Ağır hasta tutsak Şemsettin Özer’in durumuna dikkat çekilen 473. F Oturması’nda, derhal serbest bırakılması istendi. İHD İzmir Şubesi de yüzde 76 engelli olan hasta tutsak Devrim Ayık’ın durumuna dikkat çekerken Ankara’da Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi’de, Afyon 1 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda kalan ağır hasta mahpus Lütfi Koç için acil tahliye talebinde bulundu.
473. F Oturması’nda Şemsettin Özer için derhal tahliye talebi
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu’nun hasta tutsakların durumuna dikkat çekmek, tedavilerinin önündeki engellerin kaldırılması ve derhal tahliye edilmeleri için düzenlenen F Oturması’nın 473.’sü ağır hasta tutsak Şemsettin Özer için gerçekleştirildi.
Covid-19 salgını nedeniyle online düzenlenen açıklamanın metnini Komisyon Üyesi Mehmet Acettin okudu. 27 yıldır tutuklu bulunan 53 yaşındaki Şemsettin Özer’in, bugüne kadar sırasıyla Batman, Siirt, Muş ve Bafra Hapishaneleri’nde tutulduğunu belirten Acettin, Özer’in halen Samsun Bafra T Tipi Kapalı Hapishanesinde tutulduğun ve ülser, tansiyon, migren, sinüzit , damar hastalıkları ve son olarak gırtlak kanserine yakalandığını kaydetti.
‘FENALAŞIP NEFES ALAMA HALE GELDİ’
Acettin, “Yakınlarından alınan bilgiye göre; 3 ay önce nefes almakta zorlanması üzerine hapishane revirine kaldırılmış, sonrasında acil olarak hastaneye sevk edilmiş ve gırtlak kanseri teşhisi konularak tekrar hapishaneye getirilmiştir. İki haftada bir götürüldüğü Samsun Eğitim ve Araştırma hastanesinde tedavisine başlanmış, ancak tedavi sürecinde durumu daha da ağırlaşmıştır. Fenalaşıp nefes alamaz hale gelince acil müdahale edilerek boğazına cihaz takılmasının ardından, bir gün yoğun bakımda tutulmuş, sonra normal servise çıkarılmış ve hemen ardından, hapishaneye getirilip yine tek kişilik karantina odasına konulmuştur. Karantina koşullarında daha da kötüleşen Şemsettin Özer, gırtlak kanseri nedeniyle 6 Nisan 2021 tarihinde Samsun Eğitim Araştırma Hastanesi’nde ameliyat edilmiştir” dedi.
‘HAPİSHANE KOŞULLARINDA TEDAVİSİNİN SAĞLANMASI İMKANSIZ’
13 Nisan günü yapılan görüşmede, amcasının oğlunun Özer’in 6 Nisan’da Samsun Eğitim Araştırma Hastanesinde ameliyat edildikten sonra servise çıkarıldığını, ameliyatının iyi geçtiği yönünde kendilerine bilgi verildiğini ancak hapishane koşullarında yeterli tedavi sağlanmasının imkansız olduğunu, bu nedenle endişe ettiklerini, pandeminin bu endişelerini artırdığını ifade ettiğini aktaran Acettin, şöyle devam etti: “Avukatının, Şemsettin Özer’in tedavisinin dışarıda sürdürülmesi için infaz ertelemesi talebi ile dilekçe yazdığını ve serbest bırakılmasını istediklerini belirtmiştir. ‘Felsefe ile kendini arayan insan’ ve ‘Ömrümün 7 günü’ isimli kitapların yazarı olan Şemsettin Özer, iyileşmek, yaşamını sürdürmek ve üretmeye devam etmek istemektedir.
‘YAŞAM HAKKI KORUNMALI’
İnsan hakları savunucuları olarak; Şemsettin Özer ve tüm hasta mahpusların, tedavilerinin önündeki engellerin kaldırılması, pandemi koşulları da gözetilerek derhal serbest bırakılarak sağlık ve yaşam haklarının korunması gerektiğini hatırlatıyor, yetkilileri göreve, kamuoyunu duyarlı olmaya çağırıyoruz.”
Yüzde 76 engelli tutsak Ayık’ın durumuna dikkat çekildi
İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi Hapishane Komisyonu, daha önce defalarca açıklama yaparak durumuna dikkat çektiği ancak yeniden tutuklanan Devrim Ayık için açıklama yaptı. Basın metnini okuyan İHD İzmir Şube Yöneticisi Ahmet Çiçek Devrim Ayık’ın en son 2020 Mart ayında hastalığının çok ilerlemesinden kaynaklı evde tedavi olabilmesi ile şartlı tahliye edildiği kaydedilen açıklamada, “Ocak 2021’de tekrar tutuklanıp Edirne F Tipi Hapishanesi’ne götürüldü” dendi.
