Fransa’da koronavirüs nedeniyle 17 Mart’tan bu zamana devam eden sağlık krizine rağmen Peugeot ve Citroen’de işçiler çalışmaya zorlanıyor.
PSA grubu otomotiv fabrikalarının yeniden açılması planlanıyor. Acil ihtiyaç olan solunum cihazı üretimi için 50 işçi ayrılırken, otomobil üretiminde on binlerce işçi salgın koşullarında çalıştırılacak.
Fransa’da 17 Mart’tan bu zamana devam eden sağlık krizine rağmen birçok sektörde işçiler çalışmayı sürdürüyor.
Sanayide de üretim yüzde 56’lara kadar düştü. Ancak otomotiv şirketi Peugeot ve Citroen (PSA) grubu, birkaç haftalığına geçici olarak ara verdiği üretimine yeniden başlamak istiyor. PSA fabrikasında örgütlü CGT’nin merkezi sendika delegesi olan Jean-Pierre Mercier, yaşananları Humanite gazetesine anlattı. Söyleşi gazetede 6 Nisan’da yayımlandı.
CGT merkezi sendikal delegesi olduğunuz (PSA) Peugeot ve Citroen grubun fabrikasında, Opel gibi birçok tanınmış otomobil markalarının da arabaları üretiliyor. PSA’nın Fransa’daki faaliyet durumunu bize biraz açabilir misiniz?
Bu aralar çokça konuştuğumuz bir yer varsa orası da, araba parçalarının devasa üretimin olduğu büyük bir yer olan PSA Vesoul’dur. Grup yönetimi faaliyetini sürdürmeye devam ederek, 1200 işçiyi üretime zorlamaya devam etmektedir. Salgına yakalanan 4-5 işçi olduğu biliniyor. Alınan bazı önlem ve yeni sağlık protokollerine rağmen maalesef çalışanlar salgından etkilenebiliyor.
CGT olarak, PSA Vesoul fabrikasında bir sağlık dramının yaşandığını söyleyebiliriz. Vesoul, Fransa’da salgının en çok etkinlediği yerleşim yerlerinden birisidir. Araba silecekleri ve dikiz aynaları üretimi ve teslimatı, salgın sürecinde temel bir hayati ihtiyaç değil. Fabrika farklı iş kollarının bazılarında işçileri çalıştırmaya devam ediyor, uzaktan çalışma koşulları bulunmadığı için, işe gelmek zorunda kalıyorlar. Fabrikanın diğer üretim alanlarında ise üretim gerçekleşmemektedir.
PSA yönetimi, otomotiv üretimi için Mart ayı sonunda fabrikayı açmayı denese de, yaşanan skandallardan dolayı bu girişmeleri tutmadı. Fabrikadaki taşeron işçilerin ekip şeflerinden edindikleri bazı bilgilere göre, şirket yönetimi 14 Nisan’da fabrikayı yeniden üretime açmayı planlıyor. Bu yeniden üretime başlama Rennes, Hordain ve Sochaux gibi özellikle sonlandırıcı ve büyük fabrikalarda gündemde. Sochaux’daki fabrika 9 bin işçisiyle Fransa’nın en büyük fabrikası.
PSA veya Renault yönetiminin ülke düzeyindeki devasa karantinadan çıkış planı, yaklaşık 400 bin işçiyi etkileyecek. Ülke genelinde karantinadan çıkış söz konusu olmadığı ve araba üretimi hayati bir önem taşımadığı için, şuanki koşullarda kararlılıkla karantina sürecine uymak ve evden çıkmamak gerekiyor. Asıl problem de burada yatıyor zaten. Çünkü PSA yönetiminin kâr hırsı, işçilerin sağlığından önce geldiğini açıkça her zaman ki gibi kendini göstermektedir. Herkesin koronavirüse karşı vereceği ısrarlı mücadele ile ancak bu salgını yenebiliriz.
PSA’NIN KARARI SORUMSUZCADIR VE SUÇTUR
Sizce, fabrika, virüsün güçlü bir yuvası haline dönüşebilir mi?
