Hasta tutsaklar, Kobanê, Gezi ve 1 Mayıs tutsakları ile PKK lideri Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü talebiyle Köln’de eylem yapıldı.
Almanya’nın Köln kentinde bulunan Heumarkt’ta bir araya gelen kurumlar, “Hasta tutsaklar serbest bırakılsın, Kobanê davası tutsaklarına özgürlük” talebini yükseltti.
Gezi ve 1 Mayıs davası tutsakları ile PKK lideri Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünün de istendiği eylemde, Tutsakların Sesi Platformu (TSP) adına konuşma yapıldı.
TSP: SİVAS’IN KATİLLERİ, HİZBULLAH ÇETELERİ SERBEST BIRAKILDI
Türkiye ve Kürdistan’daki hapishanelerde 1500’ü aşkın hasta tutsak olduğu, kanser, kalp, akciğer hastalıkları veya başka kronikleşmiş hastalıkları olan, bir kısmı yaşlı ve yaşamını tek başına devam ettiremeyecek, hatta yatalak durumda olan tutsakların serbest bırakılmadığı belirtilen konuşmada, 2 Temmuz 1993’te 33 aydını diri diri yakan Sivas katliamı sanıkları ve Hizbullah çetelerinin serbest bırakıldığı hatırlatıldı.
Bazı hasta tutsakların ise ölümlerine çok kısa süre kala tahliye edildikleri belirtilen konuşmada, “Hasta tutsakların tedavi edilmemesi ve hapishanelerde geliştirilen katı tecridin birbirini bütünleyen iki saldırı yöntemi olduğunu vurgulayarak, tüm politik tutsaklara uygulanan katı tecrit politikası ile tutsakların sosyal ilişkilerinin yok edilerek kimliklerine, kişiliklerine yabancılaştırılmaları ve çökertilmeleri hedefleniyor. Kürt halk önderi Abdullah Öcalan’a İmralı’da uygulanan tecrit ise daha katmerli ve daha derin bir niteliğe sahip” denildi.
‘KOBANÊ DİRENİŞİNDEN İNTİKAM ALMA DAVASI’
Kobanê dava tutsaklarına verilen 407 yıllık hapis cezasının Kobanê direnişinden intikam alma amaçlı olduğunu vurgulayan TSP temsilcisi, yargılanan HDP eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş ile diğer siyasetçilerin mahkeme salonlarında faşizmi yargıladıklarını söyledi. Uzun tutsaklığın Kobanê davası tutsaklarına boyun eğdiremediğini vurgulayan TSP temsilcisi, “Kobanê davası bizim için faşizme karşı birleşik mücadeleyi büyütme çağrısıdır” dedi.
“Faşist devletin izlediği politika, rehin aldığı devrimci tutsakları içerde öldürme politikasıdır. Hasta tutsakların içeride yaşadığı baskılar, işkenceler ve hak gaspları sağlığa erişim hakkını da kapsamaktadır. Sağlığa erişim hakkı bir insan hakkıdır” diyen TSP temsilcisi, içeride yaşam mücadelesi veren tüm hasta tutsakların derhal serbest bırakılmalarını istedi.
KONMED: DEMOKRATİK GÜÇ BİRLİĞİ ÖNCÜLÜĞÜNDE 1 HAZİRAN HAMLESİNİ BAŞLATIYORUZ
Ardından söz alan KON-MED Eşbaşkanı, Öcalan üzerindeki tecridin dört parça Kürdistan ve Türkiye halklarını da kapsayan büyük bir soykırım ve imha politikasına dönüştüğünü söyledi, Kobanê davasının tecride bağlı bir kumpas olduğunu vurguladı.
Bugün Demokratik Güç Birliği öncülüğünde 1 Haziran hamlesini başlattıkları bilgisini veren KON-MED eşbaşkanı, “1 Haziran atılımı Kürt tarihinde önemli bir yer almaktadır. Çünkü Diyarbakır zindan direnişinin başlangıcıdır. Komplonun başlama tarihidir. Kürt soykırımının başlangıcıdır. Faşizm imha ve soykırım politikası yürüttü ise de, 1 Haziran devrimci halk direnişinin başlangıcı oldu. 1 Haziran büyük direnişiyle, halkların devrimci mücadelesiyle faşizmi ancak yıkabiliriz” dedi.
Tutsakların ve ailelerin mücadelelerini hatırlatan KON-MED eşbaşkanı, direnişe geçme, tecridi kırma çağrısında bulundu.
ZORA: FAŞİZME SAVAŞ İLAN EDİYORUZ
Eylemde Zora temsilcisi de söz aldı. Kobanê davası kararının adaletle ilgisi olmadığını, tamamen siyasi bir karar verildiğini söyleyen Zora temsilcisi şöyle konuştu: “Bugün sokaklardayız, çünkü Türk faşizmi bir kez daha Kürt direnişini gayrimeşrulaştırmak ve kriminalize etmek için her yola başvuracağını göstermiştir. Kürt özgürlük hareketine ve Kürt direnişine yönelik saldırılar her zaman biz kadınların özgürlüğüne yönelik saldırıdır. Çünkü protestolara ve Kobanê’nin savunulmasına cesur ve doğal katılımlarıyla merkezi bir rol oynayanlar sınıfımızın kadınlarıdır. Ve özellikle YPJ’nin cesur kadınları ve LGBTİ+’ları Kürdistan’da sadece halklarının kurtuluşu için değil, aynı zamanda toplumsal cinsiyet özgürlüğü için de mücadele ediyorlar. Ceza alanlar arasında 2016’dan beri cezaevinde olan ve şimdi 30 yıl daha cezaevinde kalacak olan HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ gibi çok sayıda kadın da var. Ama Türkiye ve Kürdistan’daki cesur Kürt kadınları ve sınıf kardeşlerimiz bu adaletsiz, faşist süreçten yılmayacak. Türkiye’de ve her yerde faşizme savaş ilan ediyoruz, çünkü kendimizi özgürleştireceğiz, tüm insanları prangalarından kurtaracağız.”
Eylem, “Hasta tutsaklar serbest bırakılsın”, “Politik tutsaklara özgürlük”, “Kobanê tutsaklarına, Gezi ve 1 Mayıs tutsaklarına özgürlük” sloganlarıyla sona erdi.