Bilimsel sosyalizmin kurucusu K. Marks kapitalistlerdeki kar düşkünlüğünü şöyle izah eder: “…Yeterli kâr olunca sermayeye bir cesaret gelir. Güvenli bir yüzde 10 kâr ile her yerde çalışmaya razıdır; kesin yüzde 20, iştahını kabartır: yüzde 50, küstahlaştırır; yüzde 100, bütün insani yasaları ayaklar altına aldırır; yüzde 300 kâr ile sahibini astırma olasılığı bile olsa, işlemeyeceği cinayet, atılmayacağı tehlike yoktur.”
Dünyada insana ve doğaya aykırı olarak kâr odaklı kendi varlığını kriz içerisinde sürdüren kapitalizmin bugün için iklim krizi olarak da tarif edilen doğa yıkım ve talanının da başlıca sorumlusu olduğu ayan beyan ortada. Yerküremizi artık geri dönülmesi zor bir çevre felaketinin eşiğine getirmiş olan kapitalist-emperyalistler, yıkımı engellemek adına oluşturdukları birlikler, kuruluşlar ve uluslararası platformları da yine kar odaklı alanlar haline getirmekte hiç de gecikmiyorlar.
Önümüzdeki günlerde Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) Dubai kentinde gerçekleştirilecek BM COP 28 (Dünya İklim Konferansı) zirvesi bugünden petrol şirketlerinin lobby çalışmalarının arenasına dönmüş durumda. COP 28 örgütleme komitesinin başında BAE’li bir petrol şirketinin başkanının bulunuyor oluşu, zirve sonuçlarının dünya halklarından ziyade petrol şirketlerinin yüzünü güldüreceğinin işareti.
Zira Karbon salınımlarının baş müsebbiplerinden biri olan BAE’de zirvenin gerçekleştiriliyor olması iklim aktivistleri tarafından tepkiyle karşılanırken, karbon salınımında rakipsiz ve açık ara en büyük kirletici ülke olan emperyalist ABD’nin zirvenin ana gündemine dönük yaptığı açıklamada, iklim tazminatını hiçbir koşulda ödemeyeceğini duyurması COP 28’den beklentileri adeta sıfırladı.
30 Kasım-12 Aralık tarihlerinde Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) başkenti Dubai‘de gerçekleştirilecek olan BM İklim Zirvesi öncesi, “hassas konular” listesi sızdırılmış ve bu liste İngiliz yayın organı The Guardian‘da yayımlanmıştı. Dünya uyuşturucu ağının önemli noktalarından biri olarak nitelenen BAE’de bu zirvenin yapılıyor olması tepkilere yol açarken, BAE imaj yaratma peşinde. BAE geçtiğimiz nisan ayında, petrol ve gaz üretimlerini genişletmek için büyük bir planlama yaptığını açıklamıştı. BAE petrol şirketi Adnoc eliyle 7,5 milyar varil petrole eşdeğer petrol ve gaz üretmek için genişleyeceklerini ve bunun net sıfır hedefiyle çelişmediğini iddia ederken, bu genişleme hayata geçerse dünyadaki en büyük beşinci fosil yakıt artışı olacak.
Yine, dünyadaki birçok ülkenin BM’ye sundukları raporlarında 196 ülke raporunun incelenmesi sonucunda ülkelerin emisyonlarını beyan ettikleri ile atmosfere gönderdikleri sera gazları arasında devasa bir uçurum olduğunu ortaya koyuyor.
İklim değişikliği ve küresel ısınma, aşırı üretim ve tüketimlerin doğal yaşam üzerinde oluşturduğu yıkımın bir sonucuyken, aşırı üretimlerden asla vazgeçemeyecek olan kapitalizmin “küresel ısınmaya çare bulacağız” iddiasıyla düzenlediği zirvelerde kapitalist büyümeyi sağlamak dışında hiçbir hedef olmadığı gibi fosil yakıtlardan vazgeçmek gibi bir niyet de yok. Kapitalizm, büyüyememe sorununu iklim sorunu üzerinden fırsata çevirip yeniden yüksek büyüme olanaklarını yaratmak istiyor.
Dünya’da artık kendisini var eden bir başka cephe ise, iklim krizi karşıtı hareket. Hareket çok homojen olmamasına rağmen, talepleriyle kapitalist-emperyalistlerin karşısında durduğu çok açık. Ancak iklim krizinin çözümü de, doğanın kurtuluşu da ancak ve ancak sömürüye dayalı bu sistemden kurtulup, insan ve doğa yanlısı sosyalizmin inşasıyla mümkün olacak.
Komünistler olarak bir kez de COP 28 protestoları kapsamında ortaya çıkacak olan eylem ve etkinliklerde yer almak, doğru slogan ve taleplerle; iklim krizinin gerçek kaynağı kapitalist sistemi hedefe koyup, sosyalizm alternatifini iklim karşıtı hareket içerisinde görünür kılma göreviyle karşı karşıyayız.
* Atılım Gazetesinin Avrupa Eki’nin (atilimavrupa1994@gmail.com) 1 Aralık 2023 tarihli Perspektif köşesi