler. Deprem gibi bir krizi çözmek ve yaraları sarmak değil, üniversite eğitimini engelleme ve yurtları kapatma krizine yol açtılar. Korkuyorlar, panik halindedirler. Bunun için tehdit ediyorlar, enkaz altında öldürüyorlar ve saldırganlaşıyorlar.
Hukukçuların, evleri yıkılan ve felakette zarar gören insanların, kayıp veren ailelerin toplu ve birey olarak bu katiller hakkında suç duyurusunda bulunmalıdırlar. 20 yıldır bu ülkeyi yönetenler, uyarılara rağmen önlem almamışlar bundan dolayı hepsi suçludurlar. Belki dosyalar açılmaz, dilekçeler alınmaz, şikayetler dikkate alınmaz, mahkemeler açılmaz ama bir toplumsal baskı oluşturmak için bunları ısrarla yapmak gerekiyor. Onlar bizi deftere not ediyorlar, bizde bu pişkin, ahlaksız, pornocu katilleri ısrarla ve milyonlarca kez tarihe not düşelim ve suçlarını kayıt altına alalım.
Bu bir katliamdır, bu bir insanlık suçudur. Katiller yaptıkları katliamdan, sebep oldukları yıkım, acı ve kayıplardan, hırsızlık ve yolsuzluklardan suçludur. Bunlar mutlaka ama mutlaka yargılanmalıdırlar ve işledikleri suçların hesabını vermelidirler. Bunun için her hukukçu, mimar, mühendis, doktor, her aile, her kurum bu katillerden şikayetçi olmalıdır çağrısı yapıyoruz.
Şimdiye kadar toplumsal baskı oluşturulmadığı niçin bu soysuzlar, soytarılar insanların gözlerine baka baka yalan söylüyorlar, algı yönetiyorlar. Yarattıkları algıyla sırıtarak, pişkince tehdit ederek, küfrederek kanlı saraylarında saltanat sürdürüyorlar. Bu katiller istifa etmeli ve istifaya zorlanmalıdırlar. Biz bu katiller sürüsüne mecbur değiliz. Bunları başımızdan defetmeli ve tarihin hak ettikleri çöplüğüne atmalıyız. Çünkü bunlar suçlu ve katildirler.