2023 yılında, emperyalist küreselleşmeyle birlikte varoluş krizine saplanmış olan kapitalizmin, söz konusu krizinin derinleştiği; düşen kâr oranlarının yükseltilmesi, kapitalist rekabette rakiplerine karşı üstünlük kurmak adına gerginlik, savaş ve çatışma yolunda ilerlediğini gördük.
Bir önceki yıl ABD öncülüğündeki batı emperyalizminin Rusya’yı çevrelemek adına NATO genişlemesini Ukrayna üzerinden başlatarak dayattığı ve Rus emperyalizminin kendi nüfuz alanlarına bir tehdit görerek başlattığı savaş, yıl içerisinde de yoğun bir şekilde devam ederek halkların kanını dökmeye devam etti. Tüm batı emperyalistlerinin siyasi, ekonomik ve askeri olarak dolaylı veya dolaysız biçimde katıldığı bu savaşta, Ukrayna halkları, alt yapısı yerle bir olan bir ülke, ekonomik olarak batmış, tamamen batı emperyalizmine bağımlı hale gelmiş, milyonlarcasının ülkeyi terk etmeye devam ettiği bir gerçekliği yaşamak zorunda bırakıldı.
Dünya çapında bir avuç burjuvanın kârlarına kâr katarak sermayelerini geliştirdiği aynı süreçte, işçi ve emekçiler, savaş ve güvenlik gerekçesiyle ellerinden alınan sosyal ve siyasal haklar; kırpılan demokratik haklar nedeniyle daha da fazla yoksullaşmanın kucağına itilirken, nefes alamaz, en temel demokratik haklarını kullanamaz hale getirildi. Bu durum, zaten faşizm veya gerici iktidarlarca yönetilen coğrafyalarda kendini derinleşerek devam ettirirken, “demokrasinin beşiği” geçinen batı ülkelerinde de artık belirgin bir hal aldı. Bu durumu göçmenler üzerinden ırkçılık ve faşizmi besleyerek egemen sınıflar, farklı ülkelerde açık faşist partileri iktidara taşımaktan bir an bile çekinmediler. Yeni tipte faşizm artık tüm Avrupa ülkelerinde toplumsal yaşamı tehdit eder hale gelmiş durumda.
Dünya çapında gericileşen siyasal atmosferin insanlığı, tarihsel olarak biriktirilmiş insanlık değerlerini yok ettiğini 7 Ekim saldırısı sonrası Siyonist İsrail’in Filistin halkına karşı yürüttüğü soykırım savaşında alenen gördük. Hastanelerin, toplumsal yaşam alanlarının, göçmen kamplarının en gelişmiş sofistike bombalarla bombalanması, tüm batı emperyalist güçlerinin Siyonistlerin arkasında sıraya dizilmesiyle gerçekleşti. Tüm uluslararası kurallar yok sayılırken, İsrail bir ölüm makinesi olarak Filistin halkını katletmeye, bölge halklarını tehdit etmeye devam ediyor.
2023 yılında sömürgeci faşist baskılara devam eden faşist şeflik rejimi, emperyalistler arası çelişkileri kendi gerici amaçları için kullanarak başta Rojava olmak üzere Kürdistan’ın tüm parçalarında saldırılarına devam etti. Birçok örnekte görüldüğü gibi yurtsever, devrimci ve komünist öncüleri İHA’larla, suikastlarla katletti.
İşçi ve emekçilere dönük hak gasplarına son hız devam eden faşist rejim, açlık ve yoksulluğu kitleselleştirdi. Toplumsal çürümeyi de örgütleyen faşist rejim, rant kapısını siyasal gericiliği ve çürümeyi geliştirmek için sonuna kadar açtı. Faşizm, ırkçılığı daha da körükledi. Her türlü hak kullanımının önünü kolluk kuvvetleriyle kesmeye çalışan rejim, biat kültürünü geliştirerek toplumsal mücadelelerin üzerine ölü toprağı serpmek istedi. Mücadeleci kadınlar ve LGBTİ+’lar, Kürt özgürlük hareketi ve devrimci hareket, bu saldırganlığın merkezi hedefleri arasında yer aldı.
2023 yılı her açıdan ezen ve ezilenler arasında yükselen sınıf mücadelelerine, emperyalistler arasında gelişen rekabet ve hegemonya dalaşlarına tanıklık etti. Artarak devam eden tüm bu gerçekler, 2024 yılında da çeşitli görüngü ve iz düşümleriyle devam edecek. İşçi ve emekçiler, ezilenler örgütlenip, emperyalist kapitalistlerin, faşist iktidarların karşısına güçlü bir barikat örmedikleri durumda; bu çelişkileri insanlığın kurtuluşu mücadelesinde bir manivelaya dönüştürmedikleri durumda, yeni acılar, yoksunluk ve yoksulluklardan kurtulmak da mümkün olmayacak.
* Atılım Gazetesinin Avrupa Eki’nin (atilimavrupa1994@gmail.com) 15 Aralık 2023 tarihli Perspektif köşesi