Filistin direnişi işgal güçleriyle karşı karşıya gelirken, enternasyonalistlerin her yerde seslerini yükseltmeleri, harekete geçmeleri ve AB ülkeleri, İngiltere ve tüm suç ortağı güçler de dahil olmak üzere ABD liderliğindeki emperyalist sistemle yüzleşmek, Filistin halkına karşı süregelen suçlarına son vermek ve direnişi savunmak için harekete geçmeleri kritik önem taşımaktadır.
Filistin direniş güçleri geri dönüşü ve Filistin’in kurtuluşunu ilerletmek için mücadele ederken, 7 Ekim 2023 sabahı şafak sökerken, direniş işgal altındaki Filistin’in dört bir yanında yükseliyor, işgalciye karadan ve havadan karşı koyan, Filistin topraklarını kontrol altına alan, işgal yerleşimcilerini ve askerlerini ele geçiren ve binlerce füze fırlatan kapsamlı bir saldırıyla Gazze kuşatmasını parçalıyor.
Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin El Kassam Tugayları Komutanı Muhammed Deif’in El Aksa Tufanı adını verdiği yeni direniş operasyonu, Mısır’ın işgal altındaki Sina’yı Siyonist işgalden geri aldığı 1973 savaşının 50. yıl dönümüne denk geliyor ve işgal altındaki Filistin’deki mücadelenin yönünü değiştirerek direnişten devrim ve kurtuluşa doğru ilerlemesini sağlayacak.
Direniş operasyonu, Filistin halkına karşı işlenen suçlara, işgal altındaki Filistin’in Batı Şeria sokaklarında Filistinlilerin her gün öldürülmesine, Gazze’ye yönelik kuşatmaya, yerleşim yerleri için toprak çalınmasına, mültecilerin geri dönüş hakkının reddedilmesine, 75 yılı aşkın süredir sürgünün dayatılmasına, Filistinli mahkumlara yönelik işkence ve saldırılara, Mescid-i Aksa’ya yönelik devam eden işgallere ve işgal altındaki Filistin’de 75 yıldır süren Siyonist işgale ve 100 yılı aşkın süredir devam eden emperyalist tahakküm ve sömürgeciliğe tepki olarak başlatılmıştır.
Direniş aynı zamanda Filistin halkının ve topraklarının bir parçası olan Filistinli mahkumların özgürlüğüne kavuşmasını sağlamak için geliyor. İşgal rejimi, direnişle esir takası yapma konusunda defalarca ayak sürüdü ve şimdi direniş, işgal hapishanelerindeki 1350’si idari gözetim altında suçlama veya yargılama olmaksızın hapsedilen, 39’u kadın ve 170’i çocuk olmak üzere 5 bin 250 Filistinli mahkumu özgürleştirmek için işgal askerleri ve yerleşimciler arasından önemli sayıda esir aldığını duyurdu. Direniş, Filistin topraklarını özgürleştirmek, yerleşim projesine karşı koymak ve mahkumları kurtarmak için yeni adımlar atıyor.
Haberler hızla gelişiyor; ancak Filistin direnişinin bölgedeki statükoyu sıfırlamaya ve Siyonist rejimin Filistin halkı üzerindeki tahakkümünü dayatmak için artık teknolojik gücüne ve emperyalist silahlarına güvenemeyeceği gerçeğini ortaya çıkarmaya kararlı olduğu açıktır. Özellikle de 1973 savaşının 50. yıl dönümünde ortaya çıkması nedeniyle, son 50 yıldır Filistin ve Arap halklarına dayatılan Oslo ve normalleşme yolunun tamamına kesin bir reddiye niteliğindedir ve net bir hedefle ileriye dönük yeni bir yola işaret etmektedir: kurtuluş, daha azı değil. Güney Lübnan’ın 2000 yılında Hizbullah önderliğindeki Lübnan direnişi tarafından işgalden kurtarılması ve 2006 yılında Siyonistlerin Lübnan’ı işgalinin yenilgiye uğratılmasının yanı sıra Filistin direnişinin işgal altındaki Filistin’de ve özellikle Gazze’deki direniş topraklarında art arda verdiği kahramanca mücadeleler üzerine inşa edilmiştir.
