Sürü bağışıklığı ile gündemde olan Britanya’da emekçilerin ve ezilenlerin durumunu, kurulan dayanışma ağlarını ve GİK-DER’in çalışmalarını kurumun Eş Başkanı İbrahim Avcıl’ın gazetemizin sorularına vermiş olduğu yanıtlarla öğrenmeye çalıştık. Avcıl GİK-DER’in faaliyetleri ile birlikte Britanya’da sağlık alanındaki son gelişmeleri de gazetemize değerlendirdi.
҉҉Yaşadığınız ülkede Covid-19 salgınına karşı ne gibi önlemler alındı? Emekçilerin, yoksul kesimlerin bunlardan faydalanma düzeyi ne?
Koronavirüs salgını tüm dünyayı olduğu gibi Britanya’yı da kasıp kavurmakta. Salgının ilk ulaştığı günlerde Britanya bilim insanlarınca çokça eleştirilen sürü bağışıklığı modelini seçti. Bugün bu tutumunun sonuçlarını çok ağır bedeller ile ödemekte.
Salgının tüm ülkeyi etkilemesi ile birlikte, işsizlikten kaynaklı yoksulluk da daha çok artmaya başladı. Universal Credit olarak bilinen sosyal yardıma 16-31 Mart tarihleri arasında toplamda 950 bin başvuru gerçekleşti.
Orta ve büyük ölçekli şirketlere milyarlarca pound destek sözü veren hükümet, küçük işletmeler için ise sadece sembolik yardım sözü verdi. İşçilere ise yüzlerce kişinin canına mal olan Universal Credit yardımının kapılarını göstermekten başka bir adım atmadı.
Özellikle gastronominin zorunlu olarak kapatılması sonucu toplumumuza mensup binlerce kişi işsiz kaldı. Britanya’da milyonlarca insan gıda bankalarını kullanıyor ve bir o kadar çocuk yoksulluk sınırının altında yaşamaya itildi.
GİK-DER olarak işçi ve emekçilerin taleplerini gündemleştirmek için çeşitli çalışmalar yürüttük. Dayanışma ağları kurduk ve var olanları güçlendirdik.
҉҉
Şu an salgına yakalanmış kişilerin tedavisi nasıl devam ediyor? Hastanelerde ve karantina koşullarında yaşam nasıl sürüyor?
Britanya’da Ulusal Sağlık Hizmeti (NHS) son yıllarda gerçekleşen bütün genel seçimlerin ana gündemlerinden birisi oldu. Son on yılda muhafazakarlar NHS’in özelleştirilmesi için adımlar attı. NHS’nin payı devlet bütçesinde daraldı.
Bu salgın ile birlikte NHS’de yaşanan kesintilerden kaynaklı binlerce kişinin yaşamını yitirmesi özelleştirmelerin doğurduğu sonucu tüm çıplaklığı ile gözler önüne serdi.
҉҉
Devlet kurumlarının yardımı dışında, dayanışma ağları var mı? GİK-DER olarak bu dayanışma gruplarında yer alıyor musunuz?
Salgının başlaması ile beraber toplumsal olarak eşine az rastlanmış birçok dayanışma ağı oluşturuldu. Ortak Yardımlaşma Grupları adı altında her bölgede şahısların ve kurumların girişimi ile dayanışma grupları oluşturuldu. GİK-DER olarak bulunduğumuz bölgelerde bu dayanışma gruplarının içerisinde yer aldık ve almaya devam ediyoruz. Özellikle en savunmasız olanları tehdit eden bu krize karşı dayanışmayı genişletmek ve sosyal izolasyon olmadan fiziksel mesafeyi uygulamaya çabalıyoruz. Yardıma ihtiyacı olanların ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyoruz. Bu bilinçle GİK-DER olarak gururla bu çabanın ön saflarında yer aldık. Kurumumuzda binden fazla maske ürettik ve bunları güvenli bir şekilde dağıttık. Yaşlı ve ihtiyaç sahiplerinin kapılarına kadar gıda ve ilaç ihtiyaçlarını götürmeye devam ediyoruz.
Ayrıca çeşitli işletmeler aracılığıyla sağlık emekçilerine günlük olarak ücretsiz taze meyve ve sebze sağladık, onların yanında olduğumuzu belirttik.
҉҉
Emekçi ve ezilenler cephesi salgın sonrasına nasıl hazırlanıyor?
Kuşkusuz emperyalist kuvvetler bu süreci değerlendirerek kazanılmış hak ve özgürlüklerin kısıtlanması için bir çaba içerisinde olacaklardır. Ancak ezilenler ve emekçiler cephesi de buna karşı kuvvetli ve örgütlü bir mücadele ile durumu tersine çevirecek bir mücadele içerisinde olacaktır. GİK-DER olarak bu mücadelenin de en ön saflarında yer almaya devam edeceğiz.