17 Temmuz 2025 Perşembe - 12:29
DÖKÜMANLAR
Video Haberler
Haber Gönder
AVEG-KON
  • Languages
    • Deutsch
    • English
    • Français
Banner 2023 - copy
Banner 2023
  •  
  • GÜNCEL
  • EMEK
  • LGBTI+
  • KADIN
  • GENÇLİK
  • EKOLOJİ
  • KÜLTÜR-SANAT
  • DÜNYA
  • AÇIKLAMALAR
  • SEÇTİKLERİMİZ
  • TÜM HABERLER
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
  •  
  • GÜNCEL
  • EMEK
  • LGBTI+
  • KADIN
  • GENÇLİK
  • EKOLOJİ
  • KÜLTÜR-SANAT
  • DÜNYA
  • AÇIKLAMALAR
  • SEÇTİKLERİMİZ
  • TÜM HABERLER
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
AVEG-KON
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Haber Gönder

Tek yol devrim!

23 Mayıs 2020 Cumartesi- 14:25
Tek yol devrim!
PaylaşTwitWhatsapp

Yalnızca sosyalist bir devrim kan emici burjuvazinin iktidarına son verir. Varoluşsal kriz koşullarında reformlar yoluyla yaşamı emekçiler adına yaşanılabilir kılmanın, doğa ve canlı yaşamını kurtarmanın zemini objektif olarak kalmamıştır. Burjuvazinin gidebileceği bir yol yok; liberal, her türlü reformcu aklın da yolu yol değil. Bu nedenle komünistlerin çözüm önerisi olabildiğince sade ve yalındır: Tek yol devrim, kurtuluş sosyalizm!

Hayat nelere kadir! Gözle görülmesi imkansız bir virüs kapitalizmin çürümüşlüğünü ve çözümsüzlüğünü olduğu kadar “yeni bir dünyanın” zorunluluğunu da birkaç ay içinde dünyanın gözünün içine soktu. Egemen sınıf olarak burjuvazinin tahakkümü altında yaşayan işçi sınıfı ve ezilenler, ister tek tek bireyler olarak olsun, isterse de sosyal sınıf ve tabakalar olarak olsun, kapitalist-emperyalist sistem içindeki gerçek konumlarını, oynadıkları rolü bizzat günlük olarak yaşadıkları çelişkinin yarattığı farkındalık üzerinden görmeye başlıyor. Bu bir tür kendiliğinden gelişen sosyal bilinç biçimidir ve genel olarak şekillendiği burjuva ideolojik hegemonyanın hükmünün altında değil, uzlaşmaz çelişkilerin can alıcı şekilde kendini dışa vurmasıyla oluşuyor. Salgın koşullarında çalıştırılan işçi patron karşısında insandan daha az bir şey olduğunu, ömrünce sömürülmüş bir yaşlı yeri geldiğinde bir safra gibi atılabildiğini, kapitalizmin gelişimiyle evden çıkan ve yeniden toplumsal bir varlık olarak yaşama giren kadın her fırsatta ev köleliğine döndürülmek istendiğini görüyor, deneyimliyor örneğin. Bu sosyal bilinç hali, sömürü ve kâra dayalı kapitalist düzenin sonucudur ve artık burjuvazinin ideolojik, politik, örgütsel hegemonyasının kırılmasının mümkün olduğunu gösterir.

Peki, salgın olmasaydı bu gerçeklik olmayacak mıydı? Elbette olacaktı ve vardı. Sözü edilen kriz gerçekliğinin nesnel olarak varlığı değil, onun kavranma ve şimdilik kendiliğinden olsa da bilince çıkarılma düzeyidir. Bugün milyonlar kapitalizmin dünyasal yaşamı yok oluşa sürüklediğini daha berrak biçimde görüyor, algılıyor. “Yeni bir düzen/dünya” söylemi daha çok yer buluyor kendisine.

