Koronavirüsü nedeniyle risk altında olan tutsaklar için açıklama yapan insan hakları örgütleri, tüm tutsakların şartsız tahliye edilmesini istedi.
Eşit Haklar İçin İzleme Derneği, Hak İnisiyatifi Derneği, İnsan Hakları Derneği, İnsan Hakları Derneği (İHD), Uluslararası Af Örgütü Türkiye ve Yurttaşlık Derneği ortak açıklama yaparak, koronavirüs nedeniyle riskli olan hapishanelerdeki tutsaklar için gerekli tedbirlerin alınmasını istedi.
Türkiye’deki hapishanelerde 300 bini aşkın tutsağın bulunduğu hatırlatılan açıklamada, “Aşırı doluluk sorunu, bulaşıcı hastalıkları yaygınlaştırıcı nedenlerin başında gelmektedir. Oysa bu sorun, çözülmesi en kolay sorunlardan biridir” denild.
Acilen yapılması gerekinler işte şöyle sıralandı:
-Sadece ifade ve örgütlenme özgürlüklerini kullandıkları için hapishanelerde bulunan tüm tutuklu ve hükümlüler şartsız şekilde serbest bırakılmalıdır,
-Hakkında hüküm verilmemiş tüm tutuklular adli kontrol mekanizması uygulanarak serbest bırakılmalıdır,
-Virüsten daha kolay etkilendiği bilimsel olarak da kabul edilen 60 yaş üstü tüm mahkûmların, kronik hastalıklar nedeniyle bağışıklık sistemi yetersizliği bulunan tüm mahkûmların ve çocuklarıyla birlikte hapishanelerde bulunan mahkûm annelerin denetimli serbestlik mekanizması uygulanarak serbest bırakılması ciddi şekilde değerlendirilmelidir.
“Hapishanelerde kalanlar bakımından dış dünya ile temasın kısıtlanmasından ziyade günlük yaşantılarının daha sağlıklı hale gelmesini sağlayacak özel tedbirlerin alınması elzemdir” denilen açıklamanın devamında şunlar kaydedildi:
“Örneğin, mahpusların virüs hakkında bilgilendirilmesi, temizlik malzemelerine erişimlerinin kolaylaştırılması, açık hava egzersizlerinin çoğaltılması, havalandırma sistemlerinin güçlendirilmesi, temiz su sağlanması ve düzenli sağlık kontrollerinin kayıt altına alınması da bu tedbirler arasındadır.
“Elbette hapishaneler için alınacak önlemler bunlarla sınırlı kalmamalıdır. Hapishanelerde kalacak olan her insanın sağlık bakımı ve sağlıklı koşullara sahip olma hakkının tesisi ve başta tutuklu aileleri ve yakınları olmak üzere, ilgili sivil kurumları ve toplumu sürekli olarak bilgilendirecek şeffaf bir yönetim anlayışının etkili olacağı bir yönetim mekanizmasının acilen hayata geçirilmesi gereklidir.”
(ETHA)