Kurumumuz AVEG-KON, Temsi̇lci̇ler Kurulu toplantısı sonuçlarını açıkladı.
AVEG-KON Konseyi’nin yaptığı Açıklamayı aynen yayımlıyoruz:
AVEG-KON Temsi̇lci̇ler Kurulu toplantısı sonuçları
Konfederasyonumuzun 6 ayda bir gerçekleştirdiği Temsilciler kurulu toplantısını 15 Ekim tarihinde Almanya’nın Köln kentinde gerçekleştirdik. Almanya, Fransa, Avusturya, İngiltere ve İsviçre’den federasyon ve derneklerimizin Yönetim Kurulu üyelerinin katılımıyla gerçekleşen Temsilciler Kurulu toplantımızda dönemin görevlerine ilişkin kararlar alındı. Verimli ve üretken tartışmaların yaşandığı toplantıda, siyasal görevlerin değerlendirmesi yapılarak eksiklik, yetersizliklerimiz belirlenmiş çözüm önerileri ile geliştirici olmuştur. Konfederasyonumuz içerisinde geçmekte olduğumuz süreçte; çeşitli siyasal gelişmeler karşısında anlık refleksler gösterme, sokağa çıkma, dayanışmada bulunma, kimi başlıklarda bağımsız eylemini örgütleme gibi bir hattan ilerlemiştir. Deprem sürecindeki politik aydınlatma ve dayanışma çalışmamız Kardeş Aile kampanyası ile sonuç alıcı örnekler yaratmış, Mayıs ayında gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerde bağımsız tavrını geliştirme, ülkelerde seçim çalışmalarına kurumsal olarak katılma gibi temel gündemlerin yanı sıra Türkiye ve Kürdistan’daki siyasal gelişmelere, faşist Saray rejiminin siyasi soykırım ve devrimcilere karşı geliştirdiği saldırılar, Rojava’ya yönelik askeri operasyon ve saldırılara ilişkin 29 Haziran’da gerçekleştirdiğimiz bağımsız eylemlerimizde olduğu gibi ilişkilenmiş sözünü ve eylemini esirgememiştir. Cumartesi Anneleri’ne yönelik saldırıları diplomatik ayağı olan yerli örgütlerle bağı kurulan ADGB’nin de gündemine taşıdığımız yoğunlaştırılmış bir çalışma olarak ele aldık. Sosyal medya etkinlikleri ve birleşik eylemlerle gündemleştirdik.
Yerel gündemlerle ülke örgütlerimiz üzerinden ilişkilenmiş, göçmenlere yönelik ırkçı saldırılar Paris’te katledilen genç Nahel için gerçekleşen eylemlere katılım çağrısı, ülkelerde işçi ve emekçilerin sosyal hak kısıtlamalarına karşı grev ve eylemlerine katılım örneğinde olduğu gibi gündemleştirilmiştir. Ayrıca bu dönem gerçekleştirdiğimiz Yaz Kampı’mız dönem içerisindeki önemli çalışmalarımızdan olmuştur.
Temsilciler Kurulu’muzda geride bıraktığımız dönem değerlendirilerek, önümüzdeki sürecin politik perspektifleri ve mücadele görevleri belirlenmiştir. Buna göre; Temsilciler Kurulu’muz öncesinde bağlı Federasyon ve derneklerimizden 6 aylık çalışma raporları alarak değerlendirme konusu yapan Konfederasyonumuz, rapor değerlendirmesini sunmuş, toplantı bileşeni ile son 6 aylık çalışmalarımızın gelişim sorunlarını gündemleştirmiştir.
Toplantımızın ana gündemi olan ‘Örgütlenme ve kurumsallaşma perspektiflerimiz’ başlığı etrafında bir dizi anlayış ve pratik yönelim sorunlarımıza dikkat çekilmiştir. Bu konuda bir perspektif metni hazırlayan Konfederasyonumuz, YK ve Komisyonlarda ön tartışmaların hazırlayıcı etkisini önemsemiş, pratik çözüme odaklanmayı amaç edinmiştir. Temsilciler Kurulu’muz çözüm önerilerinin somut bir planlama olmadan örgütsel daralmadan kurtulamayacağımız belirlemesini yaparak, kitleselleşme sorunlarımızı bu koşullar altında tartışmamız gereğini vurgulamıştır. Bu konudaki en temel sorunlardan birisinin, kendine misyon biçme, kurumsal çalışmanın ciddiyetini, toplam sınıf mücadelesindeki rolünü, toplam görevler ve sorumluluklar açısından, kurumun yönetimini, kararlarını ciddiyetle ele almada yetersizliklerin önemli bir yerde durduğunu belirlemiştir. Özellikle yerel çalışma bakımından YK’larımız daha belirgin olarak bu sorunları yaşamaktadır.
