Almanya’da gelenekselleşen Paskalya Barış Eylemleri bu yıl da savaşa karşı tepkilerin ve taleplerin haykırıldığı gösterilere dönüştü.
Yüzün üzerinde eyleme binler katıldı.
Paskalya yürüyüşlerinin bilgilendirme ofisi olarak faaliyet gösteren Netzwerk Friedenskooperative’den Kristian Golla, “Paskalya yürüyüşleri Alman hükümetine barış, diplomasi ve silahsızlanma lehine açık bir sinyal gönderdi” değerlendirmesini yaptı. “Ukrayna, Gazze ve diğer savaş bölgelerinden gelen korkunç görüntüler, kontrolden çıkmaya başlayan küresel silahlanma ve nükleer silahlardan arındırılmış bir dünya arzusu insanları sokaklara döküyor. Silahlı çatışmaların yol açtığı ölümlerin sayısının on yıllardır olmadığı kadar yüksek olması son derece endişe verici” diye devam etti Gola.
Paskalya yürüyüşleri, Paskalya Pazartesi günü, Eifel bölgesindeki Büchel Hava Üssü’nde son buldu. Buradaki protesto geleneksel olarak nükleer paylaşımın bir parçası olarak burada konuşlandırılan ABD nükleer silahlarına ve yeni F-35 savaş uçaklarının satın alınmasına yöneliktir. 1950’lerin sonlarında nükleer silahlara karşı bir protesto olarak ortaya çıkan Paskalya yürüyüşleri, olası AB bombalarına ilişkin tartışmalar göz önüne alındığında her zamankinden daha önemlidir.
Paskalya Yürüyüşlerinin yapıldığı aynı gün, Gazze’de BM’ye bağlı sağlık ve yardım personellerinin katledildiği haberleri ulaştı.
Paskalya’da Almanya’da gerçekleşen eylemlerde göçmen emekçilerin katılımlarının zayıflığı kuşkusuz önemli bir zaaf, emperyalist savaşların zararını en ağır halleriyle yaşamış bir toplumsal gücün yoksunluğu gelişimin önemli bir engeli olarak yansımıştır.
Yine çeşitli kentlerde “Filistin’e barış” isteyenlerin Antdeutsch siyonistler tarafından saldırıya uğraması Filistin direnişi şahsında ortaya çıkan siyasi saflaşmanın savaş karşıtı hareketinin de tam ortasından geçtiğini göstermiştir.
Ukrayna savaşı emperyalistler arası ilişkilerde bloklaşmayı derinleştirerek yeni bir emperyalist paylaşımın emarelerini ortaya çıkardı.
Ortadoğu’da, Orta ve Uzak Asya’da, Merkez Afrika’da emperyalistler arası çelişkilerin belirlediği bölgesel savaşlar ve sıcak çatışmalar büyüyerek devam ediyor, savaş halkalarına yenileri ekleniyor.
Emperyalistler ve bölgedeki işbirlikçi devletler bölgesel yayılmacı politikalar izliyorlar.
Ezilenlerin silahlı örgütlülüklerine, demokratik kazanılmış mevzi ve haklarına dönük saldırılar artıyor.
İşçilerin, emekçilerin, ezilenlerin savaşa karşı siyasi mücadelede saflaştırılmaları, emperyalistlerin çıkarlarının sonucu ortaya çıkan savaşlara karşı bir cephede birleşmeleri dönemin en önemli görevi olmaya devam ediyor.
Paskalya Yürüyüşlerinin en önemli ve gelişkin yönü taleplerin ve tepkinin “kendi burjuvaları”na karşı yükseltilmesidir. Paskalya Yürüyüşlerinin bu gelişkin yönü savaş karşıtı cephenin gelişiminin de en önemli güvencesidir.
* Atılım Gazetesinin Avrupa Eki’nin (atilimavrupa1994@gmail.com) 5 Nisan 2024 tarihli Avrupa Gündemi köşesi