Yaz döneminin gelenekselleşen hali olan kampların öngünlerindeyiz. Şüphesiz ki gerek gençlik kampı gerekse AVEG-KON kampı içerisiksel olarak birbirinden ayrılan yanlar taşısa da, ortak birer payda olarak devrimci sosyalistlerin örgütlenme çalışmasının birer parçası olarak da işlev görmektedir.
Ortak yanlardan ideolojik olarak en önde duran kapitalist sistemin insanı alabildiğine bireycileştirdiği bir ortamda birlikte eğlenme ve gülmeyi aynı zamanda yeni birşeyler öğrenme, katılımcıların bir birine yeni şeyler kattıkları, mücadele azmi biriktirdikleri ortamlar olmasıdır. Evet kapitalizm başta gençlik olmak üzere, tüm işçi ve emekçileri, bir bütün olarak tüm toplamsal kesimleri doğal insani ilişkilerden uzaklaştırarak, posası çıkmış zümrelere dönüştürmek istiyor. Egemen sınıflar bu yolla kendi çürümüşlüklerini tüm topluma yaymayı arzuluyorlar. Tüm bu çirkeflikler karşısında kararını yine de kolektif ortamda bulunmak, sosyalizmin nüveleri yolunda atılmış bu adımlara iştirak ederek, yoldaş ortamlarda bulunmayı tercih etmiş olmak çok değerlidir.
Dolayısıyla kamp katılımcıları atılması gereken ilk adımı atmış geriye kamp alanını en iyi bir şekilde değerlendirmeye gelmiştir. Şüphesiz ki hiçbir kamp katılımcısı yoldaşımız, dostumuz kamplar esnasındaki duruş ve paylaşımlarıyla, çıkabilecek sorun ve aksaklıklar karşısında alacakları pozitif tavırlarla ilk tercihlerine uygun davranma çabası içerisinde olmalıdır. Zira içerisinde yaşadığımız kapitalist dünyanın içinden çıkıp gelen yüzlerce insanın aynı ortamda bulunurken, eksikliklerin yaşanmayacağını düşünmek eşyanın tabiatına aykırıdır. Ancak ortamların güzelleşmesi, yoldaşlık duygusuyla dolup taşması kimi küçük eksikliklere heba edilemeyecek kadar önemlidir.
Tüm kamp katılımcıları aynı zamanda bu kampların birer öznesi olduklarını, emekçilikte, paylaşımda, öğrenme ve öğretmekte omuzlarına düşen payların olduğunu asla unutmamalılar. Kapitalist bireyciliğe karşı ilk neşteri, ortamlarımızda çıkabilecek olası durumlara karşı gösterecekleri dost ve yoldaşça tutumlarla atmalıdırlar. Sergilencek bu tutum, kamp ortamlarımızın verimlilik düzeyini daha da arttıracak, niteliksel üretimlerin, paylaşımın ve önümüzdeki sürece hazırlanmanın yolunu düşeyecektir.
Tüm süreç boyunca günlük programların çıkartılmasından her kamp katılımcısının aktifleşmesine; bir bütün olarak kampların örgütlenmesinden sorumlu komiteler ve komitelere yardımcı olarak görevlendirilen öncüler temel hedeflerinin kampların gerek iç yaşantısının amaca uygun ilerlemesi, tatil – öğrenme arasında bir paralel dengenin kurulması ve kolektif eğlenmenin politikliğine sıkı sıkıya bağlanmasına özel önem vermek durumundadırlar. Ortaya çıkabilecek her türlü bireyci yaklaşımın, yoldaşça eleştiri-özeleştiri yoluyla pratik içerisinde çözülmesine sağlamak en başta görevli yoldaşların omuzlarında olduğu unutulmamalıdır.
Devrimci sosyalistler olarak kamplar öncesi bir dizi konuda yapılan tartışmalarda kendimize dönük geliştirdiğimiz temel eleştirilerden birisini oluşturan şey örgütlenmede ortaya çıkan eksikliklerdir. Buradan hareketle bizlerle kamplar vesilesiyle ilk kez tanışan genç, işçi-emekçilerin saflarımızda örgütlenmeleri için bir dizi geliştirici ideolojik tartışmalar yapmak, tek tek bireylerle bu amaç doğrultusunda sohbetler geliştirmek; hali hazırda örgütlü olan yoldaşlarla ise niteliği geliştirici sohbetler etmek, mutlaka bir plana kavuşturulmalıdır. Zira an içerisinde en temel görevlerimizden biri olan örgütlenme sorunu, çoğu durumda unutulabilmekte ya da kendiliğindenciliğe kurban edilmektedir. Adeta o alanlarda dahi örgütlenme görevleri adı konmamış bir başka kişilerin göreviymiş gibi davranılmaktadır. Bu görevin sadece kamp komitesinde görevli birkaç yoldaşın omuzlarında olmadığı, orada bulunan tüm komünistlerin görevi olduğunu ise hatırlatmaya bile gerek yok.
İyi planlar ve bu planları hayata geçirecek yoldaşların varlığında kampların başarıyla sonuçlanması, kendiliğindenciliğe ve sürprizlere tüm kapıları kapatacaktır.
* Atılım Gazetesinin Avrupa Eki’nin (atilimavrupa1994@gmail.com) 21 Temmuz 2023 tarihli Perspektif köşesi