Rusya ve Ukrayna arasında sürmekte olan savaşta NATO destekli Ukrayna’nın askeri konumunun kötüleşmesiyle birlikte batılı emperyalistler, NATO muharip birliklerinin Ukrayna topraklarına doğrudan konuşlandırılması ve Rus altyapı ve şehirlerine saldırılar düzenlenmesi dahil olmak üzere savaşın tırmanacağı tehdidini açıkça dile getirmeye başladılar.
Son olarak Avdiivka’dan geri çekilen Ukrayna ordusu, büyük kayıplar vermekle birlikte cepheye yeterli sayıda takviye asker gönderemiyor. Son yapılan NATO Güvenlik Zirvesi’nde de genişçe tartışılan bu konuyu Pazar günü manşetine taşıyan New York Times “Zelenskiy, Rus güçleri ilerlerken daha fazla askerin nasıl askere alınacağı konusunda çıkmazda” dedi.
Geçtiğimiz hafta NATO üyesi dört ülke (Fransa, Kanada, Hollanda ve Litvanya) Rusya’ya karşı savaşmak üzere Ukrayna’ya muharip birlikler göndermeyi seçenek dışı bırakmadıklarını açıkladı. Cuma günü ise Rus medyası, Alman askeri liderleri arasında Kırım’ı vurmak için Alman uzun menzilli silahların kullanılmasının tartışıldığı bir görüşmeyi yayımladı. Ardından İngiltere, Ukrayna’ya hali hazırda “az sayıda” asker gönderdiğini itiraf etti.
Bu açıklamalar karşısında Putin, NATO güçlerinin Ukrayna’ya doğrudan müdahalesinin nükleer silah kullanımına yol açabileceği uyarısında bulundu. NATO ve burjuva medya Putin’in blöf yaptığını iddia ederek, halklar nezdinde savaşın genişleme potansiyelini gizlemeye çalıştılar.
Şubat 2022’de savaşın başlangıcında NATO’nun doğrudan müdahalesinin Üçüncü Dünya Savaşı anlamına geleceğine dair yaptıkları açıklamaları unutmuş görünen emperyalistler, şimdi Rusya’nın topraklarına doğrudan saldırılsa bile misilleme yapmayacağını iddia ediyorlar. Dahası, büyük bir karşı saldırı olasılığı olsa bile, NATO’nun bu tehlike karşısında caydırılmaması gerektiğinde ısrar ediyorlar.
ABD merkezli bir düşünce kuruluşu olan Atlantik Konseyi’nden Peter Dickinson, yazdığı bir makalede “Ukrayna defalarca Putin’in blöfünü gördü ve Rus diktatörün nükleer palavralarının boşluğunu ortaya çıkardı… Ukrayna Putin’in nükleer şantajından korkmayı reddederken, aynı şey Batı için söylenemez… Batı’nın gerilimi tırmandırma korkusu en büyük engel” dedi.
Almanya’da Frankfurter Allgemeine Zeitung “Daha önce olduğu gibi, Amerikan ve İngiliz füzeleri, Kırım da dahil olmak üzere Rusya tarafından ilhak edilen Ukrayna topraklarındaki askeri hedeflere saldırmak için kullanılsa bile Rusya’nın nükleer silah kullanma tehdidinin gerçekleşmeyeceğini” iddia etti.
Savaşı tırmandırmak isteyen batılı egemen sınıflar, amaçladıkları yolda engelle karşılaşmamak için halklara yalan söylüyorlar. Biliyorlar ki yerli işçi ve emekçiler, özellikle gençler ve kadınlar arasında geniş bir savaş karşıtlığı var. Macron’un Ukrayna’da Rusya’ya karşı savaşmak üzere Avrupa birlikleri gönderme olasılığını gündeme getirmesinin ardından yapılan anketler, Fransız halkının yüzde 68’inin ve Alman halkının yüzde 80’inin buna karşı olduğunu ortaya koyuyor.
Ancak tarihi deneylerden de biliyoruz ki tek başına savaşa karşı olmak savaşı durdurmaz. Emperyalist savaşı, somutta da tüm emperyalistlerin Ukrayna’dan tamamen çekilmesi ve çatışmanın derhal sona erdirilmesi her ülkede kitlesel protestoların örgütlenmesi, sokakların zaptedilmesi; işçi sınıfının grev silahına bir de emperyalist savaşa hayır demek için sarılması; daha fazla kan, ölüm, yoksullaşma ve zulümle savaşın bedelini ödemek istemeyen milyonların antiemperyalist mücadelede kenetlenmesi durdurabilir.
* Atılım Gazetesinin Avrupa Eki’nin (atilimavrupa1994@gmail.com) 8 Mart 2024 tarihli Avrupa Gündemi köşesi