Rojava’da IŞID barbarlarına karşı savaşırken şehit düşen komünist savaşçı Ivana Hoffmann için düzenlenen festivalin 6.cısı 18 Haziran tarihinde gerçekleşecek. Festival, sömürgeci faşist rejimin güncelde Güney Kürdistan ve Rojava’ya dönük gerçekleştirdiği işgal saldırıları nedeniyle olduğu kadar, Ivana yoldaş şahsında tüm dünya antifaşistleri, devrimci ve komünistleri için güçlü ideolojik anlam içermesi bakımından da önemli bir etkinlik.
Her şeyden önce komünist bir genç olarak kapitalist dünya gerçekliğini kendi yaşam pratiği içerisinde kavramış bir LGBTİ+ birey olarak, ona karşı mücadelenin sınıfsal olduğu kadar cinsel özgürlük için bir zorunluluk olduğu diyalektiğini bilince çıkarmış, dolayısıyla nerede olursa olsun halkların özgürlük direnişini sahiplenmeyi kendisine rehber edinmiş Ivana yoldaşın Rojava devrimini savunmak için adanmışlığı kuşanarak ortaya koyduğu pratik, 21. Yüzyıl enternasyonal devrimcilerine ulaşılacak çıtayı göstermiştir.
O’nun yüzyılımızın başında sergilediği mücadele pratiği tam olarak 1930’ların İspanya iç savaşındaki Enternasyonal Tugayların, 2. Dünya Savaşı’nda Hitler faşizmine karşı sosyalist anavatan savunusuna koşan proleter devrimcilerin ve Che’nin devrimi Latin Amerika kıtasına yayma pratiğinin günümüze taşınmasıdır. Yani enternasyonalizmin rönesansıdır Ivana.
O, kapitalist merkezlerden biri olan Almanya’da yaşarken sistemin kendisine sunduğu veya sunabileceği tüm “avantajları” berrak bilinciyle elinin tersiyle itip, kendi gerçek kurtuluşunu Rojava halklarının kurtuluşunda, yani bölge ve dünya halklarının özgürlük kapısını araladığı devrimin savunusunda görmüş, partisinin çağrısına tereddütsüz yanıt olmuştur. Rojava’ya gitmeden önce bıraktığı mektupta yazdığı şu sözler O’ndaki duruluğu ve kararlılığı resmeder:
“Artık güzel renkleri ayırt edemiyorum, kentin rüzgarını tenimde hissedemiyorum. Kuşların cıvıltısı bana daha güçlü bir özgürlük çağrısı gibi geliyor… Kızkardeşlerim, kardeşlerim, arkadaşlarım, anne ve babalarım, yoldaşlarım; kapitalist barbarlığa karşı özgürlük mücadelesi karşımda dururken ben daha fazla eylemsiz duramam”.
Şimdi Ivana yoldaş için düzenlenen festivalle, yoldaşın kendinde yeşerttiği enternasyonalizmin rönesansı olma pratiğini, başta yaşadığı Almanya olmak üzere, tüm Avrupa ve dünya işçi sınıfı ve ezilenlerine, gençliğe ve politik öncülere bir prototip olarak taşıyabilme ideolojik pratik devrimci görev yüküyle karşı karşıya Avrupa’daki tüm Marksist Leninist Komünistler.
Böylesine görkemli bir pratiğin antifaşist ve devrimci hareketleri kuşatması çabası, faşist politik İslamcı rejimin Kürdistan’ın değişik parçalarında gerçekleştirdiği işgal saldırılarına, katliamlarına, işkence ve tecavüzlerine karşı verilecek mücadeleyle paralellikler taşıyacağı, toplam direnişi güçlendireceği çok açık.
O halde bugünden başlayarak Ivana yoldaş için düzenlenen festivale doğru giderken gerek yerel alanlarda yapılacak etkinlikler gerekse festivale hazırlık için yapılacakları tüm kollektiflerin somutlaştırması; toplantılardan film gösterimlerine, kitap tanıtımlarından sokak gösterimlerine Ivana yoldaşın sade enternasyonalist duruşunun bilinç ve kalplerde hegemonyaya dönüşmesi için O’nun kararlılığını kuşanarak adımlarımızı sıklaştırmanın tam zamanı.
İdeolojik, politik ve örgütsel olarak birçok ilke imza atan Ivana yoldaşın partisinin tek tek yaşayan her komünistte ve ölümsüz yoldaşların kendini ortaya koyuşunda ortaya çıkardığı güçlü değerleri en tam biçimde sahiplenmek, bu değerleri kitleler içinde yaygınlaştırmaktan geçer.
* Atılım Gazetesinin Avrupa Eki’nin (atilimavrupa1994@gmail.com) 3 Haziran 2022 tarihli Perspektif köşesi