Pasifik’teki Yeni Kaledonya’da halk Fransız sömürgeciliğine karşı isyan halinde. Birkaç haftayı bulan ayaklanmalarda sömürgecilik karşıtı yerli halk direnişe geçti. Bu ayaklanma son 30 yılın en büyük direnişi oldu.
Fransa Yüksek Komiseri Louis Le Franc, direnişi “ayaklanma” olarak tanımladı. Başkent Nouméa sokaklarında 3 bin-4 bin, Büyük Nouméa bölgesinde ise 5 bin kadar isyancının hâlâ “eylem halinde” olduğunu söyledi. Bu açıklamanın ardından Fransa olağanüstü hal ilan ederek bölgeye yüzlerce ek güç gönderdi. Fransa başbakanı Gabriel Attal, yetkililerin “isyancılar ve yağmacılar için en sert cezaları” uygulayacağını söyledi. Attal, 12 günlük olağanüstü halin “düzeni yeniden tesis etmek için büyük araçlar kullanmamıza olanak sağlayacağını” da sözlerine ekledi.
Devlet destekli Fransa yanlısı gerici güçler de yerli halka karşı kendi baskılarını uyguluyor.
Son direniş, Paris’teki milletvekillerinin daha fazla Fransız vatandaşının oy kullanabilmesi için seçim kütüklerinin değiştirilmesi yönünde oy kullanmasının ardından patlak verdi. Yerli liderler bu hamlenin nüfusun yaklaşık yüzde 41’ini oluşturan yerli halkın siyasi etkisini azaltacağını ve bir bağımsızlık oylamasının önünü keseceğini belirtiyorlar.
Nisan ayı ortasında Nouméa’da yaklaşık 55 bin bağımsızlık yanlısı ve 35 bin Fransa yanlısı yürüyüşçü protestolara katıldı. Bu rakamlar 275 bin nüfuslu bir ülkede olağanüstüdür.
Fransa’nın ve destekçilerinin amacı Yeni Kaledonya’daki Fransız varlığını mümkün olduğunca uzun süre devam ettirmek. Bunun için seçmen kitlesinin genişletilmesi belirleyici bir adımdır. Dolayısıyla bu, Kanak halkının ve bağımsızlık yanlılarının mücadelesine yönelik önemli bir saldırıdır.
Ancak direniş, Kanakların hiç de pes etmeye niyetlerinin olmadığını tüm dünyaya gösterdi. Özgürlüklerini savunmak ve ülkelerinin bağımsızlığı için mücadele etmek zorunda kaldıkları her seferinde buna uygun davrandılar. Bağımsızlık için oy kullanmak gerektiğinde kitlesel olarak sandık başına gittiler. Ve başka bir seçenek kalmadığında sokaklara döküldüler.
Günümüzde Yeni Kaledonya’yı önemli kılan nedenler hayli artmış durumda. Yeni Kaledonya önemli nikel yataklarına sahip ve küresel nikel üretiminin yaklaşık yüzde 6’sını gerçekleştiriyor. Elektrikli araç bataryaları ve çelik üretiminde önemli bir unsur olan nikel için vadeli kontratlar Londra Metal Borsası’nda neredeyse yüzde 7 arttı. Batılı şirketler ve Çin bu metalin tedarik edilmesini istiyor.
Yine Fransız emperyalizmi, Avustralya ve Fiji arasında yer alan Yeni Kaledonya’nın, Pasifik’in Batı emperyalizmi ve Çin arasında çekişmeli hale gelmesiyle her zamankinden daha önemli olduğunu düşünüyor. Nitekim, Aukus askeri anlaşması aracılığıyla İngiltere ve ABD’ye bağlı olan Avustralya hükümeti de geçtiğimiz yıl, Birleşmiş Milletler’in çeşitli dekolonizasyon kararlarında çekimser kalarak Fransa ile birlikte hareket etti.
Haftalardır süren direnişi kırmak için Fransız sömürgecileri yaşam alanlarını yakıp yıkıyor, eşitsiz koşullar içerisinde süren çatışmalarda yüksek teknolojik silahlarla katliamlar yapıyor. Günün sonunda direnişi kırma olanakları var, ancak Kanak halkı tüm ezilen-sömürülen halklar gibi, mücadelelerinden asla vazgeçmeyecek gibi görünüyor. Sorun dünyadaki antiemperyalistlerin antisömürgeci bu direniş karşısında suskunluğu.
* Atılım Gazetesinin Avrupa Eki’nin (atilimavrupa1994@gmail.com) 7 Haziran 2024 tarihli Avrupa Gündemi köşesi