Tutsakların Sesi Platformu (TSP), “Zindan katliamlarını unutmayalım! Devrimci tutsakları sahiplenelim!” başlığıyla bugün yaptığı açıklamada, “Her alanda devrimci tutsaklarla dayanışma içinde olalım. Faşist Türk devletinin başta 19 Aralık katliamı olmak üzere tüm hapishane katliamlarının hesabını sormak için mücadeleyi yükseltelim.” denildi.
Açıklamayı aynen yayımlıyoruz:
Zindan katliamlarını unutmayalım! Devrimci tutsakları sahiplenelim!
19 Aralık 2000 yılında, F Tipi hapishanelere geçişi sağlamak üzere yapılan operasyonda Türkiye tarihinin en kanlı hapishane katliamları gerçekleştirildi.
“Hayata Dönüş Operasyonu” adı verilen, aynı anda 20 hapishanede gerçekleştirilen saldırıda 28 tutsak katledildi, yüzlerce tutsak ise yaralandı. Devrimci tutsakları F Tipi hapishanelere koyarak, onların iradesini teslim almayı amaçlayan faşist diktatörlük; kimyasal gazlar da dahil olmak üzere, her türlü silahın kullanıldığı saldırıya, devrimci tutsaklar büyük bir direnişle karşılık verdi. Zor yoluyla F Tipi hapishanelere götürülen tutsaklar ölüm orucu başta olmak üzere her biçimde direnişlerine devam etmiş ve faşist devletin tam tecrit uygulamasına geri adım attırmışlardır.
19 Aralık katliamının kararını veren MGK olurken, uygulayıcısı ise dönemin Başbakanı Bülent Ecevit, Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk ve İçişleri Bakanı Saadettin Tantan olmuştur. Faşist devletin işlediği diğer katliamlarda olduğu gibi bu katliamın da üstü örtülerek, katliam emrini veren ve uygulayanlar bugüne kadar yargılanmamıştır.
Bugün, 19 Aralık katliamının 21. yılında ise hapishanelerdeki insanlık dışı uygulamalar devam ediyor. Ağır hasta tutsaklar faşist rejimin kendi hukukuna göre salıverilmeleri gerekirken, devrimci tutsaklara karşı düşman hukuku Adli Tıp Kurumu vasıtasıyla uygulanarak hasta tutsaklar ölüme terk edilmektedir. Başta Aysel Tuğluk olmak üzere yüzün üzerinde ağır hasta tutsak doktor raporlarına rağmen serbest bırakılmıyor.
Yine, yeni bir uygulama olarak devrimci tutsakların iradesini kırmak için tutsakların infazları keyfi uygulamalarla yakılarak, onların daha uzun süre içerde kalmaları sağlanıyor. Pandemi bahane edilerek tutsakların görüş, mektup, sağlık hakları kısıtlanarak, tecrit uygulaması yoğunlaştırılıyor. Kitap ve gazete, sohbet hakları üzerinde yeni yasaklar getirilmiş durumda. Tutsak ve tutsak yakınlarına karşı çıplak arama bir işkence olarak kullanılmaktadır. En son Garibe Gezer, 5 yıllık tutukluluk sürecinde işkence gördü, hücre cezası aldı. Süngerli odada gardiyanların tecavüzüne uğradı, ailesine ölü bedeni teslim edildi. Garibe’nin intihar ettiği iddia edildi. Oysa Garibe’nin ölümünden devrimci tutsaklara karşı düşman hukuku uygulayan faşist devlet sorumludur.
Devrimci tutsaklar faşizmin tüm insanlık dışı uygulamalarına karşı direniyorlar. Onların direnişi bizlerin onurudur, onurumuza sahip çıkalım. Her alanda devrimci tutsaklarla dayanışma içinde olalım. Faşist Türk devletinin başta 19 Aralık katliamı olmak üzere tüm hapishane katliamlarının hesabını sormak için mücadeleyi yükseltelim.
DEVRİMCİ TUTSAKLAR ONURUMUZDUR!
TUTSAKLARIN SESİ PLATFORMU (TSP)
13 Aralık 2021
