Atılım Almanya
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında Almanya’nın Hamburg ve Leipzig kentlerinde İran’dan Kürdistan’a, Ortadoğu’da Kadın isyanları ve kadın dayanışması gündemli paneller yapıldı.
ZORA ve SKB’nin Hamburg üniversitesinde düzenlediği panelde, konu, erkek egemen kapitalist devletlerin kadın düşmanlığı ve bunun sonucunda ortaya çıkan kadın ayaklanmalarıydı.
ZDRA adına İranlı genç kadının yaptığı konuşmada, “İki ay önce genç Kürt kadın Jina Mahsa Amini İran ahlak polisi tarafından öldürüldü. Bu cinayet, İran rejiminde hüküm süren kadın düşmanlığını gözler önüne yine sermektedir. Bu trajik cinayetin ardından kadınlar ve halklar 60 günü aşkın bir süre boyunca acımasız baskılara rağmen öfkelerini sokaklara taşımaktan vazgeçmediler.” denildi.
ZORA: İRAN’DA YAŞANAN KADIN DEVRİMİDİR
“Bir kadın ayaklanması olarak başlayan bu ayaklanma artık faşist Molla rejimine ve onun baskı mekanizmalarına karşı geniş bir halk ayaklanmasıdır.” vurgusu yapan ZORA temsilcisi, “Emperyalist küreselleşme varoluşsal krizini yaşıyor, kadınların durumu bu koşullarda daha da belirginleşti. Ortadoğu odaklı kadınlar tarafından yaşanan isyanlarda kadınların emek sürecindeki varlığı, sömürüsü, ev ve aile kurumu içinde cinsel sömürü ve şiddete karşı isyanı önemli bir yerde duruyor. Kadın devrimi çağındayız, kadınların her alanda uyanışına Rojava’daki kadın devrimi, İran’daki kadın ayaklanması daha büyük ilham oluyor. Bu devrimler Ortadoğu’da, Avrupa’da ve dünyada kadınlar ve bizim için bir umut ışığı oldu. İran’da yaşanan kadın devrimidir.” diye belirtti.
İran ayaklanmasının devrimci niteliğinde, zayıflıkların olduğunu dikkat çeken ZORA temsilcisi, “İster erkek egemen ataerkil devlet tarafından, ister çevremizdeki erkekler tarafından olsun, kadınlara yönelik şiddet her yerde kadınları etkilemektedir. Ancak biz bunun karşısında çaresiz değiliz. 21. yüzyıl kadın devriminin yüzyılıdır ve dünya çapında kadınlar kendi kurtuluşları, demokratik haklarının gerçekleşmesi için mücadele etmektedir!” dedi.
Hamburg ve Leipzig’deki panele Almanya SKB adına katılan panelist ise konuşmasında şunlara dikkat çekti.
Leipzig’de İranlı kadınların çağrısı ile, Alman antifaşist kadın gruplarının örgütlediği, Zora ve SKB’nin de katıldığı bir panel gerçekleştirildi.
Panelist olarak üç İranlı kadın ve Almanya SKB adına sunumlar yapıldı.
İran’da kadınların yaşam koşullarının zorlukları anlatılarak İran’daki kadın ve halk ayaklanmasına destek, dayanışma çağrısında bulunuldu.
Her iki panelde SKB adına yapılan konuşmada şunlar ifade edildi.
SKB: İRAN’DAKİ PROTESTOLARA KADIN DEVRİMİ DİYORUZ, FEMİNİST DEVRİM DEĞİL
Evet, İran’da yaşanan bir devrim. Kadınların öncülüğünde politik özgürlük isteyen bir devrim. Kadın devrimini içeriyor. Yalnızca kadınlar için değil bütün bir sisteme karşı gençlerin, öğrencilerin diktatörlükten umudunu kesenler için bir devrim.
A- Kadın devrimidir.
B- Politik devrimdir.
C- Kürt ulusunun Kendi Kaderini Tayin Hakkı için ulusal özgürlük devrimidir. Belucreliler içinde ulusal özgürlük devrimidir.
Toplamında politik özgürlükler eksenli bir devrimdir. Feminist devrim dersek daraltmış oluruz, bu bir Kadın devrimi. Devrimi Feminist kavramı ile daraltmak istemiyoruz. Kendisini feminist olarak görmeyen kadınları kapsamıyor bu tanım. Cins olarak kadın cinsinin isyanını, yaşadıklarını görünür kılmak istiyoruz. Binlerce yıldır ezilen kadınların devrimini cinsiyetçi topluma, erkek egemen sisteme göstermek istiyoruz.
İran üniversitelerinde yüzde 70 oranında genç kadınlar okuyor. Kadınlar, memurlar, öğretmenler, çeşitli meslek dallarında varlar. Tamamen eve sıkıştırılmış değiller ancak yine def ev işleri, çocuk makinası olarak görülmeleri, erkekten sonra ikincil konumları, nesne konumları var. Bunu kırmak, özneleşmek için erkek egemen rejimin, cinsiyetçi toplumsal yapının değişmesi gerekiyor. İran’da kadınlar bugünkü konumlarına gelmek için çokça mücadele ettiler ve bedeller ödediler.
İRAN’DAKİ PROTESTOLAR ORTADOĞU’DA BİR RÖNESANS’IN BAŞLANGICI OLABİLİR
İran herhangi başka bir ülkeye benzemiyor. Kültürel birikimi, mücadele birikimi ile Ortadoğu’nun en etkin ülkelerinden biridir. İran’da politik İslamcıların iktidara gelmesi Ortadoğu’yu çok etkiledi. 1979 da Şah gitti ve İslamcılar yerleşti iktidara.