Kolektif inisiyatif eksikliği yerel yönetimlerin nitelik sorunu ile birleşince karar alma ve uygulama cesareti zayıflamaktadır. Bu sorunlarımızı yerellerde somut olarak nasıl aşacağımıza dair adımlar atmalıyız. Federasyon ve derneklerimizin çalışma tarzında değişim dönüşüm yaratacak merkezi ve yerel planlamalar yapmak zorundayız.
Toplam örgütlenme sorunlarımıza odaklanma, ne yapılacağına dair fikir ve eleştiriler oluşturmada ciddi biçimde zayıflamalar söz konusudur. Kurumlarımıza üye olan kitle ile yabancılaşmanın önüne geçecek, teması artıracak politik- örgütsel planlamaları ciddiyetle gerçekleştirmek zorundayız. Politik etkinliklerimizin sayısını artırmak, panel, söyleşi gibi siyasi içerikli toplantılar öne çıkmalıdır. Ayrıca sosyal, kültürel çalışmaların zayıflığına dikkat çekilerek kurumlarımızda düzenli hale getirilerek ideolojik etkinliklerimizi güçlendireceği vurgusu yapılmıştır. Yine federasyon ve derneklerimizin niteliğini geliştirmenin bir yolu olarak, yerinde denetim mekanizmasını işletmek konusundaki kararımızın daha etkin ele alınması gereği vurgulanmıştır. Ayrıca kadın özgürlük mücadelesi ile ilgili her ay en az bir politik çalışmanın yapılmasının önemi tekrar hatırlatılmıştır.
Önümüzdeki dönemin siyasal görevleri;
Almanya başta olmak üzere yükselişe geçen ırkçı partilere karşı Avrupa’da ırkçılıkla mücadele için politik çalışmaların yükseltilmesi gerekmektedir.
Avrupa emperyalist merkezlerinde politik özgürlüklere yönelik saldırılar her geçen gün artmaktadır. Avrupa’daki “güvenlikçi” yasalar ile eylem ve sembol yasakları ezilenlerin örgütlü güçlerine yönelik sindirme politikasının parçasıdır. Bu yasalara karşı ülkelerin özgünlükleri göz önünde bulundurularak, siyasal çalışmalar yapılmalıdır. Konfederasyonumuz ve bağlı derneklerimize, diğer devrimci muhalif güçlere, politik göçmenlere yönelik kriminalizasyon saldırıları sürmektedir. Türk Devleti ile iş birliği içerisinde yürütülen bu saldırılar önümüzdeki süreçte artarak devam edecektir. Emperyalist devletlerin göçmen karşıtı ırkçılık temelinde geliştirdiği politikalar güçlendirici bir rol oynamaktadır. Bu konuda Konfederasyonumuz bir açıklama yayımlamış, Konfederasyonumuza bağlı İngiltere’de çalışmalarını yürüten GİK-DER yerelde DGB ile ortaklaşarak basın toplantısı düzenlemiştir. Bu çalışmaların her yerelde özgünleştirilerek sürdürülmesi bir çalışmanın konusu haline getirilmesi gerekmektedir.
Filistin, Rojava ve Artsakh’a yönelik işgalci ve sömürgeci saldırılara karşı Avrupa’da daha güçlü eylemlerin örgütlenmesi gerektiği, işgal saldırılarına karşı birleşik antiemperyalist üçüncü bir cephenin güçlendirilmesine yönelik adımlar atmanın önemini görmekteyiz. Bu kapsamda Filistin halkının direnişi meşrudur. Filistin davası, dünya ezilenlerinin ortak davasıdır. Tüm küresel direnişlerde ve isyanlarda bir intifada bayrağı gibi dalgalanan Filistinlilerin kefiyesi ve bayrağı bu devrimci hakikatin sembolüdür. Şimdi, emperyalizm ve Siyonizm’e karşı ezilenlerin tüm dünyada ayağa kalkma “anı”dır. Türkiye, Kürdistan ve bölge ezilenleri hep bir ağızdan intifada diyerek Filistin direnişiyle bütünleşmelidir. Konfederasyonumuza bağlı derneklerimiz Siyonist İsrail’in hayasız ve pervasız soykırım katliamlarına karşı sokakları, meydanları fiili meşru mücadele eylemlerine katılarak harekete geçmelidir.
