Kasım, ölümsüzler ayının ortasındayız. Bir köprü başında, pankart nöbetinde faşist cellatlarca katledilen Erdal’dan kahpe pusularda çatışarak yitirdiğimiz Koray’a, dağlar gibi sıralanan ölümsüzlerimizi andığımız; yaşam ve mücadelelerinden öğrendiğimiz aydır Kasım. Bu nedenledir ki mevsimler bir başka renge dönüp sonbaharı kucaklarken bir başka anlam taşır komünistler için Kasım.
Adları direnişle özdeştir ölümsüzlerimizin. Kimisi işkencehanelerde işkencecileri dize getirerek çekip gitmiştir aramızdan, kimisi ölüm oruçlarında faşizmin tecrit zulmünü delip geçmiştir alnındaki kızıl bantla. Kimisi bir gerilla olarak mevzi savunmasında, kimisi ise savaşımın ihtiyaçlarının karşılanması için koşuşturma içerisindeyken hedefi olmuştur karanlık güçlerin. Ayrı ayrı özellikleri vardır hepsinin, ol sebepten her biri ayrı ayrı özlenir geride kalanlarca. Ama birleştirici yanları partiye, devrim ve sosyalizme olan bağlılıklarıdır, yoldaşlık değerlerinin en yüksekte tutulmasıdır, geride kalanlara kararlılık ve umut taşımalarıdır; yerin yedi kat altında sessiz ve derinden gelip fışkıran büyük bir ideolojik kaynaktırlar.
Tam da bu özelliklerinden dolayıdır ki ölümsüzlere verilen sözler ve bağlılık yeminleri gerçek anlamını eylemde bulur. Mesele onları yad etmek, paylaşılmışlıkları aktarmak değildir tek başına. Mesele onlardan her koşulda öğrenmesini bilmek, denetleyici bakışlarını her anımızda hissetmek ve onların kavgasını yeni kitlelere taşıyarak devrim ocağını büyütmektir.
Evet kapitalist sistemin insanlığı bu kez de koronavirüsten kaynaklı sağlık kriziyle karşı karşıya bıraktığı günler içerisindeyiz. Ama ne koronavirüs ne de egemenlerce getirilen kısıtlamalar komünist iradenin yaratıcılığı kullanarak ölümsüzlerimizi eylemli anmasının önüne geçemez. Gelenekselleşmiş büyük salon anmaları yapamıyormuyuz, o zaman pekala sokakta, açık alanlarda, parklarda meşaleli yürüyüşler, anmalar gerçekleştirebiliriz. Kitlesel yapamıyormuyuz, o zaman pekala dar katılımlı ama çok yaygın toplantılar düzenleyebiliriz. Evlerde 5-10 kişilik ölümsüzlerimizden öğrenmek amaçlı eğitim çalışmaları örgütleyebiliriz.
Üst geçitlerde, yüksek yerlerde dalgalanacak pankartlarımız, sokakları süsleyecek afiş ve stikerlerimiz pekala taşıyabilir kitlelere ölümsüzlerimizin direnç yüklü mesajını. Sosyal medya alanları dolup taşabilir onların ille de kavga diyen anlatımları, resim ve görüntüleriyle. Enternasyonal şehitlerin mezar başları nöbetsiz bırakılmayabilir bu koşullarda bile.
Yine ölümsüzlerimizin aileleri ile kurulacak en küçük temas hem komünist öncünün kendisinde hem de ailede büyük ideolojik değer yaratacaktır. Bu nedenle, her Kasım ayı için geçerli olmakla birlikte, içerisinde geçtiğimiz bu süreçte şehit ve tutsak ailelerinin ziyaret edilmeleri her zamankinden çok daha büyük anlam taşıyor. Yitirilen oğul ve kızın devrimci yaşamlarını bir kez de onlardan duymak, mücadelede yoldaşlaşmanın güzelliğini onlara taşımak, şehitlerden öğrenen ve kavgalarını devam ettirenlerin varlığını hissettirmek, onları diğer şehit aileleriyle yan yana getirmek ailelerimizin acılarını hafifletecek, mücadelede özneleşmelerinin kapısını aralayacaktır.
Evet devrimcilik ciddi bir iştir. Ölümsüzlerimizi anmak, anlatmak da öyle. Yapacağımız eylem ve etkinlik hazırlıklarının en tam biçimde yapılması komünist öncünün ciddiyetini ortaya koyacaktır. Konuşmacıların, anlatıcıların ölümsüzlerimizi hakkettikleri biçimde anlatma hazırlıkları, salon veya eylem alanının pankart, bayrak ve resimlerle donatılması, mezar başlarının çiçeksiz bırakılmaması, aile ziyareti öncesi planlamaların yapılması ideolojik değeri yüksek bir sınavdır bizler için.
Selam olsun devrim ve sosyalizm için toprağa düşenlere, selam olsun onların kavgalarını omuzlayanlara.
* Atılım Gazetesinin Avrupa Eki’nin (atilimavrupa1994@gmail.com) 13 Kasım 2020 tarihli Perspektif köşesi