1 Mayıs 2022 emekçi sol saflardan doğru kesin bir biçimde pandeminin “sonunu” ilan etti. Emekçi solda “evde kal”ın son kalesi olan sendikaların bürokratik ve sınıf uzlaşmacı bölüğü de “sokaklara” çağrı yaparak bir ara dönemi kapattı.
İki temel koşul ve mücadele konusu 1 Mayıs’ın kendisini belirledi.
Birincisi; mali-ekonomik sömürgelerin ardından emperyalist merkezlerde de hissedilir hale gelen yaşam pahalılığı, enflasyon ve yoksullaşma, petrol, gaz ve gıdalarda somutlaşan zamlar, düşen kâr oranlarına bağlı olarak ağırlaşan çalışma koşulları, yani toplamda “krizin faturasını ödememe” mücadelesiydi. Genel bir tepki ve mücadele konusu olmasına karşın sendikalar ve emekçi sol kurumların bu mücadeleyi gündemleştirme, talepler ile bütünleştirme, bütünlüklü bir mücadele programına bağlamada zayıf kaldıkları aşikar. Ayrıca pandemi özgünlüklü talepler de “gündemden silinmiş”.
Bu “sorun” öne çıktığı ve mücadele konusu yapıldığı ölçüde de statükocu sendikal bürokrasinin sınırlarını aştığı görülüyor. Özellikle Fransa, Yunanistan ve Güney Avrupa ülkeleri bu eğilimin ağır bastığı ülkeler oldu.
İkincisi; Ukrayna’da sıcak savaşa dönüşen emperyalistler arası dalaş ve büyüyen dünya savaşı tehlikesiydi. Özellikle de Almanya’da burjuva sol SPD’nin güdümünde olan sendikaların “kurumsal” yürüyüşlerinde iktidarın Ukrayna politikasına yedeklenmiş slogan ve talepler öne çıktı. Yazık ki devrimci sosyalistlerin ve sınırlı komünist-devrimci grubun dışında sendikalar Ukrayna’da Rusya’nın işgalini haklı olarak mahküm ederken NATO’yu veya “kendi ülkelerinin emperyalist burjuvazi”lerine tek bir talep öne süremediler. Nihayetinde belli başlı büyük kentlerdeki 1 Mayıs mitinglerinde konuşmacı olarak çıkartılan SPD siyasetçileri, örneğin Düsseldorf’da Başbakan Scholz veya Berlin’de SPD’li Belediye Başkanı Giffey, devlete ve burjuvaziye bağlılığın en somut göstergeleri oldu.
Sendika yürüyüşlerinde oluşturulan devrimci bloklar işçi sınıfı ve ezilenlerin enternasyonalist ve devrimci sesi oldular. Berlin’de sahneye çıkan SPD’li Belediye Başkanı’na dönük yumurtalı eylem de 1 Mayıs’ın “biçimselleştirilmesi”ne karşı bir eylem olarak okundu.
Sendika yürüyüşünün dışında gerçekleştirilen devrimci 1 Mayıs yürüyüşleri de 1 Mayıs’ın tarihsel anlamına “erişmesi” bakımından, özellikle de genç işçiler, işsizler ve öğrenci gençlik için, tamamlayıcı bir “eylem” işlevi görmeye devam ediyor.
Devrimci hareketin yerli ve göçmen bileşenlerinin birleşik ve militan, taleplerini formüle etmiş bir biçimde “sokaklara çıktığı” sendika yürüyüşlerinin “biçimsel” bir bayram geleneği olmaktan çıktığı, işçi sınıfının enternasyonalist ve dayanışmacı bayrağının yükseldiği gözlemlenebiliyor.
Devrimcilerin hiç terk etmediği sokaklara döndü sendikalar. İşçi kitleleri içerisinde, işçilerle birlikte siyaset yapma potanisyelinin arttığı bilinciyle devrimci hareketin özgün ve enternasyonalist sesini yükseltme, devrimci hazırlığı güçlendirme zorunluluğunu ilan etti 1 Mayıs 2022 yine, yeniden.
* Atılım Gazetesinin Avrupa Eki’nin (atilimavrupa1994@gmail.com) 6 Mayıs 2022 tarihli Avrupa Gündemi köşesi