ADGB Avrupa Koordinasyon toplantısı 22 Eylül 2023 Cuma günü gerçekleşti. Toplantıya SYKP Avrupa, AVEG-KON, KCDK-E, ATİK, Xeta Sor, ADDKİ, Yaşanacak Dünya, ADHK, ADEF temsilcileri katıldı. Toplantıda aşağıdaki gündemler görüşüldü ve değerlendirmeler yapıldı.
1- Siyasal duruma ilişkin kısa değerlendirmeler ve her kurumun önümüzdeki süreçteki temel siyasal konumlanışına ilişkin bilgilendirmeler.
Toplantıya katılan bileşenler sürece ilişkin siyasal değerlendirmelerini yaptılar. Her öznenin özgün yaklaşımları olmakla birlikte ortak olarak öne çıkartılan noktalar şunlardı:
- – Seçimler önemli bir dönüm noktası oldu. Bu hem kendi gücümüzün sınırlarını görme hem de faşist iktidarın potansiyelini görme açısından önemli bir eşikti. Her ne kadar geniş bir ittifak politikası izlemiş olsak da, faşist bloğu iktidardan uzaklaştırmayı başaramadık.
- – Türkiye’deki sağcılaşma, faşistleşme kapitalizmin dünya genelindeki yönelimlerinden beslenmekte.
- – Emperyalist kutuplar arasındaki gerilim ve çatışma ezilen ve emekçi halkalara daha fazla savaş, sömürü, çatışma, denetim ve hak gaspı olarak yansıyor. Atlantik (NATO) ve Asya Blokları (Shangai Beşlisi / BRICS) arasındaki ekonomik, siyasi, askeri gerilim ve çatışma yakın zamanda durulmak şöyle dursun, daha da yükselme eğiliminde.
- – Yaşanan çatışmalar emperyalist devletlerin aldığı önlemler, silahlanma eğilimleri, savaş yatırımları topyekûn bir savaşa hazırlandığının açık göstergesi durumda.
- – Kapitalizmin geldiği nokta açısından sınıf mücadelesi önümüzdeki sürecin en önemli belirleyicisinden olacak. Emperyalist metropollerden başlayarak kazanılmış hakların gaspı, çalışma saatlerinin uzatılması saldırısı sınıf hareketinde direnişle karşılanacaktır.
- – Ayrıca son süreçte egemenlerin kazanılmış haklarımıza yönelik her alanda büyük bir saldırı dalgası sürdürdüğünü gözlüyoruz. İşçilerin kazanılmış haklarından mültecilerin haklarına, iklimden kadın haklarına her alanda bir kuralsızlaştırma saldırısı var.
- – Tüm bu saldırılara paralel olarak denetleme ve toplumsal direnişlerin engellenmesine dönük hak gaspları ve yeni yasal düzenlemeler gündemde.
- – Tüm bunların yanı sıra gerek ülkede gerekse de dünya genelinde ezilenlerin ve emekçilerin direnişleri, isyanları da durulmuyor. Halklar mevcut düzenden memnun değil ancak kendisine şimdilik bir yol da açabilmiş değil. Devrimci demokratik önderlikler de dünya halkaların önüne güçlü bir alternatif koyamıyor.
- – ADGB olarak bir yandan Türkiye Kürdistan gündeminde ortak mücadeleye katkı sağlamak için mücadele ederken, bir yandan da Avrupalı demokratik, ilerici ve devrimci güçlerle daha geniş birliktelikler kurmayı hedeflemeliyiz.
- – Türkiye’de HDP ve Emek-Özgürlük Bloğuyla kurduğumuz ittifak ilişkisi doğru ancak yetersiz kaldı. Faşist Blokun iktidarda kalması her alanda saldırıların artacağını işaret ediyor. Ve bu yaşanmaya başlandı bile.
- – YSP ve Emek- Özgürlük ittifakı olarak üçüncü yol seçeneğini daha güçlendirecek ve gündemleştirecek bir hat izlemek zorundayız.
- – Artsahk-Karabağ meselesi emperyalist kutuplar arası çatışmanın yüzlerinden biridir. Artsahk halkının şu an karşı karşıya kaldığı işgal, ilhak ve imha tehlikesi çok büyüktür ve buna karşı uluslararası demokrasi güçlerini harekete geçirmek zorundayız.
- – Güney Kürdistan’daki ve Rojava’daki gelişmeler, saldırılar Kürt halkının kazanımlarını geriletmeye dönük ciddi tehlikeler yaratıyor. Buna karşı topyekûn bir savunma ve direniş geliştirmek durumundayız.
- – Emperyalist – kapitalist sistemin izlediği politikalar dünyayı ciddi bir göç sorunuyla karşı karşıya bırakmıştır. İnsanların tarihsel yaşama alanlarını bırakıp göç etmek zorunda bırakan politikaların sahipleri göçmenlere karşı da sınır duvarlarını, ırkçı, göçmen düşmanı politikaları yükseltmekte. Dünya genelinde adeta yeni bir kavimler göçü yaşanmakta.
