Almanya’da Köln/ Bonn Sankt Augustin mülteci kampında kalmakta olan bir sayfa takipçimizin gönderdiği mektubu yayınlıyoruz.
“Köln / Bonn Sankt Augustin kampında kalmaktayım.
Bulunduğumuz kampın şartları son derece kötü durumda.. Özellikle bu sıkıntılı süreçte hijyen açısından ekstra önem verilmesi gerekirken burada sağlıksız bir ortamda yaşamaya mecbur durumda bırakılıyoruz. Tuvalet ve banyolar da hijyen malzemeleri daima eksik bulunuyor. Dezenfektan hiç bulunmamakta ve el sabunları ise görevlilerin keyfiyetinde doldurulmakta, şikayet de bulunduğumuz da ise gerekli önlemler alınmamaktadır. Duşa kabinler perde ile kapatılmakta ve bu durum insanlarda sürekli bir dikizlenme durumuna neden olmaktadır. Eşyalarımızı duş alırken asacak yer bulamamamız dolayısıyla aslında temizlenirken kirlenmiş oluyoruz. Tuvalet ve banyolar yüzeysel olarak temizleniyor. Gün içerisinde tekrar kirlenildiği takdirde özellikle temizleme saatine kadar bekletiliyor ve bizler temizlenene kadar bu hijyenik olmayan ortama maruz bırakılıyoruz.
BİR ÇOK İNSAN KIYAFETLERİNİ ELDE YIKAMAK ZORUNDA
Hijyen malzemelerini talep etmiş olduğumuz da dahi temin etmekte zorlanıyoruz.
Eşyaları temin ettiğimiz çamaşırhanenin açılış kapanış saatlerinin keyfi bir şekilde sürekli değişmesinden ihtiyaçlarımızı karşılayamamaktayız. Açık olduğu anlarda ise farklı torbalarda olan herkesin çamaşırları beraber yıkanıyor. İtiraz ettiğimiz bu hijyenik olmayan durum düzeltilmediği için bir çok insan kıyafetlerini elinde yıkamak zorunda kalıyor.
Yatak, yastık, yorgan kılıfı kampa geldiğimden beri temin edilmedi, talep ettiğimde ise ellerinde olmadığını söylemekteler. Günlerce yastık yorgansız kaldım ve en son verdiklerini de pis olduğu için kabul etmedim. Akrabamdan almış olduğum yorgan ve yastık kılıfı ile hala idare etmekteyim.
Bazı görevliler insiyatif alarak bize tüm ihtiyaçlarımızı verebiliyor ve ‘şef duymasın’ diye ikazda bulunurken, bazı görevliler ise eksik diyerek vermiyorlar. Bu iki örneği aynı gün içerisinde iki farklı görevliden görebiliyoruz. Bu da ilticacılara yönelik insani olmayan, daha doğrusu bizleri insan yerine koymayan ve ciddiye almama tutumunun bir ifadesi.
İÇKİ VE UYUŞTURUCU KOKUSU TENEFFÜS EDİYORUZ
Binanın içerisindeki havalandırmalar da çalışmamakta. Kalmış olduğumuz bina basık ve havasız, kimi köşelerde içki kokusunu kimi yerlerde ise uyuşturucu kokusunu teneffüs ediyoruz.
Kronik faranzitim den kaynaklı sigaraya alerjim bulunmakta. Çocukken geçirdiğim zatürreden dolayı üst solunum yolu enfeksiyonunu kolay kapıyorum. Bu sebepten odada sürekli cam açık yatmaktayım ve bu da benim kolay hastalanmama sebep oluyor. Burada sigara dumanına ve hijyenik olmayan bir ortama maruz kalıyorum. Geceleri baş ağrısından ve bazen öksürmekten uyuyamıyorum.
YATAK-DÖŞEK ‘HASTA OLUNCA DOKTORA GELMELİSİN’
Durumumu ve kamp ortamının hijyenik olmayan sağlıksız koşullarını aktardığım sadece haftada iki gün gelen kamp doktoru, tam bir ilgisizlik içerisinde davrandı ve muayene dahi etmeyerek sadece ‘hasta olunca gelmelisin’ yanıtı verdi. Üstelik elimde hastalığıma dair rapor ve belgeler olmasına rağmen. Yani muayene olmanız için hastalanmanız, hastalandığınızda da hafta da iki gün gelen kamp doktorunu hasta bir şekilde beklemeniz gerekiyor.
Eğer psikolojik açıdan kendinizi rahatsız hissediyorsanız ve bir psikiyatristten destek almak istiyorsanız, gerekli muhatabı bulamıyorsunuz ve adeta psikolojik bir nöbet geçirmeniz bekleniyor.
KAMPLARDAKİ ODALAR..
Normal koşullarda dahi insan sağlığını etkileyecek fiziksel ortamlar, kamp odaları, virüs salgın günlerinde bile bir düzenlemeye tabi tutulmadı. Kampta odalar çok kalabalık, 4-8-12-16-20 kişilik odalar mevcut. Temiz ve sağlıklı olmayan odaların ulaşılamayan yüksek yerleri örümcek ağları ile donatılmış durumda ve herhangi bir temizleme ve dezenfektan çalışması yapılmamaktadır.
Odalarda priz bulunmamakta. Resepsiyonda ve ufak bir yerde prizler çalışmakta ve orada da insan kalabalığından kaynaklı gürültü ve kavgalar eksik olmamakta, sağlıksız bir ortamın oluşmasına sebep olmaktadır.
İLTİCA YASALARI SÜREKLİ DEĞİŞMEKTE
İltica yasalarının Almanya’da sürekli değişmesinden kaynaklı mahkeme sonuçları da geç sonuçlanmakta ve bu durumda bizleri psikolojik olarak gergin, geleceği belirsizlik içerisinde bekleme durumuna sokmakta.
Aldığımız 32 Euro’luk haftalık ücret, dil kurslarının ve indirimli ulaşım kartınızın iltica sürecinin başından itibaren bize saglanmadığından sosyal yaşamdan izole bir şekilde yaşamaya maruz bırakılmış durumdayız.
Dünyanın neresinde hangi koşullarda olursa olsun mutlak bir gerçek vardır; Tüm insanlar eşit haklara sahip olmalı ve gelecek için umut etmenin önü kesilmemelidir.
Kampta kalan bir göçmen..