Avrupa işçi sınıfı, kapitalist baskı ve sömürüye karşı aylardır ayakta.
Avrupa işçi sınıfı, başta grev silahı olmak üzere çeşitli eylem biçimleriyle sermaye düzeninin, kapitalist patronların baskı ve zulmüne meydan okuyor. Rüzgar işçi sınıfından yana esiyor.
İngiltere’de geçen yazdan bu yana yüzlerce grev gerçekleştirildi. Grev dalgası artan oranda sürüyor. Genel grevin yasak olduğu İngiltere’de sendikalar aynı güne grev kararı alarak etkili eylemlere hazırlanıyor. Ülkede yarım milyondan fazla işçi 1 Şubat Çarşamba günü greve gidecek.
İşçi sınıfı genel grev yasağını “aynı günde grev”, “birleşen grevler” yöntemiyle aşıyor. Bu görüş açısıyla İngiltere’de işçi sınıfı içerisinde etki gücü yüksek sendikalar, 1 Şubat günü grev kararı aldı.
İngiliz kapitalistleri ve İngiltere hükümeti, grev dalgasının önünü alabilmek için polisin yetkilerini artırma, grev yasağını öngören yasayı devreye sokmaya hazırlanıyor. Bu olgu, iki sınıf, burjuvazi ve proletarya arasındaki sınıf savaşımının keskinleşerek ivmeleneceğini gösteriyor.
Dahası Fransa’da milyonlarca işçi ve emekçi, “mezarda emeklilik” yasa tasarısına karşı 19 Ocak’ta isyana durdu. Cumhurbaşkanı Macron’un emeklilik yaşını 64’e yükseltmeyi hedefleyen yasa tasarısına karşı ülke genelinde birçok sektörde işçi ve emekçiler greve gitti. Düzenlenen eylemlere 2 milyon kişi katıldı. Milyonlar, “mezarda emeklilik” yasa tasarısına barikat oldu. Fransa’nın en büyük 8 sendikası işçi ve emekçileri 31 Ocak’ta tekrar sokağa çıkmaya çağırdı.
Fransız işçi sınıfının mücadelesinden güç alan Sarı Yelekliler Hareketi de yeniden eylem alanlarında.
Almanya’da Deutsche Post ve DHL çalışanları grevde. Berlin’de eylem yapan çiftçiler, “Çiftlikleri güçlendirin, şirketleşmeyi durdurun” çağrısı yaptı. Almanya’nın Solingen kentinde IG Metall sendikasına üye 600 Borbet işçisi, hileli iflas kararıyla tazminatsız bir şekilde işten atıldı. Borbet işçileri saldırıyı direnişle yanıt veriyor.
İsviçre’de kamu emekçileri, maaşlarının artırılması talebiyle mücadelesini sürdürüyor.
Özetle Avrupa işçi sınıfı ayakta. Gençler de işçi eylemlerine yoğun katılım gösteriyor.
Avrupa işçi sınıfının grev dalgası ve sokak eylemleri, işçi sınıfını mücadele içinde sınıfsal perspektifini geliştirici rol oynadığı gibi, örgütsel gücünü de büyütmenin, derlenip toparlanmanın manivelası oluyor. Kapitalist barbarlığa karşı antikapitalist mücadeleyi ivme kazandırıyor.
Gelişen işçi hareketi doğallıkla yerli ve göçmen sınıf içi dayanışmasını da güçlendirici rol oynuyor. Bu aynı zamanda yerli işçilerde kışkırtılmış göçmen düşmanlığının etkisini zayıflatıyor. Bu bakımdan Avrupa’daki Türkiyeli ve Kürdistanlı göçmen işçi ve emekçilerin, gençlerin grev ve gösterilere daha güçlü katılmasının önemini artırıyor.
Sendikal bürokrasisinin veya burjuva sendikacılığın engelleme, kısmi kazanımlarla yetinme çabalarına rağmen, işçi sınıfı ve emekçilerin mücadele kararlılığı, dipten gelen dalga, sendikal bürokrasiyi de olumlu yönde adım atmaya zorlamış durumda. Tersinden bu durum işçi aristokrasisinin manevra alanlarının daraldığı gerçeğini de gösteriyor.
Başta Marksist Leninist Komünistler olmak üzere, “sosyalistim, devrimciyim, işçi sınıfından yanayım” diyen göçmen örgütleri, çeşitli kurum, parti ve örgütler, çok daha fazla işçi sınıfı ve emekçilerin eylemlerinde yer alma, kendilerini boylu boyunca işçi hareketine yatırma göreviyle yüz yüzedir…
* Atılım Gazetesinin Avrupa Eki’nin (atilimavrupa1994@gmail.com) 27 Ocak 2023 tarihli Perspektif köşesi