G7 zirvesi bu hafta sonu Almanya’nın en yüksek dağının eteğinde Garmisch’de gerçekleşti.
Batı emperyalizminin önde gelen yedi ülkesi ve onun liderleri bir araya gelip dünya siyasetinin belli başlı gündemlerini işledi, çeşitli ara ve yan görüşmeler ile birlikte kararlaşmalara gittiler.
Sonuç bildirgesiyle içerik hakkında daha aydınlatıcı analizler yapılabilir. Fakat biz ilk elden veriler ve hafta sonunun bütünsel gerçeğinden yola çıkarak zirveyi değerlendirdiğimizde ortaya çıkan temel yönelim “G7 versus Putin’dir”.
Zira hem dünya ekonomisinin gidişatı bağlamında, hem de askeri durum bakımından temel gündem Ukrayna savaşıydı. Tabii ki savaşın kendisinden çok Rusya ve – bugün bakımından daha arka planda da olsa – Çin’in tecrit edilmesi ve zayıflatılması hedefi bütün gündemlerin “ortak” çizgisiydi.
Neticede G7’lerden olmasa da Pazartesi günü dijital bağlantıyla zirveye katılan Zelenski’yle G7’ler bu mesajı verdi.
Batı emperyalizmi, Scholz ve Biden’ın deyimleriyle “birliğini kanıtladı”.
Bu birlik, ortak emperyalist rakiplere karşı batı emperyalizmi bünyesinde ortak emperyalist çıkarlar etrafında gerçekleşiyor kuşkusuz. Fakat Rusya ile ilişkiler bağlamında var olan farklı yaklaşımların giderilmesi (doğalgaz, ekonomik yaptırımlar vs.) bu ortak hareketin uzun vadeli koşulu.
Biden zirve öncesi yaptığı açıklamada, Putin’e karşı mücadelenin yöntemiyle ilgili bir ortaklaşmanın yanı sıra doğalgaz ve enerji fiyatlarındaki artışların sınırlandırılması konusunda kararlaşma ihtiyacını vurguluyordu.
Doğalgaz ve enerji fiyatlarındaki artış nihayetinde doğrudan emperyalist merkezlerdeki işçi ve emekçilerin yaşamlarını etkileyen, ezilenler içerisindeki hoşnutsuzluğu arttıran ve yoksullaşmayı hızlandıran bir faktör.
Almanya ise zirvenin sonunda “uluslararası düzende hukuk devletliliği ilkesi”ne dair ortak bir deklarasyon amaçladığını açıkladı. Bu hukuk devletliliği ilkesi tabii ki de Batı emepryalizminin çıkarlarına uygun bir “hukuk”u tarif ediyor.
Zira olası bir “hukuk devletliliği”ni uluslararası “düzen”de bozan NATO’nun kendisi.
Bir tarafta demokrasi ve “hukuk devletliliği”nin öncüsü olarak konumlanan G7’ler ve NATO diğer tarafta Afrika, Asya ve Latin Amerika’da, Doğu Avrupa’da sınır tanımaz bir emperyalist sömürgeci siyaset uyguluyor.
Rakip düşmandan önce o “hukuk devletliliği” ilkesini kendisine ve dostlarına, en başta da sadık dostu ve stratejik ittifakı faşist şef Erdoğan’a yapmalı.
Nihayetinde Garmisch’de gençliğin öncülüğünde gerçekleşen zirve karşıtı protestolar da, Düsseldorf’da Defend Rojava protestosunun da mesajı net: G7’ler bir emperyalist terör örgütü ve esas düşmanı dünya ezilenleri.
* Atılım Gazetesinin Avrupa Eki’nin (atilimavrupa1994@gmail.com) 1 Temmuz 2022 tarihli Avrupa Gündemi köşesi