8 Mayıs 1945, Avrupa merkezli faşist diktatörlüklerin yıkılış tarihidir. Dünya’da 8 Mayıs “Kurtuluş Bayramı” olarak kutlanır. Kızıl Ordu, Berlin’e girerek Hitler Almanya’sını yenilgiye uğratmış, dünyayı Faşizm’den kurtarmıştı.
8 Mayıs, faşizme karşı mücadele geleneğinin önemli bir tarihidir. Halklara, faşizmi ve onun yıkıntılarının lanetlendiği, faşizme karşı mücadelede komünistlerin ödediği bedellerin anıldığı, ama nihayetinde komünistlerin zaferinin kutlandığı bir mücadele günüdür.
8 Mayıs’ı 75. Yılında neofaşist yükseliş koşullarında karşılıyoruz.
Hanau Katliamı, neofaşist saldırı döneminin yeni bir eşiğine işaret etti. Neofaşist hareket, parlamento-sokak-milis üçlüsünün birleşik bir kanala akmasıyla saldırı pozisyonunda.
Saldırının hedefinde öncelikli olarak göçmenler var. Esas olarak göçmen karşıtlığı üzerinden yükselse de neofaşizm kapitalist sistemin politik krizinin bir sonucu gelişiyor. Neofaşizm, Hitler-Mussolini faşist diktatörlüklerinin geleneğine sımsıkı bağlı, onların deney-birikimleri üzerinden yükselen bir siyasal proğrama sahip.
İşte bu koşullarda antifaşist hareket savunma(sızlıktan) çıkıp karşı taarruza geçmenin yol ve yöntemlerini arıyor.
8 Mayıs’ta “Irkçılığa karşı Genel Grev Genel Direniş” çağrısı, bu arayışın bir sonucu olarak doğdu.
İşçi sınıfının mücadele aracı olarak “grev” giderek diğer toplumsal hareketlerin de mücadele aracına dönüşüyor. Politik grev yasakları koşullarında ekonomik mücadele taleplerinden ziyade “politik talepli” grevler bu yasağın kırılması ve kapsamlı grev hakkı için mücadelenin de önemli bir mevzisi oluyorlar.
Çağrı şimdilik Almanya merkezli olsa da bunu diğer ülkelere yaymanın olanakları mevcut. Zira neofaşist hareket özellikle bölgesel bağları güçlü bir hareket.
Hamburg’da NSU tarafından katledilen Ramazan Avcı’nın yakınları ve antifaşistler tarafından çağrısı yapılan “Genel Grev”, aynı zamanda devletin ırkçı-faşist hareket ile bağları teşhir edilecekve burjuva partilerin ırkçılığı körüklemelerine karşı bir “öfke günü” olacak.
8 Mayıs, neofaşist harekete “bir kez yendik, bir daha yeneriz” meydan okuması, burjuva devlete ise “hesap soracağız” mesajı olacak.
Irkçılığa karşı inisiyatifin, göçmenlerin öz örgütlülüklerini geliştirmenin ve antifaşist hareketin bağlarını güçlendirmenin bir momenti olarak “8 Mayıs Grevi” örgütlenmeyi bekliyor.
(Atılım Avrupa Ek, Sayı:419, Gündem)