WikiLeaks’in kurucusu Julian Assange’nin İngiltere’nin başkenti Londra’da devam eden ABD’ye iade davasında sona gelinmekte. Davanın, Ekim başında bitirildiği ve kararın 4 Ocak 2021’de verileceği açıklandı.
İnternet platformu WikiLeaks’in kurucusu olan Julian Assange, aralarında ABD’nin Irak ve Afganistan’da işlediği suçlara ilişkin görüntülerin de yer aldığı 250 bin civarında gizli belgeyi 2010-2011 yıllarında bu platformda yayımlamıştı. Bu belgeler arasında diplomatik görüşmeler, gizli raporlar, dünyanın her tarafından örgütler ve kişiler hakkında tutulmuş raporlar, Irak ve Afganistan’da ABD askerlerinin işlediği ve kamuoyuna yansıtılmayan katliam ve işkence belgeleri de vardı. ABD’nin suçlarını ortaya koyan bu belgeler yayımlandığında dünya çapında büyük ilgi görmüştü.
Assange’nin bu gazetecilik faaliyetini casusluk olarak niteleyen ABD, 10 yıldır Assange’nin peşinde ve İngiltere’den kendisine iade edilmesini istiyor. İade edildiğinde casusluk suçlamasıyla kendisine 175 yıl hapis cezası istenmekte. Assange’ye karşı yürütülen dava, politik bir dava ve verilecek karar da politik bir karar olacaktır.
Assange, ABD‘ye iadesinin önüne geçmek için 2012 yılında Londra’daki Ekvador Büyükelçiliği’ne sığındı ve yedi yıl orada yaşadı. Geçen yıl ise, İngiltere tarafından Ekvador’un Londra Büyükelçiliği’nden çıkarılarak tutuklandı.
Eylül ayındaki duruşmada konuşan ABD’nin avukatı James Lewis, Asange’nin yayımladığı belgelerle, işledikleri insanlık suçlarından dolayı zaten yargılanmaları gereken ABD ajanlarının, işbirlikçilerinin, katliamcıların, işkencecilerin hayatını tehlikeye attığını söylemişti.
Assange’ye belgeleri sızdırmakla suçlanan ABD askeri Chelsea Manning, ülkesinde 35 yıl hapis cezasına çarptırılmış, ancak daha sonra dönemin ABD Başkanı Barack Obama tarafından affedilerek serbest bırakılmıştı. 2019’da yeniden tutuklanan Manning, bu yıl Mart ayında serbest bırakıldı.
Assange’nin İngiltere’de tutulduğu hapislik koşullarının kötü olduğu ve Assange’nin sağlık durumunu kötüleştirdiğine dair birçok kurum ve kişi açıklamalarda bulunmuş, ancak İngiltere devleti koşulların düzeltilmesi için bir adım atmamıştı.
Assange’ye uluslararası alanda destek ve dayanışma sürmektedir. BM İşkence Raportörü, hukukçu Nils Melzer’in Assange’a dair raporundan sonra, ABD’ye iade edilmemesi ve derhal serbest bırakılması için Almanya, İngiltere ve Fransa’nın da aralarında bulunduğu çok sayıda ülkede siyasetçiler, sanatçılar, gazeteciler, hekimler ve kitle örgütleri çağrıda bulunmuştu. Mahkeme sürecinde Londra’da ve dünyanın birçok ülkesinde Assange’nin serbest bırakılması için gösteriler düzenlenmişti.
Assange’yı 2012 yılından bu yana özgürlüğünden mahrum bırakan baskılar, tehditler, hapislik, süren ABD’ye iade davası ve ABD’ye iade edildiğinde istenen 175 yıllık hapis cezası vb., ABD emperyalizminin dünya çapında işlediği suçların ifşa edilmesine karşı Assange şahsında herkesi sindirmeye yönelik bir saldırıdır. Bu baskılar, emperyalist devletlerin basın özgürlüğü konusundaki maskelerini de indirmektedir.
Assange’nin davası, Türkiye’de IŞİD’e silah taşıyan MİT tırlarını ifşa eden gazetecilere açılan davaları veya benzer davaları hatırlatmaktadır.
Assange, ABD’nin işlediği insanlık suçlarını deşifre ederek önemli bir gazetecilik görevi yapmıştır. ABD’ye iadesi durdurulmalı ve serbest bırakılmalıdır.
* Atılım Gazetesinin Avrupa Eki’nin (atilimavrupa1994@gmail.com) 23 Ekim 2020 tarihli Avrupa Gündemi köşesi