Almanya’nın 2020 yılı iç istihbarat raporunda Türkiye kökenli örgütlerden PKK, DHKP-C ve Ülkücüler öne çıkarken MİT’in de Erdoğan, AKP ve hükümetin hizmetinde olduğuna işaret edildi.
Almanya’da iç istihbarattan sorumlu olan Anayasayı Koruma Teşkilatı (BfV) 2020 yılı raporunu açıkladı. Rapor, pandemi nedeniyle uygulanan kısıtlamalara itiraz edenlerin tepkileri nedeniyle ülkede sağcı ve solcu aşırı akımların işlediği siyasi suçlarda artış kaydedildiğini ortaya koyuyor.
Raporda yabancı ideolojiler bağlantılı siyasi suçlarda ise azalma kaydedildiği belirtiliyor. Geçen yıl bin 16 yabancı ideolojilerle bağlantılı siyasi suçun kayıtlara geçtiği, bunun 2019’da bin 817 olduğu bildiriliyor. Söz konusu siyasi suçlarda şiddet kullanılanların oranının ise yüzde 68 oranında azaldığı belirtiliyor. İstihbarat birimleri pandemi kısıtlamaları nedeniyle işlenen yabancı ideolojiler bağlantılı siyasi suçlarda azalma kaydedilse de bu konuda tehdit ve tehlikenin azalmadığını vurguluyor.
PKK, DHKP-C ve Ülkücüler
İstihbarat raporunda üç Türkiye kökenli yapılanma öne çıkıyor: PKK, DHKP-C ve Ülkücüler. PKK’nın pandemi kısıtlamaları nedeniyle geçen yıl faliyetlerinin azaldığı, öte yandan topladığı bağışınsa arttığı belirtiliyor. 2020 yılında PKK’nın 16 milyon 500 bin euro bağış topladığı, son on senede de topladığı yıllık bağış miktarını üçe katladığı aktarılıyor. DHKP-C’nin ise Almanya’yı ağırlıklı olarak Türkiye’deki terör faaliyetlerinin propagandasını yürüttüğü ülke olarak kullandığı, son yıllarda Türkiye’de örgüte karşı düzenlenen operasyonların da etkisiyle 2020’de “silahlı mücadele” faaliyetini 2012-2016’daki gibi yürütemediği, terör eylemleri düzenlemediği rapor ediliyor.
İstihbarat raporunda en çok öne çıkan grup ise Ülkücüler. Düsseldorf Uluslararası Üniversitesi Sosyoloji Fakültesi Öğretim üyesi Prof. Kemal Bozay’a göre ülkücüler artık sadece istihbaratların değil hükümetlerin de radarında. Bozay, ülkücülere yönelik bu anlamda ilk giriminin yaklaşık iki yıl önce Avusturya’da yapıldığını, orada Bozkurtlar ve Ülkücü Hareket’e dair sembollerin yasaklandığını ifade ediyor. Bozay, “Bunun ardından geçen sene Fransa bir yasa tasarısıyla, özellikle de Türkiye-Fransa ilişkilerinin kötüleşmesiyle birlikte Ülkücü Hareket yasaklılar listesine aldı. Almanya’da da geçtiğimiz yıl partiler üstü bir yasa tasarısıyla Federal İçişleri Bakanlığı’na olası bir yasaklamayı denetleme görevi verildi” diyor.
Almanya’da 11 bin civarında ülkücü var
Alman istihbaratına göre ülkedeki ülkücülerin sayısı 11 bin civarında. Bunların büyük çoğunluğu dernek veya federasyon yapılanmalarında örgütlü. Bu ülkücü derneklerin çoğunun da Türkiye’deki siyasi partilerin yurt dışı uzantısı olduğu belirtiliyor ve geçen sene faaliyetelerinin neredeyse tamamını virtüel mecralara taşıdığı aktarılıyor. Ülkücüleri geçen sene en çok harekete geçiren konuların başındaysa Türkiye’nin korona risk bölgesi ilan edilmesi, Doğu Akdeniz’deki gaz arama gerilimi, Dağlık Karabağ savaşı ve Ayasofya’nın ibadete açılması geliyor.
Alman istihbarat raporunda Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) da yer alıyor. MİT’in ve güvenlik birimlerinin Türk hükümetinin, Cumhurbaşkanının ve partisi AKP’nin politikalarını hayata geçirmeye hizmet ettiği ve siyasi kararların alınmasından önce de istihbarat topladığı vurgulanıyor.
Elmas Topcu’nun haberinin tamamını videodan izleyebilirsiniz.
© Deutsche Welle Türkçe