Kovid-19 virüsündeki artışlar ve yaşanan ölümler, emperyalist devletlerin birinci dalga pandemiden sonra halk sağlığını korumak için herhangi bir önlem almadıklarını ortaya koymaktadır. Burjuva iktidarlar tekellere milyarlar akıtmaya devam ederken, işçi ve emekçileri ise virüsle baş başa çalışmaya zorlamakta veya işsizliğe ve yoksulluğa itmekteler.
Tekellere aktarılan milyarların tekrar devlet kasalarına akması için, yani krizin yükünü işçi ve emekçilere yüklemek için şimdiden harekete geçmiş bulunuyorlar.
Kapitalist sistemin yaşadığı krizi atlatması için burjuvaziyle kol kola olan sendika yönetimleri de krizi fırsata çeviren burjuvazinin yardımına koşmakta gecikmediler. Bunun ilk adımını 2 milyon civarında üyesiyle Almanya’nın ikinci büyük sendikası olan Birleşik Hizmet İşleri Sendikası (ver.di) attı.
Ver.di, 25 Ekim’de kamu patronları (hükümet) ile yaklaşık 2,3 milyon kamu çalışanını ilgilendiren bir toplu iş sözleşmesi imzaladı. Bir yıllık sözleşme için yüzde 4,8, en az 150 Euro zam talebiyle masaya oturan sendikanın yaptığı sözleşmeye göre, Eylül 2020’den itibaren 7 ay ücretlerde bir artış olmayacak. Ücretler ve maaşlar 1 Nisan 2021’de yüzde 1,4 (en az 50 Euro) ve 1 Nisan 2022’de yüzde 1,8 oranında artırılacak. Bu yıl için bir seferliğine mahsus olmak üzere, 200 ile 600 Euro arasında değişen korona ikramiyesi ödenecek.
2022’nin sonuna kadar (28 ay) geçerli olacak olan bu sözleşme ile çalışanların aldığı ücret artışı muhtemelen enflasyon oranını bile karşılayamayacak. Oysa sendikanın yaptığı ve bölgesel uygulanan uyarı grevlerine iyi bir katılım vardı. Ancak ver.di sendikası, bırakalım genel greve çağırmayı, haftanın belli günlerinde sadece belli yerlerde uyarı grevi çağrısı yaparak, çalışanlarda iktidara yönelik birikmiş öfkeyi boşaltma taktiği izledi.
Ver.di, kamu toplu ulaşım sektöründe faaliyet gösteren 130 şirketle ortak bir toplu sözleşme yapmayı ise gelecek yıla erteledi.
Sparkasse bankalarındaki 175 bin çalışan işin yapılan ve 1 Temmuz 2021’de yüzde 1.4, 1 Temmuz 2022’de ise yüzde 1.0 ücret artışı öngören sözleşmenin tam olarak uygulanması ise 1 Aralık 2022’de olacağı belirtildi.
Alman devletinin 9 milyar Euro aktardığı Lufthansa Havayolları ile yapılan sözleşmeler ise, çalışanlardan ücret kesintileri öngörüyor. Sendikalardan ver.di 35 bin havaalanı çalışanından 2021 yılı sonuna kadar 200 milyon Euro kesintiye imza atarken, pilotların sendikası Vereinigung Cockpit (VC) 600 milyon kesintiyi kabul etti, ki bu pilotların ücretlerinin yarıya inmesi anlamına gelecek. Kabin çalışanları sendikası Ufo’nun da benzer bir sözleşme yapacağı belirtildi.
Sendikaların işten atılmaları engelleme adına yaptıkları ve kendi üyelerine sefaleti dayatan bu sözleşmeler, Lufthansa’yı orta vadede 26 bin çalışanı kapı dışarı etme planlarından vazgeçirmeyecektir. Ver.di, VC ve Ufo’nun yaptığı anlaşmalar, krizin yükünü çalışanlara yüklemenin önünü açmaktadır ve ret edilmelidir.
Krizin yüküne çalışanlara yükleyen bu ve benzer sözleşmeleri önlemenin yolu, sınıf bilinçli işçilerin tabanda yoğun bir çalışma yapmaları, işyeri komiteleri vb. örgütlenmeleri geliştirerek, sendika ağalarına karşı mücadele etmekten geçmektedir.
Politik öznelere düşen görev ise, propaganda ve ajitasyonunda sendika ağalarının bu ihanetçi tutumunu teşhir etmek, krizin yükünün işçi ve ezilenlere yüklenmesine karşı mücadeleyi büyütmek olmalıdır.
* Atılım Gazetesinin Avrupa Eki’nin (atilimavrupa1994@gmail.com) 20 Kasım 2020 tarihli Avrupa Gündemi köşesi