Bugün İran’daki politik İslamcı iktidarın yıkılması Ortadoğu’nun bütününe etki eder. Aslında kadın Rönesans’ına dönüşebilir. Politik İslamcı iktidarı yıkan kadınlardan doğru bir devrime dönüşebilir. Rönesans’a dönüşmesi politik kuvvetlerin, devrimcilerin öncünün varlığı koşullarında mümkündür.
İran çapında mücadele eden kuvvetler var. Ama özgülük cephesi, faşizme karşı mücadele cephesi yaratılmalı.
EKİM DEVRİMİ GÜNCELLİĞİNİ KORUYOR
7 Kasım dünya tarihinde önemli bir gün. 17 Ekim devriminin tarihidir.
Aradan geçen 105 yıl sonra Ekim devrimi hâlâ güncelliğini koruyor.
İçinden geçtiğimiz halkların isyanları Ekim devriminin bize güncel olduğunu gösteriyor.
İran’daki ayaklanma 2 ayı aşkın devam ediyor. Ekim devriminin güncelliğini İran’dan görüyoruz. Öncülerin birleşik cephesinin örgütlenmesi ve enternasyonal dayanışmanın büyütülmesi sınıf mücadelesinin, cins mücadelesinin acil görevleri olarak karşımızda duruyor.
Batı Kürdistan olan Rojava’da devrim, kadın devrimi bize Ekim devriminin güncelliğini gösteriyor. Suriye’de emperyalist işgal ve savaşın ardından Rojava’da yani Batı Kürdistan’da bir devrim gerçekleştirildi.
Rojava’ya dönük Türk sömürgeciliğinin emperyalistlerle işbirliği halinde saldırganlığı devam ediyor, Rojava Kadın devrimi, farklı uluslardan kadıların, halkların komün yaşamı, bölgede önemli örnek olmaya devam ediyor.
Ekim Devrimi’nin güncelliği bu toprakların pratiği ile buluşma yolundadır.
Ortadoğu ve Kürdistan, ayaklanmalarda patlamanın merkezleridir.
Kürt halkının özgürlük mücadelesi bu patlama merkezlerinin önde gelenlerindendir.
Ortadoğu’nun genel özelliğinde bir Kürt dinamiği var ve emperyalist küreselleşmenin yarattığı sonuçlar var. Kadınlar da emperyalist küreselleşme koşullarında Ortadoğu’da farklı bir dinamiğe dönüşüyorlar.
Emperyalist küreselleşme dünyanın her yerinde olduğu gibi Ortadoğu’da da kadının eğitimli iş gücüne tüm sektörlerde sömürüsüne ihtiyaç duyuyor.
Ortadoğu’da kadınlar iş yaşamında var. Toplumsal yaşam alanlarına çıkıyor. Evden çıkıyor.
Kadın, çalışmak için evden çıktığında, evdeki erkek egemenliğinin ve baskının değişik biçimlerini sokakta, işyerinde ve toplumda yaşıyor. Kadınların üretime katılması, sokağa çıkması kadının özgüvenini, ekonomik bağımsızlığını elde etmesini, sınıfsal mücadele ve kadın özgürlük mücadelesine katılmasını sağlıyor.
SKB: KADIN ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİNİN MERKEZİNDE KÜRT KADINLARI DURUYOR
Ortadoğu’da kadın özgürlük mücadelesinin merkezinde Kürt kadınları duruyor.
Ortadoğu’da kadın hareketi derken burada Kürt kadınlarının mücadelesini ayrı yere koymak gerekiyor.
Kürt kadınları, İran, Rojhilat’ta (Doğu Kürdistan), Irak Başur’da (Güney Kürdistan), Suriye Rojava’da (Batı Kürdistan), Türkiye’de Bakur’da (Kuzey Kürdistan) öncü olması, savaşkan olması, direniyor olması önemli bir yerde duruyor.
Emperyalist küreselleşmenin Türkiye’ye yansımaları ise 1970’ler öncesi tarımda yüzde 80 çalışan kadınlar şimdi fabrikalarda, işyerlerinde çalışıyor.
Kadınların eğitim görmesi, teknik işleri öğrenmesi kapitalist üretim sürecinin ihtiyacı haline gelmesi, cins çelişkilerinin artışı kadın uyanışında belirleyici oluyor. Mısır, Tunus, Ortadoğu’daki tüm ülkeler için de bu durum geçerli.
Emperyalist küreselleşmenin doğasında açığa çıkan çelişkileri var.
- yüzyılda kadın devrimi sözü salt kadınların iyi savaşçılar olması nedeniyle değil, özgürlük isteğinin erkeklerden daha güçlü ve baskın olmasından kaynaklanıyor. Salt erkekten özgürleşmek değil, egemen devletten, erkek egemen toplumdan özgürleşme isteğidir.
Erkekler yoksulluğa karşı mücadele eder, ama kadın aynı zamanda sokağa çıktığında bütün toplumsal baskı ile karşı karşıya olduğu için mücadele eder.
SKB temsilcisi konuşmasını, “Kadın gücü devrimlerde önemli hale gelmiştir. Bu güç örgütlenmeye dönüşmelidir. Örgütlü kadın kitlesi cins bilincini kazanacak ve kadın devrimine, kadının kurtuluş mücadelesine, sosyalizme yürüyecektir.” sözleriyle tamamladı.
JİN, JİYAN, AZADİ!
Her iki panelde de “daha güçlü örgütlülüklerle, birleşik örgütlenmelerle önümüzdeki döneme hazırlıklı olalım, İran ve Rojava kadın devrimleri ile dayanışma içinde olalım çağrısı” yapıldı.
Her iki panel Jin Jiyan Azadi sloganlarıyla sona erdirildi.