Yunanistan Eylem Birliği Platformu, işçi emekçi ve tüm ezilenleri “Savaşa hayır” şiarını yükseltmeye ve mültecilere yönelik politikalara karşı birleşik örgütlü mücadeleyi büyütmeye çağırdı.
Yunanistan Eylem Birliği Platformu Türkiye/Kürdistan, İdlib’e yönelik saldırı ve Türkiye’nin mültecilere yönelik uygulamalarına ilişkin açıklama yaptı.
‘BAŞKA ULUSLARI EZEN ULUSLAR ASLA ÖZGÜR OLAMAZ’
Ortadoğu’da uzun süredir devam eden çatışma ortamının, 27 Şubat’ta 33 Türk askerinin İdlip’te yaşamını yitirmesiyle farklı bir evreye taşındığı belirtilerek, “Türk Devleti tarihi boyunca hep işgalci ve ilhakçı olmuştur. Hatay, Kıbrıs, Kürdistan ve son olarak da Suriye. Bu saldırgan siyaset sadece işgale uğrayan bölge halklarını değil Türkiye emekçilerini de açlık, yoksulluk ve çocuklarını bu haksız savaşlarda kaybetme acı gerçeği ile yüz yüze bırakmıştır. Halkların birbirleri ile çözemeyecekleri hiçbir sorunu yoktur. Bizler gayet iyi biliyoruz ki ‘başka ulusları ezen uluslar asla özgür olamazlar'” denildi.
Suriye’de yaşanan savaşın “vekalet savaşı” olduğu kaydedilerek, şunlar ifade edildi: “Bu savaş haksız ve gayrı meşrudur. Halkların bu savaştan hiçbir çıkarı yoktur. Tüm devrimci, ilerici, yurtsever, demokratların diktatör Erdoğan’a karşı harekete geçmesi gerekmektedir. Erdoğan başta Türkiye’nin komşu ülkeleri olmak üzere tüm dünya için büyük bir tehdittir. İktidarını korumak için milyonların ölümünü ya da mültecileşmesini göze almıştır. Avrupa devletlerinin mülteci şantajı ile attıkları her geri adım onu daha da cesaretlendirmektedir.”
Merkel’in seçim sürecinde Türkiye’yi ziyaret ederek açıkça Erdoğan’a destek verdiği hatırlatılarak, “Merkel Almanya’sının bugün Suriye savaşının yol açtığı mültecileri istememe gibi bir lüksü yoktur. Bölgeyi kana bulayan diktatörleri sizler silahlandırdınız, sizler desteklediniz ve Ortadoğu cehennemi sizlerin eseriniz” denildi.
İşçi, emekçi ve ezilen ulusların bugün “savaşa hayır” şiarını yükseltmekle görevli olduğu vurgulanan açıklamada, “ABD-Rusya ve Türkiye, Suriye ve Kürdistan’dan koşulsuz şartsız çıkmalıdır” diye kaydedildi.
‘MÜLTECİ ‘KRİZİNİN’ SORUMLUSU NATO VE EMPERYALİZMDİR’
İdlib’e yönelik saldırının ardından yönlendirilen binlerce mültecinin Türkiye-Yunanistan sınırında insanlık dıramı yaşadığına dikkat çekilerek, şunlar kaydedildi: “Can güvenlikleri için başka bir ülkeye sığınmak zorunda kalan insanların hayatları hiçe sayılarak bir şantaj malzemesi olarak kullanılması barbarlıktır. Avrupa devletleri ve Türkiye imzacısı oldukları her türlü sözleşmeyi hiçe sayarak sınır bölgesinde insanlara zor ve şiddet uygulamaktadır. Mültecilerin can güvenliği tehlikeye atan her türden şiddet uygulamasından vazgeçilmesi ve mültecilere uluslararası sözleşmelerden doğan haklarına uygun bir şekilde davranılmalıdır. Emperyalizm ve onun kar hırsına dayalı talan ekonomisi yıkılmadıkça herkes ansızın mülteci olup her şeyini kaybetme riski ile karşı karşıyadır.”
Geç olmadan ve mültecilerin yaşadığı vahşet kitlesel bir katliama dönmeden birleşik örgütlü direniş ve dayanışmanın örülmesi gerektiği vurgulandı, “Sınırları kaldırıp halklara barış getirecek olan işçiler-emekçiler ve ezilen ulusların birlikte mücadelesidir” denildi.
(ETHA)