Çiçek, Devrim Ayık’a ilişkin şu bilgiler paylaştı: “1991 doğumludur, ilk tutuklandığında basın çalışanıydı. Tutuklandığı sırada ağır bir chron hastası idi. Tutuklanma öncesi ameliyat olmuş ve 40cm kadar bağırsağı alınmıştı. Bu süre zarfında hastalığı iyileşmeye doğru gitmekte iken tutuklanınca, hapishane koşulları nedeniyle hastalık tekrar nüksetmiş ve durumu ölüm öncesi sınıra gelmişti. 27 Nisan 2017’de fenalaşmış ambulansla hastaneye kaldırılmış ve narkoz verilerek geri gönderilmişti.
‘BİLİNCİNİ KAYBETMEYE BAŞLAMIŞ’
11Mayıs 2017’de ikinci bir ameliyatla bağırsağından 60cm. daha alınmıştı. 1 ay boyunca İzmir Yeşilyurt Devlet hastanesinde tedavisi yapılmıştı. Dikişlerinin açıldığı son hafta, tam iyileşmeden, İzmir Kırıklar Hapishanesi’nden Antalya L Tipi Hapishanesi’ne gönderilmişti. Bu hapishanede tutulduğu 9 ay boyunca herhangi bir tedavi yapılmadığı için tamamıyla yemekten kesilmiş, aşırı kilo kaybı nedeniyle direncini tamamen yitirmişti. Bilincini kaybetmeye başlamıştı. Koğuş arkadaşlarının yardımıyla yataktan kalkabiliyor, lavaboya duvarlara tutunarak gidebiliyordu. Bağırsaklardaki zorlanma nedeniyle makattan kan akmaya başlamış,makattaki kanama ve tahrişten dolayı makat etrafında ciddi yaralar ve çukurlar oluşmuştu.
‘YÜZDE 76 ENGELLİ’
04 Aralık 2018’de tedavi amaçlı tahliye edildi. Tahliye sonrası tedavisine 14 günde bir hastalığın kansere dönüşmesini önlemek için yapılan humira iğnesi ile devam ediliyordu. İğne olma sürecinde iken çok rahatsızlanan Devrim’e doktor, iğnenin kesilmesini ve bir an önce tomografi çekilerek yeni bir tedaviye başlanması gerektiğini söyledi ve hemen arkasından 07 Ekim 2019’da tekrar gözaltına alınıp tutuklandı. 20 Ocak 2020’deki açıklamalarında anne, ‘Oğlum Devrim AYIK 19 Ocak 2020 tarihinde avukat görüşüne gardiyanların desteğiyle tekerlekli sandalyede getirilmiştir. Şu an ki durumu çok ciddi, öksürmesi var. Son iki haftadır sol burun deliğinden kan akıyor. Ayrıca ağızdan her gün kan atıyor. Yine hastalığına uygun besinler tüketmediğinden ve tedavisinin yapılmadığından kaynaklı makatta da her tuvalete çıkışında kanama, tahriş ve şişkinlikler oluşmuştur. Boğazında iltihaplanmalar başlamış ciddi kalp sıkışması yaşamaktadır. Kansızlıkta ciddi artış mevcut olup elleri ve yüzü beyazlamıştır. Kendisine bir an önce kan takviyesi yapılması gerekir ama cezaevi yönetimi tarafından engellenmektedir. Bağırsaklarda ciddi ağrılar başlamış, kulaklarında işitme kaybı artmıştır. Devrim yüzde 76 engelli olup bu husus heyet raporuyla da sabittir. Devrim’in kendisi durumuyla ilgili gerek Adalet Bakanlığına gerek Cezaevi Savcılığına ve tüm kurumlara yapmış olduğu başvurulara hiçbir yanıt alamamıştır’ demektedir.”
Çiçek, Devrim Ayık’ın durumuna ilişkin şu soruları yöneltti:
• “Yüzde 76 engelli Devrim Ayık’ın tahliye edildikten sonra, hastalığında, hapishanede kalabilmesine dair ne gibi bir gelişme olmuştur ki tutuklanmıştır?
• Devrim sevkini, davasının İzmir’de olmasından dolayı İzmir’e ya da ailesinin Antalya’da bulunması ve hastalıklarının oradaki hastanece bilinmesinden kaynaklı Antalya veya Alanya’ya yapılmasını istemiş olmasına rağmen neden Eskişehir H Tipi Hapishanesi’ne sevk edilmiştir?
• Karantina koğuşları neden bu kadar pis, rutubetli ve bir insanın kalamayacağı kadar kötüdür? Yetkililer Devrimi, bu kadar ciddi hastalıkları bulunan bir insanı, neden bu ortamda tutmaktadırlar?
• 2 Nisan 2021’de kolonoskopi çekilmiş ve doktor, Devrim’in bağırsaklarında ciddi derecede çürümelerin başladığını ve acilen ilaç, iğne tedavisi ve diyet listesinin uygulanması gerektiğini cezaevine bildirmesine rağmen neden herhangi bir işlem yapılmamaktadır?”
‘HER BASIN AÇIKLAMASI BİR SUÇ DUYURUSU’
İnsan hakları savunucuları olarak Devrim Ayık’ın yaşayacağı tüm sonuçlardan yetkililerin ve iktidarın sorumlu olacağının altını çizen İHD İzmir Şube Yöneticisi Ahmet Çiçek, tüm basın açıklamalarının aynı zamanda bir suç duyurusu olduğunu dile getirdi.
