NATO Münih Güvenlik Konferansı geçtiğimiz hafta gerçekleşti. Güvenlik Konferansı’nın yapıldığı anda da başta savaş karşıtları olmak üzere devrimci, ilerici, sosyalist, çevreci, anarşist vb. farklı ideolojik yapılar tarafından ortak karşıt zirveler, protesto gösterileri düzenlendi. Siyonist İsrail devletinin işlediği katliamlara karşı Filistin direnişiyle dayanışmanın damga vurduğu protesto gösterilerinde, Konferansa katılan başta ABD olmak üzere emperyalistler savaş kışkırtıcıları olarak teşhir edildi, NATO’nun dağıtılması talep edildi.
Zirvenin başlamasının hemen ardından haber portallarına düşen Rusya’da Putin muhalifi Navalny’in ölüm haberi, zirvenin yapıldığı salonda da homurdanışlara yol açtı. Kendisi de zirvede konuk olarak bulunan Navalny’nin eşi Yulia Navalnaya hızla kürsüye çıkartılarak göz yaşları içerisinde Putin’in despotluğu üzerine konuşturuldu. Navalnaya, Putin için despot dedikçe, Ukrayna’da, Filistin’de ya da dünyanın pek çok bölgesinde savaş suçu işleyerek halkların kanını içen emperyalistler, kendi suçlarının üzerinin örtüldüğü hissiyle kendilerinden geçti.
Ancak bu törenin ardından işler yine gerçeğe döndü ve yapılan tartışmalar, başta ABD olmak üzere kimi emperyalist ülkelerdeki iç gelişmeler, sözde Ukrayna-Rusya arasında sürmekte olan vekalet savaşında Ukrayna tarafının savaşı sürdürebilmek için duyduğu para ve silah desteği, tüm emperyalist çabalara rağmen Filistin halkının mücadelesi, bunun bölge ve dünyada yarattığı ABD ve NATO karşıtı hava, yeni savaşların muhtemel patlak vereceği alanlara dönük NATO planları vs., bu saldırganlık ortamında emperyalistlerin işinin pek de kolay olmayacağını gösteren verileri barındırdı.
Geçtiğimiz günlerde Trump’ın ABD’de bu yıl gerçekleştirilecek başkanlık seçimlerinde kazandığı durumda Rusya-Ukrayna savaşına dönük olarak Rusya’yla görüşeceği mesajını vermesi, Ukrayna savaşına çekilen Avrupalı emperyalistler için ABD savaş arabasına NATO üzerinden ne kadar güvenip güvenilemeyeceği tartışmalarının yürütülmesine yol açtı. Zirveye bu kaygılar içerisinde katılan kimi Avrupa ülke temsilcileri, yaptıkları konuşmalarda Rusya’nın bırakalım Ukrayna’yı, hali hazırda NATO üyesine dahi saldırma olasılığı üzerinden savaş kışkırtıcılığına devam ederek ABD’nin NATO’daki sözlerine güven tazelemenin yollarını aradı. Bunun bilinciyle hareket eden ABD temsilcileri, ABD’nin liderliği sorgulanmadığı müddetçe, ABD’nin NATO’daki katkılarının artarak devam edeceği vurgusunda bulundular.
Şüphesiz ki ABD temsilcilerinin bu sözlerinin hedefinde Avrupa’nın ABD’siz bir güvenlik politikası oluşturmasını savunan kesimler durdu. NATO’nun kurulduğu günden itibaren O’nunla birlikte, yani ABD hegemonyası altında güvenlik politikaları izleyen Avrupa emperyalistlerinin bir kesimi, kutupların arttığı, ABD hegemonyasının daha fazla sorgulanır olduğu bir dünyada, kendi emperyalist çıkarlarına uygun, ABD’den bağımsız bir güvenlik politikasının ortaya konmasını canla başla istemekteler.
Zirveye katılan Ukrayna devlet başkanı Zelenky, ABD Kongresi’nin vetosuna takılan yardım paketi konusunda konuşurken, tüm emperyalistlere sizin adınıza bu savaşı sürdürebilmemizi istiyorsanız, bu vetoları kaldırmanız gerekir mahiyetinde konuştu, Rusya’nın başka ülkelere saldırabileceğinin ısrarla altını çizerek, Ukrayna halklarının kanı karşılığında daha fazla para ve uzun menzilli silahlara ihtiyaç olduğunu belirtti.
Zirveye katılan Siyonist İsrail ise hali hazırda zaten kendisine destek musluğunu sonuna kadar açmış olan emperyalistlerden “Filistinli teröristlere” karşı işgal saldırılarına daha fazla destek vermelerini, rehinelerin serbest bırakılması için baskıları arttırmalarını, Filistin direnişine destek verenlerin susturulmasının NATO dünyası için önemi üzerinde durdu.
* Atılım Gazetesinin Avrupa Eki’nin (atilimavrupa1994@gmail.com) 23 Şubat 2024 tarihli Avrupa Gündemi köşesi