Atılım Köln
Avrupa’da ve Almanya’da kadına yönelik şiddetin durumu ve erkek egemenliği ile mücadele başlığı ile yapılan erkek eğitim atölyesi toplam 4 başlıkta tartışma ve sorularla yürütüldü.
Atölye yaşadığımız kıta ve ülkenin yerel bilgileri üzerinden erkeklikle yüzleşme ve toplumsal erkeklikle yüzleşme ihtiyacı belirtilerek başladı.
Erkeği şiddetten uzaklaştıran bilinç ve farkındalık nasıl oluşturulabilir? Kadın cinayetleri nasıl durdurulabilir? Tecavüzler nasıl durdurulabilir? Aile içi kadına yönelik şiddet nasıl durdurulabilir? Erkeklikle yüzleşme hem tek tek erkeklerde, hem de toplumda nasıl somutlaşabilir. Tüm bu sorular etrafında sosyalizm ve komünizm ile ilişkisinden çok erkek egemen kapitalist sistemde bu mücadelenin nasıl yürütüleceği konuşuldu. Bu başlıkta rakamların çarpıcılığının boyutlarında farkındalığın kendileri açısından zayıf olduğu, düşünsel yanlarındaki zayıflıklarının aşılması gerektiği, toplumsal isyanların konusu haline getirilmesi gerektiği gibi kapsamlı tartışmalar yapıldı.
İkinci başlıkta “tanıdığınız, tanımadığınız kadına yönelik şiddet yaşandığı durumlarda pratiğiniz nedir” sorusu soruldu. Kadın örgütüne bildirdiniz mi? Cinsel suçlarla mücadele yönetmeliğine göre soruşturma sürecinin başlamasını sağladınız mı? Psikolojik şiddet, bastırıcı tartışan, beden, el, kol hareketleri ile hareket eden, bağırarak konuşanlara bunun bir şiddet olduğunu söyleyerek ideolojik mücadele veya ceza almasını sağlayacak süreçlere başvurdunuz mu? gibi sorulara olumlu pratik örneklerle yanıtlar verilse de, bunların çok yetersiz olduğu, devrimci erkeklerin cinsel suçlara karşı sorunlarda daha net ve daha yaygın bir duruş içinde olması gerektiği gibi konu çeşitli başlıklarıyla tartışıldı.
Üçüncü başlıkta ise kısaca geçmiş, eski tarih ve bugün dünyadan örnekler verilerek devam etti. Binlerce yıl, erkeğin kadına şiddeti ile yüzleşmenin önemli olduğu belirtildi. Kölelikte kadın bedeninin işgal edildiği, feodal beylerin, despotluğun kadın üzerindeki baskısı, dinlerin kadınlara açtığı savaş dönemlerinin örnekleri ile işlendi. Bugün güncel olan sayılara bakıldığında binlerce yıl devam eden kadına yönelik şiddetinde hâlâ korkunç boyutlarıyla örneklerle devam ettiğinin altı çizildi ve yüzleşmenin önemine dair bir kez daha çağrı yapıldı.
Dördüncü başlıkta ise 25 Kasım’a son bir hafta kala sokak eylemlerine, 25 Kasım yürüyüşlerine kadınların katılımı için özel çabalar sarfedilmesi gerektiği, materyallerden stikır, bildiri, bülten ile 25 Kasım çağrısının kadınlara ulaştırılması gerektiği, derneklerde çocuk bakımı, kadınlar için yemek hazırlamak gibi pratiklerin planlanması gerektiği belirtildi.
Tüm bu başlıklar etrafında atölyeye katılan erkek devrimciler kendilerinden de başlamak üzere hem tek tek erkeklerin hem de toplumdaki erkeklikle yüzleşmeye dair olumlu tartışmalar yürüttü.