Rojava ve Bakur Kurdistan’a dönük saldırılarını yoğunlaştıran fasit şeflik rejimi yeni katliam ve işgallerin hazırlığını yapmaktadır. Rojava dayanışma eylemlilikleri bu sürecin öne çıkan politik refleksleri olmalıdır.
Kürt halk önderi Öcalan üzerindeki tecridin sonlanması için KCDK-E’nin yürüttüğü kampanyayla dayanışma sağlanırken, hapishanelerdeki tecrit uygulamaları, hapishane koşullarının iyileştirilmesi, infaz yakmaların durdurulması ve hasta tutsakların durumu dile getirilmelidir.
TSP’nin hapishaneler ve politik tutsakların durumuna ilişkin aldığı eylem ve etkinlik kararları ile doğrudan ilişkilenilmelidir.
25 Kasım Kadına Karşı Şiddet ile Mücadele günü erkek egemenliğine ve onun şiddetine karşı mücadeleyi büyütme görevi yüklüyor. Fakat özelde karma bir kurum olarak özelde erkek sosyalistlerin erkek egemen hallerine ilişkinde bir yüzleşme sorumluluğu olduğu ortadadır.
KÖM’ü kadın sosyalistlere, devrimcilere havale etme anlayışını mahkûm ederek ileri bir adım atmak kuşkusuz pratik olarak uyumlu bir davranış göstermemizden geçer. Bu anlayışla hesaplaşmak biz sosyalistler bakımından, ideolojik sapma koşullarında bir siyasi sorumluluğu göğüslemek bakımından da önemlidir. Bu konu ile ilgili Kasım ayı içerisinde Konfederasyon olarak erkeklere dönük bir çağrı yapacağız. Bu eksende federasyon ve derneklerimiz bir çalışmayı gündemine almalıdır. Erkek eğitim atölyesi, basın açıklaması, panel, söyleşi… gibi araçlar değerlendirilebilir. 25 Kasım’da kadınları eylemlere taşıma, kurumda çocuk bakımının örgütlenmesi gibi gündemler kurumlarımızın özelde de erkek sosyalistlerin gündeminde olmalıdır.
1 Kasım Kobanê günü Rojava ile dayanışmayı yükseltmek bakımından özel bir yerde duracaktır. 1 Kasım günü eylem ve etkinliklere katılım örgütlenmeli, sosyal medya görselleri ile geniş propaganda imkanını değerlendirilmelidir. Rojava’ya yönelik sömürgeciliğin saldırıları güncel olarak işlenmeli ve Rojava devrimi propagandası ile içeriklendirilmelidir. Yeni kurumumuz People’s Bridge (Halkların Köprüsü)’in bu konudaki planlamaları her bakımdan desteklenmelidir. 1 Kasım’da olabildiğince görünür olması önemli olacaktır.
Aylardır Galatasaray Meydanı’nda direnen onurlarımız Cumartesi Anneleri ile dayanışmak amaçlı başlattığımız çalışmayı sürdüreceğiz. Konseyimiz başta İngiltere ve diğer ülke milletvekillerine mektup yazarak, sokak eylemleri örgütleyerek başlattığımız çalışmayı ADGB’nin de gündemine taşımıştır. Bu konudaki çalışmayı uluslararası dayanışma sağlama hedefiyle yürüteceğiz. 21 Ekim’de ADGB ile birlikte gerçekleştirdiğimiz dayanışma eylemlerini, önümüzdeki aylarda Cumartesi Anneleri’ninde katılımıyla İngiltere ve Avrupa Parlamentosu’nda görüşmeler
yapma, 1000. oturumda güçlü eylemler düzenleme, Şubat ayında Avrupa Parlamentosu’nda bir etkinlik gerçekleştirme biçiminde örgütlenecektir.
AVEG-KON KONSEYİ
AVEG-KON: c/o ACTİT, 54 Rue d’Hauteville, 75010 Paris, France
E-Mail: info@avegkon.org Twitter: https://twitter.com/aveg_kon Instagram: avegkon