Kurumumuz AVEG-KON’un Temsilciler Kurulu toplantısının sonuç bildirgesi yayımlandı.
Aynen yayımlıyoruz:
AVEG-KON Temsilciler Kurulu Sonuç Bildirgesi
Avrupa’nın değişik ülkelerinde örgütlü bulunan AVEG-KON, 9-10 Nisan `22 tarihlerinde 6 aylık dönemsel temsilciler kurulu toplantısını gerçekleştirdi. Almanya’nın Köln kentinde bulunan AGİF’e bağlı Multi-Kulti lokalinde gerçekleştirilen temsilciler kuruluna Almanya, Fransa, İsviçre, İngiltere, Belçika ve Hollanda’dan delegeler katıldı.
Siyasal süreç ve görevlerimiz, yerellerdeki kurum çalışmaları, kurumsallaşma / üye kazanma / kitleselleşme, kadın özgürlük mücadelesi, yeni logo, tiyatro turnesi, yaz kampı ve kongre hazırlıkları gündemleriyle toplanan temsilciler kurulumuz, iki gün boyunca süren canlı tartışmalar sonucunda aşağıdaki sonuçlara ulaşmıştır:
Emperyalist rekabet ve hegemonya mücadelesinin bir sonucu olarak patlak veren Rusya-Ukrayna arasındaki savaş, karşılıklı yoğun dezenformasyonla birlikte insanlığa yaşattığı trajik görüntülerle devam ediyor. Savaş sadece Ukrayna ve Rus halklarını olumsuz yönde etkilemiyor. Söz konusu uluslardan emekçi halklar ve asker postalları giydirilmiş evlatları bir avuç sermayedarın çıkarları uğruna yaşamlarını yitirirken, geri kalan kapitalist dünyanın işçi ve emekçileri ise artan ekonomik darboğaz, enflasyon, temel ihtiyaç maddelerine günlük gelen zamlarla milyonlar halinde yoksullaşmanın pençesine itiliyor.
Rusya’nın kendi emperyalist yayılmacı politikalarıyla birlikte, emperyalist ABD, AB ve NATO’nun da kışkırtması sonucu patlak veren savaş, demokrasi havariliğine bürünen batılı emperyalistlerin de ikiyüzlülüğünü açık ediyor. Nükleer savaş olasılığı nedeniyle direk çatışmadan uzak durduklarını propaganda eden söz konusu emperyalist güçler, uyguladıkları ekonomik ambargolarla; silahlanmaya ayırdıkları bütçeyi akıl almaz boyutlara çıkartarak, ırkçılığı-faşizmi meşrulaştırmaya çalışarak, savaş bölgesine gönderdikleri “gönüllü” adı altında işçi-emekçi çocukları ve son teknolojik silahlarla, savaşın son bulması için çaba harcamak yerine, açıktan daha da yaygınlaşmasını istemektedirler.
Dünyanın değişik bölgelerinde yaşanan tüm savaşlarda olduğu gibi, bu savaş esnasında da başta kadın ve çocuklar olmak üzere, milyonlarca insan göç etmek zorunda kalmışlardır. Yaşanan göç karşısında timsah göz yaşları döken ve Ukraynalı göçmenlere sahip çıkılmasını salık veren egemenler, diğer halklardan göçmenler için ise Kale Avrupa’sı politikalarına bu dönemde de devam ederek çifte standartçılıklarını açık etmişlerdir.
Savaş karşıtlığı söz konusu olduğunda ise bir yandan Putin’in Rusya’sı ülkedeki savaş karşıtlarına karşı devlet terörünü en üst seviyeye çıkartırken, batı egemenleri ise NATO destekçiliğini zorlayarak, farklı ideolojik yapıya sahip siyasi hareketlerde kafa karışıklıklarına yol açmakta, Avrupa’da ve dünyada güçlü, tutarlı bir emperyalist savaş karşıtı hareketin gelişimini engellemeye çalışmaktadır.
AVEG-KON, tüm bu belirlemeler ışığında emperyalist Rusya’nın derhal işgal saldırganlığına son vermesi, NATO gibi emperyalist savaş birliklerinin yayılmacılığının son bulması ve dağıtılması, Rus nüfusun ağırlıklı olduğu Donbass gibi bölgelerde halkların kendi kaderini tayin hakkının tanınması talepleriyle emperyalist savaş karşıtı hareket içerisinde yer alacak, örgütlü bulunduğu alanlarda savaş karşıtı platformların kurulması ve aktifleşmesi için çaba harcayacak.