Elbette, örneğin Mulhouse’da dini bir ayine katılan 2 bin 500’e yakın kişinin bir araya gelmesiyle salgının yayıldığı düşünülüyor. Bütün PSA grubuna ait fabrikaları ve onlara bağlı olan taşeron firmaları yeniden üretime açmayı zorlamak, yeni bir sağlık protokolü olsa bile, buralarda çalışan yüzlerce ve binlerce işçiyi yan yana ve karışıklıklı çalıştırmak, önlemler alınsa bile bunların hayata geçemeyeceğinin bir kanıtıdır.
Yani, PSA yönetimi farkında olup büyük bir sağlık riski alarak ve salgının başından beri ülke genelinde milyonlarca insanın koronavirüse karşı verdiği çabayı ezmekten başka birşey yapmamaktadır. CGT olarak, bizim için bu sorumsuzca ve suç teşkil eden bir durumdur. PSA gibi büyük bir şirketin ülkede böyle bir riskli adımı atmaması gerekiyor.
İŞTEN KAÇINMA HAKTIR AMA GREV GİBİ ÇÖZÜMLER DE KULLANILMALIDIR
Size göre işçiler, işten kaçınma (droit de retrait) haklarını kullanabiliyorlar mı?
Güncel duruma göre biraz zor görünüyor. İşçilerin lehine olan önemli bir haktır. Bu hakkı kullanmak için yüzlercemizin adım atması gerekiyor. Bugün, hükümetin desteği ve verdiği güvenceyle PSA yönetimi işçilerin işten kaçınma haklarına saldırıyor.
Vesoul’daki fabrikada 40 civarı işçi salgının başlangıcında işten kaçınma haklarını kullanmıştı. Yönetim ise işten atmak, geçici işçilerin sözleşmelerini iptal etmekle tehdit etti. Sonunda ise bu çalışanlar geri adım atmak zorunda kaldı.
Elbette işten kaçınma hakkımızı kullanabiliriz. Ama grev yapmak gibi başka bir çözüm de olduğunu düşünüyorum, yani şirket yönetimini zorlamak gerekiyor. Bizim hayatımıza ve sağlığımıza saygı duymaları için zorlamak ve yönetime geri adım attırmak adına, bir mücadele süreci organize etmemiz gerektiğini düşünüyorum.
Koronavirüs hastaları için, gerekli olan acil solunum cihazlarında eksiklik yaşandığını biliyoruz. Air Liquide ile PSA yönetimi ile ortaklık adımı atıldı, solunum cihazları üretimi üzerine. Bu inisiyatif hangi aşamada ve siz bu konuyla ilgili ne düşünüyorsunuz?
Bu inisiyatif bir form alma aşamasında. Ortaklık ise imzalandı. Hatta Poissy’deki fabrika, üretim için seçildi. 50 kişinin çalışacağı bir atölyede amaç daha çok mekanik modül kısmını birleştirmek olacak. Sonrasında Air Liquide firmasının Antony’deki fabrikasına teslim edilip, son birleştirmeler ve kontroller yapılacak.
Asıl soruyu ben sormak istiyorum, neden önceden bu adım atılmadı?
PSA ve Renault yönetimi araba üretmek ve fabrikalarını açmak için koşul oluşturmak istiyorlar! Asıl acil gerekli olan solunum cihazı üretimi için, neden zemin hazırlamaya katkı sunmuyorlar? Bu alanda çok acil ihtiyaç var. Ülke insanı bunca can kaybıyla karşı karşıyayken, buyurun bu tıbbi solunum cihazını üretelim. Açıkçası salgının başlangıcından bu yana fazla zaman kaybedildi. Poissy’de 50 işçi atölyede solunum cihazı yapacak. PSA’ya bağlı 30 bin işçi de araba üretecek, sonunda gerçekleşecek olan budur.
CGT olarak, tıbbi solunum cihazı üretimini onaylıyoruz ve gönüllüyüz. Bu bir gerekliliktir. Çünkü, hayatsal ve can kurtaracak acil bir üretim faaliyetidir. Solunum cihazı üretmek gerekiyor. Araba ve vites kutusu ise bizim için acil öneme sahip değildir.
(Kıvanç Demir/Evrensel)