- – Başur’da ve Rojava’daki gelişmelerin altında Türk Devleti’nin Misakı milli sınırlarını genişletme ve Kürt halkının devrimci önderliğini tasfiye ederek, etkisizleştirerek işbirlikçi Kürt yapılarını öne çıkarma çabası söz konusu. Rojava’da SDG’ye karşı ENSK, Başur’da Kürt Özgürlük Hareketine karşı KDP, Bakur’da da Hüda-Par öne çıkartılmak, kazanımlar bunların lehine yazılmak isteniyor. İşbirlikçi yapıların saldırıların parçası, zeminini hazırlayıcısı olması Kürt halkı içerisinde yeni bir çatışma sürecinin önünü açmakta. Bu saldırıların en büyük hedeflerinden biri de Rojava’da kazanılan başarının Kürt halkının ve dünya halkalarının ortak hafızasından silme çabasıdır.
- – Seçimlerin sonuçları belli düzeyde moral bozukluğu yaratmış olsa da saldırılara karşı her alanda direnişler de devam etmekte. Direniş cephesinin her alanında fiili – meşru mücadelesine karşı tasfiyeci bir dalga söz konusu. Bu tasfiye çabasına karşı sokağı ve militan mücadeleyi yükseltme, bunu geniş kitlelere mal etme çizgisinde ısrarcı olmamız gerekiyor.
- – Halihazırda ADGB bileşeni olmayan Türkiyeli ve Kürdistanlı demokratik mücadele dinamiklerini yanımıza çekebilmek için yeni bir hamle tasarlamak durumundayız.
2- Önümüzdeki süreç için ADGB’nin işlevi ve planlamalar
- – ADGB olarak her ne kadar üzerimize düşeni yeterince yapamamış olsak da kuruluş gerekçemiz ve misyonumuz devam etmektedir. Bu açıdan ADGB faaliyetlerini bu sorumluluk ve misyon çerçevesinde ama gerçekçi planlamalarla sürdürmeyi hedeflemeliyiz.
- – Önümüzdeki süreçte yapacağımız eylemliliklerle yeniden çekim merkezi olmayı hedefliyor ve bunun üzerine bir genişleme hamlesi yapmayı planlıyoruz.
- – Bu konuda çeşitli başlıklar tartışıldı:
o Cumhuriyet’in 100. Yılında yetersizliklerini ortaya koyan ve bizlerin perspektifini
ortaya koyan bir çerçevede eylem ve etkinlikler örgütlemeyi tüm bileşenler kendi kurumlarında tartışarak 7 Ekim’e kadar bu konuda nihai karara varacağız. Şayet ortaklaşma sağlanabilirse bu yoğunlaştırılmış çalışmanın başlangıcını 29 Ekim’de yapacağız.
o 10 Ekim’de Strasbourg’da “Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm” kampanya startı verilecek, 13 Ekim’e kadar oturma eylemi yapılacak. 20 Ekim’de ADGB olarak kampanyaya destek açıklaması yapacağız. (Henüz yeri belirli değil). 17 Şubat’ta bu konuda geniş bir miting hedefleniyor, bu mitingde ADGB de örgütleyiciler arasında olacak.
o Son süreçte göçmenlere (özellikle politik göçmenler) yönelik saldırılar ve mülteci yasalarında önemli ve tehlikeli değişimler söz konusu. Bu konuda hazırlıklarımızı derinleştirerek 18 Aralık’tan itibaren başlamak üzere Göçmen haklarıyla ilgili ADGB olarak eylem ve etkinlikler düzenleyeceğiz.
o KCDK-E, Kürt sembollerine ve partilerine dönük yasakların kaldırılması, Öcalan’ın tecridinin sonlandırılması ve Güney’e yönelik saldırıların durdurulması için gündem yaratmak başlıklarında çalışma planlamaları yapmış durumda. Bunları olabildiğince ADGB olarak ortaklaştıracağız.
o PKK yasağı başta olmak üzere siyasi yasaklarla ilgili 18 Kasım’da Berlin’de merkezi yürüyüş olacak. Bu yürüyüşe ADGB olarak çağrı yapacak ve destek vereceğiz. ADGB adına konuşma talep edeceğiz.
o Cumartesi Annelerinin sahiplenilmesi için 7 Ekim 2023 Cumartesi günü Londra, Paris, Viyana, Köln, Stuttgart, Frankfurt ve İsviçre’de birer eylem yapılacak. Açıklamayı AVEG-KON hazırlayacak.
o Artsahk’ın işgal ve ilhakına yönelik yazılı bir açıklama yapacak, bu konuda Avrupa’da düzenlenen eylemliliklere katılım çağrısı yapacağız. Açıklamayı SYKP hazırlayacak.
3- ADGB’nin yeni dönem sözcüleri olarak KCDK-E ve Yaşanacak Dünya belirlendi.