Pandemiyle daha görünür hale gelen kapitalizmin varoluşsal krizi, işçi sınıfı ve ezilenlerde bu tür bir sosyal bilinç hali yaratırken bilinçli öznelerde ise yeni bir yol arayışını açığa çıkarıyor. Her kriz döneminde mutat durumdur; egemenler ya da ezilenler cephesinden krize çözüm bulma, yeni yollar arama eğilimi açığa çıkar ve kimi zaman bu somut bir gerçeklik olarak karşılık bulur. Kapitalizmin genel bunalımının ilk doruk noktası olan 1. Paylaşım Savaşı sürecinde proleter çözüm sahne aldı ve krize Ekim Devrimi’yle devrimci bir yanıt verildi. 1929 büyük bunalımının ardından burjuva iktisatçılar Keynes modelini esas alarak kendilerine yol buldu. 70’li yıllarda kapitalist yeniden-üretimin adı neoliberalizm oldu ve emperyalist küreselleşme evresine geçildi. Bugünlerde ise varoluşsal kriz yaşayan kapitalizmin varlığı kimi zaman burjuva ideologlar tarafından dahi sorgulanır hale geldi. Herkes, burjuva ideologlar, liberaller, sol liberaller, sosyal reformcular, akademisyenler, ekolojistler, feministler, sendikalistler, demokratlar bir çıkış ve yol arayışı içindeler. Herkes durduğu yerden, kendi görüş açısından ilerlemeye çalışıyor.

Coğrafyamızdan DİSK’in yakın zamandaki açıklaması bunlardan biri oldu. DİSK, 1 Mayıs bildirisiyle kapitalizmin teşhirine girerken “Yeni bir toplumsal düzen” kuracağını ilan etti. Bu açıklamanın DİSK’in de üyesi olduğu kimi uluslararası sendikal platformların etkisi altında olduğunu, 2019’un ikinci yarısından itibaren gelişen ayaklanmaların rüzgarı altında yazıldığını söyleyebiliriz. Başka bir toplumsal düzenin adını koymasa da DİSK’in açıklamasının uyanmakta olan bilincin belirli bir öznedeki somut karşılığı olarak yorumlamak mümkün.

Dünya işçi sınıfı ve ezilenleri cephesinden mayıs ayı içindeki bir diğer yol arayışının adı ise İlerici Enternasyonal oldu. Mayıs-eylül ayları arasındaki “inşa” döneminin ardından girişim, İzlanda’da toplamayı planladığı zirveyle kuruluşunu ilan edeceğini duyurdu. Girişimin özneleri arasında 31 ülkeden 50’yi aşkın danışman arasında Türkiye’den HDP Onursal Başkanı Ertuğrul Kürkçü ve yazar Ece Temelkuran da var. 2019’da dünyayı sarsan ayaklanmalar dalgasının dünya çapında bir ortak mücadele cephesi için koşulları olgunlaştırdığı tespitinden hareket eden girişim, Covid-19 salgınının “herkes için sağlık, işçilerin korunması ve uluslararası işbirliğine duyulan acil ihtiyacı açığa çıkardığı” ve “kolektif haklar için mücadele edilmesi” gerektiğinden hareket ediyor.

Daha yakın zamanda ise uluslararası düzlemden bir yol arayışına daha tanık olduk. “Krizden Çıkış Manifestosu” ilan eden 3 bin araştırmacı, aydın, akademisyen krizden nasıl bir çıkış düşündüklerini işçi sınıfı ve ezilenlere ilan ettiler. İşin ve işletmenin demokratikleşmesini, sektörleri ve emekçileri “serbest piyasa” yasalarından korumayı, “demokratik yönetişim mekanizmalarıyla gezegen ve sermaye arasında bir denge sağlamayı” önerdiler. Sınıf uzlaşmasını temel alan bu eğilim bu kadar çürümeye karşı ahlaki bir kapitalizmi çözüm olarak göstermiş oldu.

Bütün bunlar birbirinden farklı düzlemlerden kapitalizmin varoluşsal krizine verilen, verilmekte olan yanıtlar ya da yol arayışları. Her biri tek tek ele alınarak analiz edilebilir, eleştiri süzgecinden geçirilebilir elbette. Ancak bu yazıdaki amacımız bu fikir ve metinlerin kritiğini yapmak değil, dosdoğru bu fikirlerin boy verdiği toprağa, zemine bakmak. Açık ki, alenen söylensin ya da söylenmesin tartışılan şey doğanın ve toplumsal yaşamın gelişmesinin yasalarıdır. Tekelci sermaye ile toplumun geri kalanları arasındaki çelişkilerin bu denli şiddetlendiği bir süreçte “krizden çıkış yolu” var mıdır ve nasıl çıkılır? “Yeni bir toplum düzeni” nedir ve daha önemlisi nasıl kurulacaktır? Kapitalist bir toplum düzeni içinde, emperyalist küreselleşme koşulları altında insan ve doğa yaşamını idame ettirmek mümkün müdür? Değilse çözüm nedir?

