Atılım Bern
İsviçre’nin başkenti Bern’e bağlı Lyss kantonunda bulunan kampta kalan Suruç Gazisi Sezgin Dağ 13 Kasım 2020 tarihinde geçirdiği kalp krizinde ölümsüzler kervanına katılmıştı. Şehitler ayı anmaları kapsamında yapılan etkinliklere bağlı olarak Sezgin’in kalp krizi geçirip yaşamını kaybettiği kampın önüne İGİF/AVEG-KON, KUTÜSCH, SYKP, İDDH (İsviçre İnsan Hakları Dayanışma Derneği), Murtaza Dağ, Şehit ve Kayıp yakınları adına Sezgin’in resmi ve bir çelenk bırakıldı. Mum yakılarak saygı duruşundan bulunuldu.
Suruç Gazisi Sezgin Dağ, İsviçre’ye Suruç yaralarıyla birlikte gelmişti. Bütün ağır sağlık sorunlarına rağmen, sağlık koşullarına uygun bir kampa verilmedi. Bu ağır koşullar sonucu geçirdiği kalp krizi sonucu, zamanında ambulansın çağrılmaması ve gerekli müdahalenin yapılmaması ölümüne yol açmıştır. Göçmenlerin ve mültecilerin buna benzer çokça sorunları vardır. Çok uzun ve ağır göçmenlik sorunlarıyla karşı karşıya bulunulmaktadır. Göçmenlere dönük bütün saldırılar ve ağır hak ihlalleri İsviçre’nin göçmen politikasından kaynaklanıyor. İsviçre’de göçmenlere dönük uygulamalar giderek sertleştiriliyor. Bunda esas amaç göçmenlerin gelişini aza düşürmek ve engellemektir. Artık göçmenler kendi kaderleriyle baş başa bırakılıyor.
Göç ve mülteciliğe yol açanlar bizler değiliz emperyalist ve kapitalist devletlerdir. Bunun için bu devletlerin sebep olduğu bu sorunların çözümü için sorumluluklarını yerine getirmeye zorlamalıyız ve bunun için de her alanda ve her konuda örgütlenmeliyiz.
Kamp önünde yapılan anmanın ardından Bern’de bulunan KUTÜSCH’te geniş katılımlı bir anma programı yapıldı. Sezgin Dağ’ın fotoğrafının bulunduğu “Suruç Bombası Değil, Bilakis İsviçre’nin İhmalkârlığı Sezgin’i Öldürdü” pankartı altında mumların yakıldığı bir platform oluşturuldu.
ALİ ORAK: GÖÇMENLİK TOPLUMLARIN KADERİ OLMAK ZORUNDA DEĞİLDİR
AVEG-KON ve İGİF adına söz alan İGİF Eş Başkanı Ali Orak, “Sezgin’i kaybedeli üç yıl oldu. Her yıl buraya gelişimizin ve bu tür anmaları yapışımızın nedeni bunun gibi ölümler bir daha yaşanmasın diyedir. Göçmenlik toplumların kaderi olmak zorunda değildir. Dünyanın birçok bölgesinde halen göçler yaşanmaktadır. Göçlerin tek sebebi emperyalistlerin çıkar politikalarıdır. Günümüzde Filistin ve Ukrayna savaşları nedeniyle hâlâ göçler devam ediyor. Avrupa ve sözde demokrasinin olduğu ülkelerde göçmenlere kapılar kapatılıyor ve göçmenler kaderleriyle baş başa bırakılıyor. Daha geçen gün Meriç Nehri’nde dört devrimciyi katlettiler. Bu katliamlara ve saldırılara müsaade etmemek için daha fazla mücadele etmek, örgütlenmek ve sokaklarda olmak zorundayız.” dedi.
AVUKAT AHMET FAZIL TAMER: BÜTÜN KURUMLARI BİR HUKUK BİRLİĞİ OLUŞTURMAYA DAVET EDİYORUM
İDDH adına söz alan Avukat Ahmet Fazıl Tamer, “Sezgin arkadaşın yaşamını yitirmesi tamamen ihmal ve yetersiz müdahale etmekten dolayıdır. İsviçre göçmen bürosu ambulans pahalı olduğu için kalp krizi geçiren Sezgin’i taksi ile hastaneye gönderiyor. Bu ölümde çokça ihmaller zinciri bulunuyor. Buna benzer ihmaller halen yaşanıyor. Geçtiğimiz günlerde yine benzer sebeplerden kaynaklı Bayram Hasgül kalp krizi geçirerek yaşamını yitirmiştir. Bu haksızlıklara ve ihmaller sonucu gerçekleşen ölüm olaylarına dur dememiz gerekiyor. Bunun için bütün kurumları bir hukuk birliği oluşturmaya davet ediyorum. Göçmenlerin sesi olmak, onların temel haklarını savunacak bir örgütlenmeyi sağlamak hepimizin elinde ve görevidir” diye bir çağrıda bulundu. Bu çağrıya katılımcılar ve İGİF sorumluluk üstlenerek olumlu yanıt verdi.
MURTAZA DAĞ: İLTİCA ETMEKLE ÖLÜMÜ HAK ETMİŞTİR ANLAYIŞI EGEMENDİR
Sezgin Dağ’ın abisi Murtaza Dağ, dava dosyasının geldiği son aşama ve gelişmelere ilişkin bilgiler verdi. “Sezgin’in davası daha üst mahkemededir. Şimdiye kadar sunduğumuz 27 delilimiz mahkeme tarafından reddedildi. SEM ve ORS sorumluluğu birbirinin üzerine atmaktadır. Sezgin hakkında yazılmış adli tıp raporu tamamen taraflı yazılmıştır. Başka bir kantonda bağımsız bir kurum tarafından rapor yazılması talebimiz kabul edilmemiştir. Üst mahkemenin de olumsuz karar vereceğini düşünüyoruz. Dosyayı AİHM’e kadar götürmeyi düşünüyoruz. Dosyada izlenen prosedür, hazırlanan ve gelen raporlar iltica etmekle ölümü hak etmiştir anlayışı egemendir. İsviçre kamplarında denetim yok. Kamplarda çalışanlar mültecilerin sorunlarını çözme yeterliliğinde değildirler. Devlet Sezgin’in iltica ettiği zaman verdiği ifadeyi vermiyor. Sağlığına ilişkin neler söylediği bilinmiyor. Bu ifade doğrultusunda devletin gereğini yapıp yapmadığı da bilinmiyor.” diye belirtti.
Salonda bulunan katılımcıların da görüş, duygu ve gözlemlerini aktardığı politik yönü ve politik konuşmaların ağırlıklı olduğu bir anma programı gerçekleştirildi. Verilen yemekten sonra anma sona erdi.