İşçi sınıfının birlik, dayanışma ve mücadele günü 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı. Sınıf adına hareket etme iddiasındaki tüm politik yapılar, hazırlık çalışmalarının son etabına girmiş bulunuyor. 1 Mayıs’ın nasıl güncelleneceği, nasıl bir görsellikle, hangi slogan ve taleplerle meydanların doldurulacağı sorununu her özne mutlaka tartışıyor; sokakları doldurmayı kendisine sorun yapıyor.
1 Mayıs söz konusu olduğunda Marksist Leninist Komünistler de, sadece Türkiye ve Kürdistan coğrafyasında değil, göçmen işçi ve emekçilerin yoğun bulunduğu Avrupa ülkelerinde de politik öznelerin temel taşlarından biri olageldi. Bugüne kadar kendi sloganları, politik olarak öne çektikleri konularla 1 Mayıs alanlarının canlı, vaz geçilmez güçlerinden biri olarak kendi oluşum süreçlerini örgütlediler. Ve önümüzdeki 1 Mayıs’ta da bu rollerine, hedeflerine dört elle sarılacaklarına kuşku yok.
2022 yılı 1 Mayıs’ı, emperyalist kapitalizmin dünya proletaryası ve halklarına karşı yoğun saldırıları altında karşılanıyor. Bunların başında hiç şüphesiz ki tüm dünyamızı etkisi altına almış ve gelişme riski taşıyan emperyalist savaş gerçekliğidir. Komünistler, Rusya-Ukrayna arasında yaşanan savaşın emperyalist rekabet ve hegemonya mücadelesinin bir parçası olduğu gerçekliğini bir kez de 1 Mayıs meydanlarında dile getirerek, emperyalist ikiyüzlülüğü teşhir ederken halkları savaşa karşı mücadeleye çağırmalıdırlar.
Kapitalist sömürünün neoliberal saldırılarla birlikte ayyuka çıkması, pandemi süreci ve emperyalist savaş koşullarında zenginliklerine zenginlik katan kapitalistlerin karşısında işçi sınıfı ve emekçilerin yaşam koşullarındaki artarak süren belirgin kötüleşme, artan yoksullaşma mutlaka teşhiri yapılacak bir başka temel ekseni oluşturmaktadır. İşçi sınıfı ve emekçileri kemiren azami kâr hırsına, sosyal ve siyasal haklar üzerinde yoğunlaşan saldırılara, söz ve örgütlenmeyi kısıtlayan girişimlere direnişle yanıt verilmesinin önemi vurgulanmalıdır.
Yerli halklarda toplam kötü yaşam koşullarına karşı oluşan tepkiyi gerçek hedefinden saptırmak amacıyla, göçmenlerin birer günah keçisi ilan edilerek ırkçılığın geliştirilmeye çalışılması, sınıf kardeşleri arasında çelişki ve çatışkıların yaratılmaya çalışılması da bir diğer işlenecek konudur. Kimi Avrupa ülkelerinde artan göçmen katliamları, devlet destekli ırkçı ve faşist hareketin bu katliamlardaki rolü, göçmenlere dönük artan ayrımcı yasa ve uygulamalarla örneklendirilmelidir.
Erkek egemen sistemin bir sonucu olarak artan kadına yönelik cinsel şiddetin her türü, kadınların çifte sömürüye maruz bırakılması ve bunun karşısında kadın devrimi perspektifi; kadınların mücadelede özneleşmesi çağrılarıyla bütünleştirilmelidir.
Kürdistan’ı her gün bombalayan, sömürgeci işgal saldırılarıyla Kürtleri ve coğrafyasını katleden faşist Türk devletine emperyalist Avrupa ülkelerinin verdiği siyasi, askeri ve ekonomik destek bilinir kılınarak, bir yandan insan hakları ve demokrasiden söz edenlerin, öte yandan kapitalist çıkarlar için faşist ve gerici rejimlerle tuttuğu iş birliği de teşhir edilmelidir.
Kuşkusuz 1 Mayıs boyunca ajitasyon ve propaganda konuları olarak değerlendirilecek bu konulara, güçlü bir görsellik eşlik etmelidir. Alanda temel şiarın yazılı olduğu güncel pankartların yanı sıra dövizler, kızıl bayraklarımız, öncesinden belirlenmiş sloganlarımıza eşlik etmelidir. Etkinliklerin başından bitiş anına planlanması, kolektif hareket tarzının ortaya konması; işçi sınıfının birlik ve mücadele gününe yaraşır canlı, disiplinli ve militan bir duruşun açığa çıkartılması tüm komünistlerin temel hedefi olmalıdır.
* Atılım Gazetesinin Avrupa Eki’nin (atilimavrupa1994@gmail.com) 30 Nisan 2022 tarihli Perspektif köşesi