2019 yılına damgasını vuran ve küresel bir karakter kazanan ayaklanmaların tamamı kapitalist-emperyalist düzene karşı patlak vermiştir ve sınıf mücadelesinin gelişim seyrini yansıtır. Uzlaşmaz çelişkilerin olduğu bir toplumda bir sınıf başka bir sınıfın emeğine el koyar. Sınıfsal uzlaşmazlığın kaynağı tam olarak burasıdır ve bunun değişim yolu sömürücü sınıfın emeğin sömürülmesinden belirli oranda vazgeçmesi ya da göreli olarak bu emeği sömürdüğü sınıflarla paylaşıma açması değildir. Uzlaşmaz sınıf çelişkileri ancak bir sosyal devrim yoluyla, politik iktidarın sömürücü sınıftan zor yoluyla alınmasıyla çözülür, başka hiçbir biçimde değil! Bu bir niyet değil, rastlantısal bir gelişim değil, düpedüz tarihin zorunlu gelişim yasasıdır.

Krizin geldiği düzey ve kendi iç dinamikleriyle çözülmesinin nesnel zemininin kalmadığı, emperyalist küreselleşme evresine ulaşan kapitalizmin kendisini yenileyemediği, tam da bundan dolayı patronların ancak işçi sınıfının bugüne kadarki bütün kazanımlarını gasp ederek ayakta kalabildiği, burjuvazinin çelişkilerin keskinleştiği oranda yalnızca kemer sıkmakla kalmayacağı, aynı zamanda emekçilerin isyanlarını bastırmak için faşist rejimler yoluyla toplumun gırtlağını da sıkacağı, yayılmacı heveslere kapılarak savaş ve işgal yoluyla yeni sömürü ve talan alanlarına girişeceği bir zeminde bulunuyoruz. Bugünkü koşullar, patronla işçiler arasındaki çıkar birliğinin düzmeceden ibaret olduğunu, işletmelerin demokratikleştirilmesi ve kâr paylaşımının en iyi tabirle hoş bir hülya olduğunu, tekellere kabul ettirilecek uluslararası yasalarla doğa ve canlı yaşamının kurtarılabileceğinin boş bir beklenti olduğunu yeterince ortaya koyuyor. Tüm bunlar 30 yıl önce burjuva ideologların ilan ettiği gibi “tarihin sonunun” değil, kapitalist-emperyalist dünya düzeninin sonunun geldiğini gösteriyor.

Yeni bir düzen kurulması gerektiği muhakkak. Ancak bu ne kapitalizmin karşısına adsız bir dünya çıkarmaktır ne de mevcut dünya düzeninin içinde reformlar yoluyla düzenleme yapmaktır. Bir ekonomik toplumsal düzenin yerini bir başka ekonomik düzenin alması üretici güçlerle, artık eskimiş, yıkıma uğramış üretim ilişkileri arasındaki uzlaşmaz çelişkinin, yani sınıf mücadelesinin bir toplumsal devrimle aşılmasıdır. Bugün sorun burjuvaziyi sınırlamak, geriletmek, kontrol altına almak ya da dünyanın yok oluşa doğru döndüğünü yana yakıla anlatıp ispata girişmek değildir. Sorun, dünyanın sırtından burjuvaziyi indirmektir. Güncel koşullarda çelişkilerin alabildiğine keskinleşmiş ve görünür olması yalnızca sınıf mücadelesinin şiddetli bir biçimde gelişmekte olduğunu, dolayısıyla şiddetli bir devrim durumunun kapıda olduğuna işaret eder. İşçinin, kadının, boyunduruk altındaki ulusların, dünya halklarının kurtuluşunun tek bir çıkış yolu vardır, o da toplumsal bir devrim yoluyla kapitalizmin yıkılması, yerine yeni bir toplumsal düzen olarak sosyalizmin kuruluşunun başarılmasıdır. Yalnızca sosyalist bir devrim kan emici burjuvazinin iktidarına son verir.

Varoluşsal kriz koşullarında reformlar yoluyla yaşamı emekçiler adına yaşanılabilir kılmanın, doğa ve canlı yaşamını kurtarmanın zemini objektif olarak kalmamıştır. Burjuvazinin gidebileceği bir yol yok; liberal, her türlü reformcu aklın da yolu yol değil. Bu nedenle komünistlerin çözüm önerisi olabildiğince sade ve yalındır: Tek yol devrim, kurtuluş sosyalizm!