‘Ağır hasta mahpus Lütfi Koç acil olarak tahliye edilmeli’
Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, eylemlerinin 345’inci haftasında hasta tutukluların durumuna dikkat çekmeye devam etti. Pandemi nedeniyle video konferans yöntemiyle yapılan basın toplantısında Afyon 1 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesi’nde kalan ağır hasta tutuklu Lütfi Koç’un durumuna dair bilgiler paylaşıldı.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Üyesi Nuray Çevirmen, 22 aydır hapishanede olduğunu belirttiği Koç’un kendilerine gönderdiği mektupta yer alan bilgileri paylaştı. Çevirmen, “Beyninde iki adet kist tespit edilmiş, başı dahil vücudunun sol tarafından komple felç geçirmektedir. İzmir Katip Çelebi Devlet Hastanesi sağlık heyetine başvurmuş ve 8 ay sürmüş. Karar verecekleri gün ‘3 ay daha takip edeceğiz’ denilmiş, ertesi hafta apar topar Afyon 1 Nolu T Tipi Cezaevine sevk edilmiştir. 1-2 hafta içinde Afyon Devlet Hastanesi sağlık heyetine başvurmuş ancak olumsuz yanıt verilmiştir. Yüzüne karşı ‘sen birkaç kez felç geçirmişsin, bitmiş artık geçirmiyorsun’ denilmiş. Halbuki 1 senedir sürekli felçler geçiriyor” diye belirtti.
‘FELÇ KALMA RİSKİ VAR’
Nöroloji doktorlarının Koç’un hastalığına dair ‘Bunun bir tedavisi yok, felç kalma riskin var’ dediğini aktaran Çevirmen, şöyle devam etti: “Fakat bunun raporlara yansımadığını, daha sonra çekilen beyin MR raporunda beynindeki kist lezyonlarının büyüdüğünün görüldüğünü, felçlerinin devam ettiğini, cezaevinde felç olacağının kesin olduğunu, kafasının içinde çok anormal, kuvvetli elektrik çarpmaları olduğunu, istem dışı idrar kaçırdığını, istem dışı ağzından tükürükler geldiğini, ne yapacağını şaşırır vaziyette olduğunu da aktarmıştır.”
Koç’un hastalıklarından dolayı aylar önce hem Yargıtay’a hem de tutuklama kararını veren İzmir 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne tahliye talepli dilekçe yazdığını söyleyen Çevirmen, falat iki kurumdan da yanıt alamadığını ifade etti.
Çevirmen, “Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) yazdığı dilekçeye gelen cevapta ise ‘durumunuzun acil olduğu anlaşılmış olup öncelikle alt mahkemelere başvurmasının gerektiği’ söylenmiş, ancak alt mahkemelerden bir cevap gelmemiştir. İki hafta sonra yine acil sağlık sorunları nedeniyle her türlü denetimli şartları ile tahliye talebini Afyonkarahisar İnfaz Hakimliğine iletmiş, Hakimlik durumun Afyonkarahisar Cumhuriyet Başsavcılığının konusu olduğu için yazıyı oraya gönderdiklerini kendisine yine yazıyla iletmiş” diye belirtti. Koç’un karnında teşhisi konulmamış, hiç geçmeyen bir şişkinliğin olduğunu da aktaran Çevirmen, hasta tutuklu için “Cezaevinde her an felç kalma riski bulunmakta” dedi.
‘YÜZDE 100 ENGELLİ 6 YAŞINDAKİ OĞLUNU GÖREMİYOR’
Çevirmek, Koç’un bir yıldan fazladır yüzde 100 engelli olan 6 yaşındaki oğlunu göremediğini de belirterek, şöyle devam etti: “Koç gönderdiği mektupta oğlunu ikamet yerleri olan İzmir’den daha önce bulunduğu Menemen Cezaevine çok zor getirebildiklerini, Afyon’a getirilmesinin imkansız olduğunu, bu durumu Adalet Bakanlığına yazdığını ve İzmir’e sevk talep ettiğini, ayrıca oğlunun gözleri görmediği ve kulakları duymadığı için tek iletişim yollarının temas olduğunu, bu nedenle alınacak koronavirüs tedbirleriyle birlikte 10 dakika bile olsa açık görüş yaptırılmasını istediğini, iki aydır bir cevap gelmediğini ve zaten de gelmeyeceğini düşündüğünü de ifade etmiştir.
Koç’un ağır ve yaşamını tehdit eden hastalıkları nedeniyle acil olarak tetkik ve tedavilerinin sağlanması çağrısında bulunan Çevirmen, “Yaşamsal risk taşıması nedeniyle heyet raporları aldırılarak infazının ertelenmesi hususunda çalışma yapılması, bu süreç zarfında da yüzde 100 engelli oğlunu görebilmesi için ailesinin ikamet etmiş olduğu ilde bulunan bir cezaevine sevk edilmesi acil olarak sağlanmalıdır” dedi.