Korona pandemisi nedeniyle zenginliklerine zenginlik katan bir avuç sermayedarın aksine daha da yoksullaşan işçi ve emekçiler, savaşla birlikte günlük ihtiyaç maddelerine ulaşamaz hale gelmişlerdir. Temel tüketim maddelerine yapılan faiş zamlar, artan kiralar, gaz ve elektrik faturaları insan yaşamını çekilmez kılmıştır. Buna karşıt kötü yaşam koşullarına karşı gelişme eğilimi içerisine girmiş olan işçi ve emekçilerin grev hareketleri ve direnişleri, protesto ve gösteriler her gün biraz daha artarak devam etmektedir. AVEG-KON, bu direniş hareketlerinin gelişmesi ve güçlendirilmesi hattında ilerleyerek, örgütlü bulunduğu alanlarda dayanışma gösterecek; sömürücülerin göçmenleri günah keçisi ilan ederek ırkçılığı geliştirme hamleleri karşısında halkların kardeşliği şiarını yükseltecek.
2015 itibariyle tasfiyeci saldırılarını yoğunlaştıran sömürgeci faşist Türk devleti, başta Kürt halkı olmak üzere farklı ulusal ve inançsal kökenden ezilenlere, işçi-emekçilere dönük saldırılarına son hız devam ediyor. Rusya-Ukrayna savaşında kendisini barış yanlısı göstermeye çalışan saray rejimi, söz konusu coğrafyamızdaki halklar olunca savaş naraları atıyor, Kürdistan’ın tüm parçalarında katliamlar örgütlüyor, KDP’yle birlikte yeni işgal ve saldırı girişimleri tertipliyor, HDP üzerinde estirilen devlet teröründe olduğu gibi devrimci-demokratik güçleri, politik kuvvetleri ezmeye çalışıyor. Grevdeki işçiye, direnişteki kadına, temel talepleri için sokakta olan gençliğe büyük bir kinle saldırıyor.
Yaşadığı yönetememe krizine eklemlenen ekonomik kriz, var olan Saray rejimini sallarken, burjuva muhalefet şahsında egemenler kendi iktidarlarını devam ettirecek yeni arayışlar içerisine giriyor. İşçi sınıfı ve ezilenlerin günlük direnişlerini seçimlere endeksleyerek pasifleşmeyi salık veriyor. Oysa 8 Mart’ta gördüğümüz kadın direnişi, Newroz’da tanık olduğumuz Kürt halkının meydanları saran görselliği, 2022 yılının başından bugüne yaşanan onlarca işçi grevi ve direnişleri, yürünmesi gereken hattı net bir biçimde ortaya koyuyor: Direnişi her ana ve alana yaygınlaştırmak!
AVEG-KON, Türkiye ve Kürdistan gündemleriyle yakaladığı ilişkileniş düzeyini önümüzdeki süreçte de sürdürecek, sömürgeci faşist rejimin işgal ve katliam plan ve saldırılarını sokakta teşhir etmeye devam edecek. İşçi ve emekçilerin grev ve direniş hareketleriyle enternasyonal dayanışmayı görünür kılmaya, birleşik platformların bu temelde aktif hale gelmesi için emek vermeye devam ederken, Avrupalı emperyalistlerin faşist rejime verdiği siyasi, askeri ve ekonomik desteğin yerli halklar nezdinde mücadele konusu yapılması çabası içerisinde olacak.
Başta 24 Nisan Ermeni soykırımı yıldönümü, işçi sınıfın birlik, dayanışma ve mücadele günü olan 1 Mayıs, G7 zirvesi gibi takvimsel mücadele günleri güncel mücadele konularıyla birleştirilerek ele alınacak; emperyalist savaş ve işgal, kapitalist sömürünün yıkıma uğrattığı işçi ve emekçilerin sosyal ve siyasal haklarına dönük saldırılar, artan yoksullaşma, tarihsel soykırımların günümüzde devam eden izdüşümleriyle birlikte mücadele konusu yapılması önemsenecek. Kitlesel 1 Mayıs için hazırlık çalışmaları en geniş biçimde yürütülerek, ev ziyaretleri, sokak stantları, merkezi alanlarda bildiri dağıtımları çalışmalarda kullanılacak araçlar olacak.
