Geçtiğimiz hafta Litvanya’da düzenlenen NATO zirvesi, emperyalistlerin Rusya’yı “zayıflatmak” ve Putin’i devirmek için Ukrayna’da yürüttükleri vekalet savaşındaki ikiyüzlülüklerini bir kez daha resmetti. Emperyalist ABD ve Almanya zirve öncesinde, Rusya ile savaş halinde olan Ukrayna’nın NATO’ya kabul edilmesini engelleyeceklerini açıkça ifade etmişlerdi. Aynı cümleler zirve sonrası NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg tarafından da resmen açıklandı.
Bu açıklamalar karşısında Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelensky, NATO’nun “saçma” bir karara vardığını ve “zayıflık” gösterdiğini söylerken, İngiltere Savunma Bakanı Ben Wallace da hızlıca “minnettarlık” göstermediği için Zelensky’i azarladı.
Batılı emperyalistlerin kararında, bu aşamada Kiev’in askeri ittifaka katılması durumunda NATO üyelerinin Ukrayna’nın savunmasına geçerek Rusya’yla doğrudan savaşmak zorunda kalacak olması belirleyici oldu. Batılı emperyalistlerin çoğu, şu anda esas olarak Ukrayna kanının döküldüğü bir savaşı tercih ederken nükleer silahlara sahip bir Rusya ile direk çatışma riskinden kaçınıyorlar.
Aslında bu yolla gizlenen bir başka, daha da çarpıcı bir ikiyüzlülük var. O da NATO’ya katılmaktan şimdilik Ukrayna’yı men eden emperyalistlerin, hali hazırda süren savaşın da en temel sorumluları oldukları gerçeğini gizleme ikiyüzlülüğü.
Ukrayna’yı bugünkü kanlı savaşın içine sokan NATO, herhangi bir biçimde çıkış yolu bulmasına da yardımcı olmayı reddetmekte. 2008 yılından itibaren NATO’yu doğuya doğru genişleterek, Rusya’yı çevrelemek isteyen aynı emperyalist güçlerdi. Aynı NATO, Şubat 2022’de emperyalist Rusya’nın Ukrayna’yı istilasından haftalar sonra ve belki de savaşı erkenden sona erdirebilecek Kiev ve Moskova arasında başlayan görüşme sürecine son verendi.
Oysa daha savaşın başında yapılacak bir anlaşma olasılığı şimdikinden çok daha güçlüydü ve karmaşık değildi. Ukrayna’nın gizliden NATO’ya entegre olmak yerine tarafsızlık taahhüdünde bulunması ve doğudaki Rusça konuşan nüfusa yönelik siyasi, hukuki ve askeri saldırılarına son vermesi belki de daha fazla kan dökülmesini önleyecek bir anlaşma için yeterli olurdu.
Gelinen yerde, çok muhtemel görünmese de, batılı emperyalistlerin Kiev’in Rusya ile yeniden görüşmelere başlamasına izin vermesi durumunda, emperyalist Rusya’nın rakiplerine güvenmesi ve Ukrayna’nın doğusunu ilhaktan vazgeçmesi çok daha zor.
Pek muhtemel değil diyoruz, çünkü emperyalistler herhangi bir görüşme kapısı aralamaktan ziyade, misket bombaları gibi daha da öldürücü silah göndererek Ukrayna’daki çatışmaları uzatmak ve her iki tarafta da ölü sayısını alabildiğine arttırmak istemekteler.
Emperyalistlerin medya kanalları üzerinde alkışlar tutarak duyurduğu Ukrayna’nın “bahar karşı-taarruzu”nun bir türlü gerçekleşmemiş olması, uygulanan ekonomik ambargolarla Putin’in çöküşe sürüklenmesi beklentisi karşılık bulmayınca, emperyalistler bu emperyalist rekabet ve hegemonya mücadelesinin bir sonucu olarak patlak veren savaşı, daha kıyıcı ve yasaklı silahlarla kızıştırma planları içerisindedirler.
Son NATO zirvesinde emperyalistler, esasında, başlatmak ve körüklemek için her şeyi yaptıkları savaş yangınını, şimdi de Ukrayna’nın ittifaka katılmasının bir engeli olarak kullanmaktalar. Bu da -en azından kontrol edebildikleri sürece- Rusya-Ukrayna arasındaki ve kendilerinin de dolaysız parçası oldukları savaşı, bu biçimiyle sürdürme planını açık ediyor.
* Atılım Gazetesinin Avrupa Eki’nin (atilimavrupa1994@gmail.com) 21 Temmuz 2023 tarihli Avrupa Gündemi köşesi