NATO üyesi ülkelerin genelkurmay başkanları, başta Ukrayna’daki savaş olmak üzere ittifakın askeri konularını ele almak üzere Brüksel’deki NATO karargahında bir araya geldi.
Toplantı öncesi temel tartışma ve gerilim noktası Ukrayna’ya yeni askeri araçların, her şeyden önce zırhlı panzerlerin ihracatına onay verilip verilmeyeceğiydi.
ABD daha öncesinden Abrams-Panzer’lerinin ihracatına onay vermemiş, Almanya’dan ise Leopard 2 Panzer’lerinin ihracatına onay vermesini istemişti.
ABD basınına göre Ukrayna’nın Rus ordusuna karşı gerçekleştireceği “Bahar hücumu” için çok sayıda panzer ihtiyacının karşılanması gerekliymiş. Ukrayna bakımından uzun vadeli bir savaş artık dayanılmaz boyutlar alıyor ve Ukrayna hücum ve saldırı taktikleriyle savaş sahasında hızlı zaferler yoluyla işgalin iradesini kırmayı amaçlıyor. Bu doğrultuda aynı zamanda Rusya Federasyonu’na bağlanan Kırım’ın da saldırının hedefinde olacağından bahsediliyor.
NATO ve Ukrayna, Rusya’nın ilan ettiği “kırmızı çizgileri” zorluyor. Ve artık bütün bu tartışmaların odağında Rusya’nın taktik nükleer silahları kullanıp kullanmayacağı var.
ABD kışkırtıcı bir noktada dururken Almanya “ortak transatlantik bir duruş” ile daha az riskli ve dengeli bir siyaset izlemek istiyor.
Ramstein’dan da daha dengeli bir karar çıktı, Scholz da tıpkı ABD gibi panzerlerin ihracatına onay vermedi. Bütün burjuva partileri tek bir ağızdan tepkilerini ortaya koydular.
Hükümet ortağı Yeşil’lerin birçok milletvekili kararı “yanlış” olarak değerlendirip düzeltme çağrısı yaptılar. CDU’lu Kiesewetter bu kararın Almanya’yı daha da “izole” edeceğini belirtti.
Bütün burjuva partileri ve Sol Parti’nin bir bölümü, savaş tekelleri ve baronlarının kışkırtıcı korosuna katılmış, Ukrayna’ya silah ve askeri mühimmat ihracatının “dayanışma”nın bir göstergesi olduğunu söylemekteler. Oysa her bir yeni silah ve panzer, savaş ve onun sonuçlarını daha da boyutlandırmaktadır, Avrupa’nın bütününü olası bir savaş sahasına dönüştürmektedir.
Bu bir yana, genel halk içerisinde ve emekçi sol’un da bir bölümünde “Ukrayna ile dayanışma”nın bir parçası olarak silah ve askeri mühimmat ihracatının meşruiyetini savunması ayrıca bir akıl tutulması belirtisidir. Güncel bir tehlikeye dönüşen emperyalist paylaşım savaşı düşünüldüğünde emekçiler saflarında ayrıca ideolojik bunalımın da göstergesidir.
Scholz, pasifist olduğundan değil, geniş kapsamlı bir “Bahar hücumunun” Rusya tarafından ne tür silahlar ve reaksiyonlar ile karşılanacağını kestiremediği için, dahası savaşın boyutlanmasıyla kendi sınırlarına varacak paylaşım savaşını ötelemek istediğinden şimdilik onay vermedi ihracata. Bu kararın NATO’dan bağımsız alınmadığı öngörülebilinir.
Dolayısıyla bir taraftan Ukrayna’da ABD ve Rusya’nın savaş kışkırtıcılığı ve işgalciliğine karşı üçüncü seçeneğin eylemini ve taleplerini yükseltirken, diğer taraftan da askeri mühimmat ve silah tekellerine, ticaretine karşı “kendi hükümetlerimizin” politikalarına karşı çıkmaya, halklar arası dayanışmayı örmeye devam etmeliyiz.
* Atılım Gazetesinin Avrupa Eki’nin (atilimavrupa1994@gmail.com) 27 Ocak 2023 tarihli Avrupa Gündemi köşesi