Bu yazı 428 sayılı Atılım Gazetesi’nde baş yazı olarak yayınlanmıştır.

İlgili İçerikler

YS’den Duisburg-Essen Üniversitesi’nde Suruç için çalışma

YS’den Duisburg-Essen Üniversitesi’nde Suruç için çalışma

16 Temmuz 2025 - 19:00

Atılım Almanya Suruç’un yıldönümü yaklaşırken sosyalist gençler de çalışmalarını hızlandırdı. Duisburg-Essen Üniversitesi dün ve bugün bu çalışmaların yapıldığı mekan oldu....

“Suruç için adalet mücadelesine devam edeceğiz”

“Suruç için adalet mücadelesine devam edeceğiz”

16 Temmuz 2025 - 18:33

Atılım Fransa Başta başkent Paris olmak üzere, Fransa’nın değişik kentlerinde yapılan piknik, film gösterimi, söyleşi gibi etkinliklerle Suruç katliamında yaşamını...

Peoples Bridge: Halkların Yönetimindeki Kuzey-Doğu Suriye Federasyonu’nu Savunmak İçin Harekete Geç: Yaşasın Özgür Rojava, Yaşasın Demokratik Suriye ve Ortadoğu!

People‘s Bridge: Suriye için “tek millet, tek ordu, tek hükümet” mi ?

16 Temmuz 2025 - 17:52

Demokratik Suriye Güçleri (SDG) Genel Komutanı Mazlum Abdi, geçen hafta Dış İlişkiler Eşbaşkanı İlham Ahmed ve sözcüler Foza Yusuf ile...

Paris’te devrimci gençlik örgütlerinin katılımı ile Suruç Paneli  

Paris’te devrimci gençlik örgütlerinin katılımı ile Suruç Paneli  

15 Temmuz 2025 - 17:51

Atılım Paris  Suruç’un 10. Yılında Avrupa’da çalışmalar devam ediyor. Sosyalist gençlik örgütü Young Struggle “10. Yılında Suruç için adalet, herkes...

Berlin’de antifaşist Maja ile dayanışma kampı 

Berlin’de antifaşist Maja ile dayanışma kampı 

15 Temmuz 2025 - 13:34

Atılım Almanya Alman devleti tarafından hukuksuz bir şekilde Macaristan’a teslim edilen ve Macaristan tarafından ağır tecride tabii tutulan Alman antifaşist...

Daha fazla yükle
Sonraki yazı
Ukrayna’da tutsaklara aylık 450 dolara hücre kiralanıyor

Ukrayna'da tutsaklara aylık 450 dolara hücre kiralanıyor

Haber Takvimi

Mayıs 2020
P S Ç P C C P
 123
45678910
11121314151617
18192021222324
25262728293031
« Nis   Haz »

ÖZGÜR HABER

ÇOK OKUNANLAR

  • YS’den Duisburg-Essen Üniversitesi’nde Suruç için çalışma

    YS’den Duisburg-Essen Üniversitesi’nde Suruç için çalışma

    0 paylaşım
    Paylaş 0 Tweet 0
  • “Suruç için adalet mücadelesine devam edeceğiz”

    0 paylaşım
    Paylaş 0 Tweet 0
  • İGİF: Devrimci Harekete Avrupa’da tasfiyecilik, korku iklimi yaratmak, ajanlaştırma politikalarına derhal son verilmelidir 

    0 paylaşım
    Paylaş 0 Tweet 0
  • People‘s Bridge: Suriye için “tek millet, tek ordu, tek hükümet” mi ?

    0 paylaşım
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Paris’te devrimci gençlik örgütlerinin katılımı ile Suruç Paneli  

    0 paylaşım
    Paylaş 0 Tweet 0

Okumak için tıklayınız

  • ANASAYFA
  • İLETİŞİM
  • DÖKÜMANLAR
  • DATENSCHUTZERKLÄRUNG
avegkon.com

by©2020D

Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
  •  
  • GÜNCEL
  • EMEK
  • LGBTI+
  • KADIN
  • GENÇLİK
  • EKOLOJİ
  • KÜLTÜR-SANAT
  • DÜNYA
  • AÇIKLAMALAR
  • SEÇTİKLERİMİZ
  • TÜM HABERLER

by©2020D