Kadınlar birçok ülkede erkek egemenliğine ve şiddete karşı sokaklarda oldular. Her ülkenin kendi gündem özgünlüğüyle 8 Mart’ta taleplerini haykırdılar. Kadın grevi, militan gösteriler, savaş ve askeri darbe karşıtlığı gibi gündemde oldu. Tüm bunlar dünyanın birçok ülkesinde kadınların taleplerinin ortak olduğunu gösterdi. Bu nedenle kadın özgürlük mücadelesinin enternasyonal ayağını geliştirmek için bu yıl içerisinde gerçekleştirilecek dünya kadın yürüyüşü, enternasyonal kadın buluşmalarının yanı sıra kıta çaplı etkinliklerde aktif yer alınacak.
Yerel kurum temsilcilerinin yürüttükleri sosyal, siyasal ve eğitsel çalışmalara ilişkin sunumların ardından kurum çalışmalarına içerik kazandırılması, göçmenlerin yaşadıkları ülkelerde karşılaştıkları sorunlar, sosyal, siyasal ve kültürel olarak gelişimlerinde kurum çalışmalarının önemi üzerine tartışmalar yürütüldü. Kurum yönetimlerinden başlayarak hareket tarzının, göçmenler için ikinci adres olma iddiasını güçlendirici çalışmalara yer verilmesi vurgusu öne çıktı. Dernek yönetim kurulları ve komisyonların bu çalışmaya ciddiyetle yaklaşan, kurumsal çalışmaları geliştirme vizyonuna sahip, emek ve enerji katacak şekilde kendilerini örgütlemesinin altı çizildi. Göçmenler içerisinde dal budak salmak için dönemsel üyeleştirme kampanyalarının etkin ve içeriğini uygun tarzda yürütülmesi ihtiyacına dikkat çekildi.
Kadın özgürlük mücadelesi gündeminde ise kurumlarımızdaki kota sorunu ele alındı. Çok olmasa da belli kurumlarımızda yönetimlerde sadece bir kadının bulunmasının kota sorununa dar yaklaşımların sonucu olduğu, kadın yönetici yetiştirilmesinin sadece kongre zamanlarının sorunu olmadığı, bütünlüklü ve planlı bir çalışmayı gerektirdiği tespit edildi. Yine kota sorununun olmadığı kurumlarda ise temel kurum işlerinin kurumdaki kadınların omuzlarına yıkılmasının, erkek egemen etkinin bir başka tezahürü olduğunun altı çizildi. Kadın özgürlük mücadelesi perspektiflerinin tüm kurum bileşenlerince sahiplenilmesi çağrısı yinelendi.
Son AVEG-KON kongresinin sonuçlandırılması için yetki verdiği temsilciler kurulu, logo üzerine yürüttüğü tartışmalar sonucu yeni logoyu kararlaştırdı. Buna göre AVEG-KON’un yeni logosu açık mavi zemine sarı renkli çark ve ortasında kızıl yıldız biçimini aldı.
Önümüzdeki pratik çalışmalar kapsamında ele alınan tiyatro turnesi ve yaz kampı hakkında gelinen son noktaya ilişkin bilgi verildi. Mayıs ayında BEKSAV’dan Tiyatro İmge’nin “Benim Adım” ve “Ölüm Uykudaydı” oyunları 20’ye yakın Avrupa kentlerinde gösterilecek. Geleneksel olarak düzenlenen yaz kampı ise hızla netleştirilerek ön hazırlık çalışmalarına başlanacak.
Ekim ayı içerisinde düzenlenecek AVEG-KON kongresi için de tartışmalar yapan temsilciler kurulu, konfederasyonumuza bağlı federasyon ve kurumların, öncesinde kendi kongrelerini gerçekleştirerek konfederasyon kongresine katılacak delegelerini seçmelerinin önemi üzerinde duruldu. Güçlü ve kitlesel bir kongre hedeflenmesi gerektiğinin altını çizen temsilciler kurulumuz, ön hazırlıkların güçlü tutulması için kongre materyallerinin önceden yerellere gönderilmesi gerektiğini vurguladı.