Duisburg Meiderich, Şehîd Ivana’nın mezarbaşında toplanan onlarca sosyalist genç… Yapılan bir konuşmada, kaç kişinin Ivana’yı tanıma fırsatı elde edebildiği soruluyor. Kalkan ellerin sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Sonrasında kaç kişinin Ivana sayesinde örgütlendiği sorulduğunda ise kalkmayan bir el kalmıyor neredeyse.
Ölümsüzlüğün anlamını ve işlevini gözler önüne seren, esasında “sıradan” bir örnek. Sıradan, zira her birimizin bir şekilde yaşadığı, deneyimlediği bir durum. Ivana’nın ölümsüzleşmesinin üzerinden 8 yıl geçti, bu sekiz yıl içinde onun adı ve anısı sayesinde örgütlenen, farklı uluslardan yüzlerce genç, bugün devrim ve sosyalizm saflarında mücadeleye atılıyor. Dün onun Duisburg’da yürüdüğü sokaklar, bugün sosyalist gençliğin afişleriyle, yazılamalarıyla doluyor. Onun adı, hâlâ devrimcilerin ağızında. O hâlâ Duisburg’da, Almanya’da, Avrupa’da gençleri örgütlemeye devam ediyor.
Bu sene de her sene olduğu gibi Ivana’nın adı Duisburg’un sokaklarında yankılanıyor. Sekizincisi düzenlenecek Ivana Hoffmann festivali, bu sene 17 Haziran’da gerçekleşiyor. Ivana’nın sekiz senedir örgütlediği sosyalist gençler, festival çalışmalarına emek ve enerjilerini katıyor.
8 senedir düzenlenen festivale çok kısa bir süre kaldı. Hazırlıkları ise aylardır sürüyor. Bütün bir sosyalist gençliğin emeğini ve enerjisini sarf ettiği hazırlık sürecinin sonlarına geliyoruz. Kitlesel afişleme çalışmaları, bildiri dağıtımları, resmi davetiyeler, farklı kentlerden ve ülkelerden gidiş gelişlerin örgütlenmesi, program ve stant hazırlıkları, son materyallerin çıkarılması… görevler çoğalarak gidiyor. Farklı uluslardan sosyalist gençler, yüzünü ve odağını bir yöne dönmüş, bir parolaya, festivalin başarısına odaklamış.
Bu festivalin sıradan bir festival olmadığı açık. Ölümsüzlük kavramının çürümeye yüz tuttuğu Avrupa topraklarında, buralarda doğup büyümüş bir devrimciyi bir festivalle anmak, her gün rastlanılan bir durum değil. Bu koşullar altında “hâlâ bu yolda yürüyenler var” dedirtebilmek, işin politik-ideolojik yanını yaratıyor. Tam da bu nokta, Avrupa çapında gençliğin, festivali sahiplenmesini ve senenin odak noktalarından biri yapmasını koşulluyor.
Bu sene festival, aynı zamanda daha yüksek bir anlam kazanıyor. Ocak ayında ölümsüzleşen Özgür Namoğlu yoldaş, bu seneki festivalde de anılacak. Yolu Avrupa’dan geçmiş, Dortmund’da Young Struggle çalışması yürütmüş bir genç komünist olarak komutan Fırat Neval, aynı zamanda Avrupa gençliğinin de komutanı olmuştur. Bu bağlamda Ivana ve Özgür’de vücutlaşan enternasyonalizm anlayışı, bu seneki festivalin de şiarı olmuştur.
Kısa süre içinde emeklerimizin sonuçlarını göreceğiz. Açık olan şu ki, sallanılan her bayrakta, söylenen her marşta, asılan her afişte, çekilen her halayda, dağıtılan her bildiride Ivana’nın anısı yaşatılacak. Genç ölümsüzlerimizin izinde, nerede olursak olalım, kan ve canla savunulan kızıl bayrak, en yükseklerde dalgalanacak.
Anıları umut oldu, kavgamıza ışık oluyor.
Şan olsun Rojava’da düşene dövüşene!
Selam olsun onları yaratan iradeye!