Koranavirüsle mücadelede amacıyla kapatılan kafe-bar gibi hizmet sektöründe çalışan binlerce kişi bir anda işsiz kaldı. Eğitimi çalışarak sürdürenlerden biri olan Kenan Güner, bu gidişle okulu bırakmak zorunda kalacağını söyledi.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) dün açıkladığı 2019 yılı İşgücü İstatistikleri’ne göre Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı, 2019 yılında bir önceki yıla göre 932 bin kişi artarak 4 milyon 469 bin kişiye yükseldi. İşsizlik oranı 2,7 puanlık artış ile yüzde 13,7 seviyesine çıktı.
İşsizlik rakamlarındaki bu artış küresel piyasalarla birlikte Türkiye ekonomisi de etkileyen Koronavirüsü (Kovid-19) salgını dolayısıyla daha da büyüyecek. Salgının görülmeye başlanması ile birlikte Türkiye’de alınan ilk önlemlerden biri kıraathane, kafeterya, kır bahçesi, nargile salonu, nargile kafe, internet salonu vb. toplu alanların kapatılması oldu. Alınan bu kararla birlikte bu mekanlarda çalışan binlerce kişi bir anda işsiz kaldı. İşsiz kalan bu kişilerin çoğunluğu ise, öğrenci ya da yarı zamanlı çalışan kişiler.
Bu çalışanların karşı karşıya kaldığı durumu Genç İşçi Derneği üyeleri Atakan Polat ve Kenan Güner değerlendirdi.
Hizmet sektöründe çalışan kişilerin hiçbir zaman güvencesinin olmadığını belirten dernek üyelerinden Atakan Polat, hizmet sektörü çalışanlarının salgının olmadığı zamanlarda bile esnek çalışma saatleri ile sömürülen, patronların baskısına uğrayan, sigortasız ve güvencesiz çalıştırılan işçiler olduklarını ifade etti.
‘İŞÇİLER ÜCRETLİ İZİN KONUSUNDAKİ TALEPLERİNİ ÖRGÜTLEMELİ’
Salgın nedeniyle kapatılan kafe ve bar gibi diğer sektörlerde çalışan kişiler için hiçbir önlem alınmadığını söyleyen Polat, “Bu önlemlerin yetersiz kaldığını düşünen işçilerin kendi kişisel önlemlerini almaları şirketler tarafından kendi prosedürlerine uymadığı bahane edilerek engelleniyor. Geçim sıkıntısı yaşamamak için çalışmak zorunda kalan işçilerden patronların faydalandığını biliyoruz. İşçiler, hala çalışıyorsa gerekli önlemlerin alınması için iş yerlerine baskı örgütleyip baskı uygulamalılar. Benzer durumdaki binlerce işçiyle beraber ücretli izin konusundaki taleplerini örgütlemeliler” dedi.
Polat, önceki gün açıklanan Ekonomik İstikrar Kalkanı paketi üzerinde de durdu. “Devletin sermaye ve patronlardan yana olduğunu biliyoruz. Önceki günlerde açıklanan ekonomi paketlerinde de gördüğümüz gibi yapılan teşvik daha çok şirketlere ve patronlara yönelik tedbir ve önlemlerden ibaret. Bu süreçte de işçiler ve işsiz kalanlar için somut bir adım atılmadığını bir kez daha gördük” diyen Polat, sözlerini mağduriyet yaşayan bütün işçilere kendileriyle iletişime geçme çağrısında bulunarak noktaladı.
‘DEVLET PATRONLARIN CEBİNİ DOLDURUYOR’
Dernek üyelerinden Kenan Güner ise, öğrenci olduğunu ve koronavirüsü salgınından önce garson olarak çalıştığını anlattı.
Çalışarak okuluna devam etmeye çalıştığını ifade eden Güner, virüs haberleriyle bir anda işsiz kaldığını dile getirdi. Güner, karşı karşıya kaldığı bu durum nedeniyle şu serzenişlerde bulundu: “Önlemlere lafım yok alınması gerekiyor ama bizi de kimse düşünmüyor. Kiralarımızı ödedik elimizde beş kuruş para kalmadı. Evde oturuyoruz ama yemek yiyebilmek için en iyi ihtimalle ailelere yüzümüzü dönmek zorunda kaldık. Benim babam da işçi, çok az bir gelirle yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Şimdi de tekrardan çocukların yükü omuzlarına bindi. Devlet bize ücretli izin vereceğine bize izin vermeyen, yetmezmiş gibi de işten atan patronların cebini dolduruyor. Bu gidişle okulu bırakmak zorunda kalacağım.”
(MA)