Deif operasyonu duyuran açıklamasında şunları söyledi: “Bugünden itibaren güvenlik koordinasyonu sona eriyor. Bugün halk devrimini geri alıyor, yolunu düzeltiyor ve dönüş yürüyüşüne geri dönüyor.” Herkesi direnişe katılmaya ve özellikle bölgedeki, Lübnan, Suriye, İran ve Yemen’deki tüm direniş güçlerini ve Körfez’den okyanusa kadar tüm Arap halklarını özgürlük, onur ve kurtuluş savaşları olan bu savaşa katılmaya çağıran Deif, “Arap direniş güçlerinin birleşme zamanı geldi” dedi.
Samidoun, Filistin Alternatif Devrimci Yol Hareketi Masar Badil’e katılarak Filistin halkımızın kitlelerini, sürgündeki ve diasporadaki direniş destekçilerini, kurtuluş güçleri ve hareketlerinden müttefikleri ve her yerde Filistin halkıyla dayanışma komitelerini, kahraman Filistin direnişine desteklerini ifade etmeye, Filistin bayrağını ve direniş pankartlarını yükseltmeye ve işgal altındaki Filistin’de halkımıza karşı işlenen Siyonist suçları ifşa etmek için popüler, siyasi ve medya gösterileri ve etkinlikleri düzenlemeye çağırıyor…. Kahraman Filistin direnişi, 7 Ekim 2023’ün şafağında onur ve gurur savaşlarının bir bölümünü açmıştır ve şimdi okyanustan Körfez’e kadar Arap ve İslam ulusumuzun kitlelerine karşı onlarca yıldır devam eden ve tekrarlanan Siyonist, Amerikan ve Avrupa saldırganlığına ve ABD ve ajanlarının bölgedeki, özellikle Suriye, Lübnan, Yemen ve İran’daki halklarımıza karşı tasarladığı açlık ve kuşatma savaşlarına karşı cevap vermektedir.
Filistin direnişi işgal güçleriyle karşı karşıya gelirken, enternasyonalistlerin her yerde seslerini yükseltmeleri, harekete geçmeleri ve AB ülkeleri, İngiltere ve tüm suç ortağı güçler de dahil olmak üzere ABD liderliğindeki emperyalist sistemle yüzleşmek, Filistin halkına karşı süregelen suçlarına son vermek ve direnişi savunmak için harekete geçmeleri kritik önem taşımaktadır. Bu suçlar sadece Balfour Deklarasyonu ve ABD’nin işgal rejimine yaptığı yıllık 3,8 milyar dolarlık askeri yardımda değil, aynı zamanda başta Almanya olmak üzere Avrupa’nın dört bir yanında sürgünde ve diasporada yaşayan Filistin halkına, davadaki rollerini üstlenmek, Filistin’e geri dönmek ve topraklarını özgürleştirmek için seslerini yükselttikleri ve örgütlendikleri için yapılan ırkçı saldırılarda da kendini göstermektedir.
Siyonist projeyi yaratan emperyalizm ve Siyonizm, “İsrail”, işgal rejimi ve gerici, suç ortağı Arap güçleriyle birlikte Arap ve İran halklarına karşı bir saldırı mekanizması olarak tepeden tırnağa silahlandıran Filistin davasının başlıca düşmanıdır.
Bugün direniş, işgalcinin silahlarına ve vahşetine rağmen, kurtuluş vaadinin her zamankinden daha yakın olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
Nehirden denize, Filistin özgür olacak.
*Samidoun’da 7 Ekim’de yayınlanan yazı, ETHA çeviri grubu tarafından Türkçe’ye çevrilmiştir.
