Kurumumuz Avrupa Ezilen Göçmenler Konfederasyonu (AvEG-Kon), ‘Kürdistan ve Kürt Halkının Savaş ve İşgal Tehdidi Altında’ başlıklı açıklama yayınladı.
Yayınlanan açıklama;
Kürdistan ve Kürt Halkımız Savaş ve İşgal Tehdidi Altında.
Ayağa Kalk! Faşizme, Sömürgeciliğe ve İşbirlikçiliğe Dur De!
Başını sömürgeci faşist Türk devletinin çektiği Kürdistan ve Kürt halkımızın ulusal demokratik ve özgürlük mücadelesine dönük saldırılar, gerici Irak hükumeti ve işbirlikçi KDP yönetiminin aktif katılımıyla devam ediyor. Bölgede Kürt halkımızın yıllara varan mücadelesi ve onbinlerce şehitle elde ettiği kazanımlar, geliştirilen gerici ittifak ve planlarla yok edilmek isteniyor. Rojava Devrimi ve devrimin ortaya çıkardığı halklar arası özyönetime dayalı demokratik, kadın özgürlükçü ve eşitlikçi yaşam biçimi tersyüz edilmeye çalışılıyor. ABD-AB-Rusya gibi emperyalist devletlerin açık ya da gizli desteğinde Medya Savunma Alanları hedefe konuyor, gerilla güçleri işbirlikçilerin alan daraltma ve fiziki saldırılarına maruz kalıyor.
AKP-MHP faşist ittifakı, başını çektikleri tek adam rejimiyle tüm muhalifleri olduğu gibi, devrimci-demokratik muhalefetin temel gücü konumundaki Kürt Özgürlük Hareketi’ne karşı tasfiyeci, soykırımcı saldırılarını coğrafyamızın her cephesinde sürdürüyor. Değişik halklar ve inançların, ezilenlerin birleşik mücadele aracı HDP’ye dönük kapatma girişimleri, gözaltı ve tutuklamalarla at başı gidiyor. Kuzey Kürdistan’ın tüm kentleri, dağları ve ovaları birer kışlaya çevrilmiş; sokağa çıkma yasakları, bombalamalar, katliamlar olağan hale getirilmiş durumda.
Başta gerici DAİŞ çeteleri olmak üzere, değişik isimler altında İslami çeteleri kuran, besleyen emperyalistler ve sömürgecilerin tüm çabalarına rağmen kahramanca yürütülen mücadele sonucu elde edilen Rojava toprakları, Afrin ve Serekaniye’de olduğu gibi faşist Türk devletinin ve O’na çanak tutanların işgal tehdidiyle karşı karşıya. Sınırları kapatan, ENKS ve Roj peşmergeleri gibi kendisine bağlı güçler eliyle özyönetimin istikrarsızlaştırılması, temel gıda maddeleri ve tıbbi malzemelerin girişinin engellenmesiyle Rojava halklarını terbiye etme amacı güden işbirlikçi KDP ise genel ulusal çıkarları bir tarafa bırakmış, gerici feodal-burjuva histerisine teslim olmuş durumda.
Bu teslimiyetin ve Kürt ulusal değerlere ihanetin somut biçimini KDP’nin Türk devletinin talimatı ve Irak yönetiminin direk katılımıyla Şengal topraklarını işgal etme ve Şengal Özerk Yönetimi’ne son verme anlaşmasında, yine Türk devletinin talimatıyla gerilla alanlarında gerçekleştirdiği saldırılar ve yoğun askeri güç ve silah sevkiyatında görüyoruz. Saldırıları düzenleyen, kışkırtan olmasına rağmen kendisinin mağdur olduğu yalanına dayalı kara propaganda ise, kan dökmeye ne kadar hevesli olduklarını gösteriyor.
Gerek sömürgeci faşist Türk devletinin içte ve dışta geliştirdiği savaş ve işgal planları, gerekse o’na destekte hiç tereddüt etmeyen Irak hükümeti ve işbirlikçi KDP yönetimi, hakettikleri yanıtı demokrasiden, eşitlik ve halklar arası kardeşlikten yana olan bölge halklarından alıyorlar. Kötüleşen yaşam koşullarına karşı haftalardır ayakta olan güney halkı, Şengal’deki özyönetimlerini savunmakta kararlı ve mevzilerini terk etmeyen Ezidi halkı, Rojava devrim güçleri ve faşist Erdoğan’ın Saray rejimine karşı direnişte olan tutarlı demokrat ve ilericiler, devrimci ve sosyalist güçler savaş ve işgal politikalarına karşı başeğmez direniş sergiliyorlar.
Yerli ve Göçmen İşçiler, Emekçiler
Bu saldırılar sadece Kürt halkımıza değil, aynı zamanda tüm bölge halklarına karşı yürütülmekte ve onları sömürgeciliğin, işgalciliğin kırbacı altında tutmayı amaçlamaktadır. Coğrafyamızda gelişen demokrasi mücadelesini, kadın özgürlükçü ilerlemeyi, halklar arası kardeşleşmeyi baltalayarak, devrim ve sosyalizm istemini karanlığa mahkum etmek istiyorlar. Buna izin vermeyelim. Kürdistan’a ve Kürt halkımıza dönük savaş ve işgal saldırılarına karşı halkların kardeşliğini sokakta daha gür haykıralım. Faşist rejimle emperyalistler arasında yapılan her türlü gizli-açık anlaşmaların derhal iptalini talep edelim. Yeni bir Kürt katliamına dur diyelim.
Yaşasın Halkların Kardeşliği ve Enternasyonal Dayanışması!
Kahrolsun Faşizm, Sömürgecilik ve Her Türden İşbirlikçilik!