Bu hafta Meclis Genel Kurulu’nda görüşülecek olan İnfaz Yasası Teklifi’ne ilişkin ortak açıklama yapan DBP, EMEP, ESP, HDP, SODAP, Sol Parti, SYKP, TİP, TKP ve Yeşil Sol Parti, “Bu düzenlemeyi ve iktidarın bu ayrımcı ve insanlık dışı tutumuna karşı adaletin sesini yükseltmeye çağırıyoruz” diye belirtti.
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Devrimci Parti, Emek Partisi (EMEP), Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Halkların Demokratik Partisi (HDP), SODAP, Sol Parti, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP), Türkiye İşçi Partisi (TİP), Türkiye Komünist Partisi (TKP), Yeşil Sol Parti, Meclis Adalet Komisyonu’nda kabul edilen 70 maddelik “Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”ne ilişkin ortak açıklama yaptı.
Bu hafta Meclis Genel Kurulu’nda görüşülecek olan İnfaz Yasası Teklifi, infaz düzenlemelerine dair birçok değişikliği içinde barındırdığı kaydedilen açıklamada, “Ancak AKP-MHP iktidarından beklendiği gibi, bu değişikliklerin evrensel hukuk normları, insan hakları ve demokratik kriterlerle en ufak bir ilgisi bulunmamaktadır” denildi.
2020 verilerine göre; 355 hapishanede toplam 282 bin 703 tutsak ile hapishanelerin doluluk oranı, Türkiye tarihinde hiç olmadığı bir seviyede olduğuna dikkat çekilen açıklamada, “Yetersiz beslenme, ısıtılmayan ve havalandırılmayan koğuşlar, gün ışığından faydalanamama, yeterli hekim ve sağlık personelinin bulunmaması, muayene ve sevk sürelerindeki uzunluk, hijyen ürünlerinin parayla satılması, temiz ve sıcak suya erişememe, düzenli ve etkin bir sağlık hizmetinden faydalanamama, kötü muamele sebepleriyle zaten hastalık üreten bir konumda olan cezaevleri, salgın hastalıklar bakımından ise son derece riskli alanlardır” diye belirtildi.
Ortak açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:
“Cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerin sağlık ve yaşam hakları devletin ve iktidarın güvencesi altındadır. Ancak iktidar tarafından teklif edilen bu düzenleme ile ortaya çıkmıştır ki, AKP-MHP bloğu yaşam ve sağlık hakkı bağlamında sadece kendisine yakın olanları düşünmektedir. Kendisine muhalif olanların yaşam ve sağlık hakkı ise açıkça ihlal edilmektedir. Bu iktidar ayrımcıdır. Muhalif duruşları nedeniyle tutuklu veya hükümlü bulunan siyasiler, geçmiş dönem milletvekilleri, belediye başkanları, gazeteciler, akademisyenler, sosyal medya paylaşımları ile düşünce ve ifade özgürlüğünü kullanmış olan yurttaşlar, öğrenciler bu düzenlemenin kapsamı dışında tutulmaktadır. İktidar kendisine muhalif olanların yaşam hakkını hiçe saymaktadır.
“Öte yandan hasta ve yaşlı, çocuklu tutuklu ve hükümlülerin, tahliye edilmelerini veya infazlarının ertelenmesini de kapsamayan bu teklif, iktidarın insanlık düşmanı zihniyetinin bir dışavurumudur.
“Yargı eliyle iktidara muhalif kesimleri tutuklamak ve haklarında hüküm kurdurmak bu iktidarın bir uygulamasıdır. İktidara bağımlı ve taraflı olan yargının cezaevlerine doldurduğu siyasi tutuklu ve hükümlülerin, muhaliflerin bu düzenlemeden faydalandırılmamaları, evrensel hukuk kurallarına, AİHM ve AYM içtihatlarına da uygun değildir.
“Bu düzenleme bu haliyle yasalaşırsa, toplumda yeni yaralar açılacak ve cezaevindeki mahpuslar, adeta idam cezasının birer öznesi olacaklardır. 12 Eylül cunta başı Kenan Evren’in ‘asmayalım da besleyelim mi’ sözünün bugünkü yansıması bu düzenlemedir. AKP-MHP nezdinde iktidara muhalif olanların yaşam hakkı yoktur. Dün olduğu gibi bugün de ‘İktidara muhalifsen ölmen gerekir’ anlayışı hakimdir.
“Bir kez daha söyleyelim ki, yapılacak olan düzenlemede siyasi tutuklu ve hükümlülerin kapsam dışı bırakılması asla kabul edilemez. Hırsızların, rüşvetçilerin, mafyanın, uyuşturucu tacirlerinin, kadına yönelik şiddet uygulamış olanların, çocuk istismarcılarının, tecavüzcülerin faydalanacağı bir düzenleme, sadece iktidara muhalif olanları, düşünce ve ifade özgürlüğünü kullanmış olanları kapsam dışı tutmaktadır. Muhalif duruşları sebebiyle tutuklu ve hükümlü olanların kapsam dışında tutulmasını, bu insanlık dışı ayrımcılığı asla kabullenmeyeceğimizi bir kez daha ifade ediyoruz.
“Hukuk ve insan hakları örgütlerini ve kurumlarını, muhalif siyasi partileri, toplumsal muhalefetin bütün kesimlerini, sendikaları, dernekleri, meslek örgütlerini, vicdan sahibi bütün yurttaşları bu düzenlemeyi ve iktidarın bu ayrımcı ve insanlık dışı tutumuna karşı adaletin sesini yükseltmeye çağırıyoruz.”
(ETHA)