Koronavirüs salgını nedeniyle bu ayki açıklamalarını sosyal medya üzerinden yapan Suruç Aileleri İnisiyatifi, sağlıksız koşullarda güvencesiz çalıştırılan emekçiler için de adalet istedi.
Suruç Aileleri İnisiyatifi, koronavirüs salgını nedeniyle bu ayki açıklamalarını sosyal medya hesapları üzerinden yaptı. Haftalardır Kadıköy’de her ayın 20’sinde oturma eylemi yaparak, Suruç’ta katledilen 33 insan için adalet istediklerini belirten aileler,”Adalet mücadelemizin önüne çıkarılan her engeli aşarak bu günlere geldik” dedi.
Aileler, Urfa Hilvan’da devam eden davaya ilişkin şunları belirtti:
“Davada sanık olarak yargılanması gereken Abdullah Ömer Arslan isimli kişi davada tanık olarak yer alıyor. Oysa Abdullah Ömer Arslan katliamın yaşandığı gün patlamanın yaşandığı yerin fotoğraflarını çekerken orda bulunan halk tarafından yakalanıp polise teslim edilmişti. Polise teslim edilen Abdullah Ömer Arslan hakkında hiçbir işlem yapılmadan salıverilmişti.”
14. DURUŞMA 20 MAYIS’TA
20 Mayıs’ta davanın 14. duruşmasının görüleceğini vurgulayan Suruç Aileleri İnisiyatifi, taleplerini söyle sıraladı:
“Dava dosyasına eksik olarak konulan görüntülerin tamamı dava dosyasına konulsun.
Dava dosyasında tanık olarak dinlenen Abdullah Ömer Arslan tutuklansın.
Dava dosyası kapsamında hakkında kırmızı bültenle yakalama kararı çıkarılan İlhami Bali hakkındaki yakalama kararı uygulansın.”
Davaya ilişkin talepleri kabul edilmezken, aileler ve tanıklar hakkındaki baskıların arttığına dikkat çekildi, “Suruç ailelerimizden Kübra Barutçu, Basra Erol, Tahsin barutçu ve stajyer avukat Doğukan ünlü ile Suruç yaralılarımız efe Çatalbaş ve Merve Nur işleyici hapishanede kalıyorlar. Tüm dünyanın koronovirüsle mücadele ettiği bu günlerde en riskli yerlerden birisi de hapishanelerdir. Biz hapishanelerde risk altında olan Suruç aileleri ve yaralıların bir an önce tahliye edilmesini istiyoruz” denildi.
Salgın nedeniyle hayatını kaybeden emekçileri anan Suruç Aileleri İnisiyatifi, açıklamasında son olarak şunları belirtti: “Milyonlarca kişi salgından korunmak için evlerinden çıkmazken başta sağlık çalışanları olmak üzere işçiler ve emekçiler bu süreçte sağlıksız ortamlarda çalışmak zorunda bırakılıyor ya da zorla evrak imzalatılarak ücretsiz izine çıkarılıyor. Biz Suruç aileleri olarak sağlıksız koşullarda güvencesiz çalıştırılan emekçiler için de adalet istiyoruz.”
(ETHA)